İrfan Özfatura

Kaleiçi ve etrafı Osmanlı kasabası gibi. Geçmişi özleyenler aradığını buluyor orada.

Türkler asırlarca Rum ve Ermenilerle yan yana yaşar. Arada hiçbir sıkıntı yoktur, taa ki Amerikalı misyonerler görünene kadar...

Kadıköy, Hacı Hüsam, Haydar Ağa, Ali Kabuli Efendi, Ziver Bey, Cemil Topuzlu, Lütfi Kırdar, Haşim İşcan…

Yaşı sekseni geçen Ahmed Cezzar Paşa o güne kadar tek mağlubiyet tatmayan Napolyon’u Akka’da perişan eder, general ordusunu bırakıp kaçar Fransa’ya.

Karahanlılar için Kutadgu Bilig, Selçuklular için Siyasetname, Timuroğulları için Tüzikat-i Timur, Gürganiler için Babürname ne ise İran için Şehname de odur.

Sadece zengin kadınların estetik yaptırdığı günler geride kaldı. Artık erkekler ve ergenler de katıldı kervana. Almanya’da 14-29 yaş arası gençlerin beşte biri estetik ameliyat olmuş ya da olacak.

Yeterli miktarda mutluluk hormonu (seratonin) salgılandığında kişilerin ruh hâli ve davranışları pozitif yönde etkilenir.

Peygamber Efendimiz bir bayram sabahı iç çeken çocuğun başını okşar.

Yafa! Kelime manası “sıcak ve kuytu yer.” Yine sıcak ama kuytuluğu kalmamış. Büyüyen metropol tarafından çiğnenip sıkıştırılmış. Bir zamanlar Tel Aviv onun karyesiymiş (köyü), şimdi o Tel Aviv’in semti.

Avustralya hükûmeti kıtadaki kedi neslini ortadan kaldırmayı planlıyor. Başıboş gezen yaklaşık 2 - 6 milyon kedi namlunun ucunda.

Materyalist tarihçilere göre Göbeklitepe’yi yapan ilkellerin (!) iki taşı üst üste koyamamaları lazımdı...

Onlar cezaevlerinin günahsızları... Annelerinin işledikleri suçlar sebebiyle mahkûm olmuş fakat devlet şefkati bu yavrucaklara farklı ve ‘ceza’sız bir dünya sunmuş... Haftanın belirli günleri ablaları ve abileri çocukları at binmeye, yüzmeye, sinemaya götürüyor. Yorulup sıkılınca “Hadi evimize dönelim” diyorlar. Cezaevimize!

Churchill, İngiltere'de yaptırdığımız 2 zırhlıyı "teslimden sadece yarım saat evvel" gasbeder. Hâlbuki 7 milyon altın lira tıkır tıkır sayılmıştır avuçlarına.

Mercimek, ezogelin, tavuk suyu, işkembe, kelle paça, sebze, yayla, tarhana; zaten kadrolu. Arabaşı, gendime, tıntış derken liste uzar gider...

Pilot bölge seçelim bir hafta "beyaz ekmek" yerine "temiz ekmek" verelim insanlara. Asayiş vakaları, trafik kazaları, karı koca kavgaları azalmazsa gelin yanıma...

Londra’da devrin savaş gemilerinden HMS Belfast’ı gezerseniz Çanakkale’ye dayanan armadanın imkânlarını görebilirsiniz açıkça.

Yeni Zelandalı katil Tarrant’ı kınayan dünya, “Setif Katliamı” ile 45 bin mümini şehit eden Charles de Gaulle’e tepki koymaz zamanında. Ellerini Müslüman kanına bulayan liderler rahat. Ne Esad, ne Putin, ne Ruhani, ne Trump, ne de Netanyahu çıkarıldı mahkeme huzuruna.

Darülacezelik olmadan uğrayın ki, muhtaç kalırsanız kapıyı çalacak yüzünüz ola.

BM Güvenlik Konseyinden (1948-65 arası 23 defa) Keşmir halkının kendi geleceğini tayin hakkı çıkar. Hindistan o gün bu gündür sandıktan kaçar. Hindistan Keşmir’de yarım milyon cinayet işledi; 1,5 milyon mülteci, sayısız faili meçhul, kayıplar, sakatlar ve zindanlarda çürüyen Müslümanlar...

Bolivar’ın gözü yukarılardadır, komutan odur, diktatör o, başkan, başbakan... En yakın adamı Sucre bile “artık kurtarıcılardan kurtulma zamanı geldi” der sonunda.