İsmail Kapan

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, İstanbul’da icra edilmekte olan 13. Zirve toplantılarından ne gibi sonuçlar çıkabilir? Bu Zirve’de İslam dünyasının meselelerine dair, somut adımlar atılmasını bekleyebilir miyiz?

Bölücü terör örgütünün, Güneydoğu’daki şehirlerde yaptığı tahribatı, büyük öfke ve üzüntüyle izliyoruz. Tam anlamıyla bir yıkım yapıyorlar. Bombaların açtığı çukurlar, âdeta göletlere dönüşmüş…

Şu günlerde tartışmaların yoğunlaştığı noktalardan biri de, millî sırlarımızın ifşa edilmesi… 50 milyon kişiye ait kişisel bilgilerin sızmış olduğuna dair ciddi ve ürkütücü iddialar gırla gidiyor!

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilim giderek tırmanıyor. Karabağ’daki ateşkes durumu son haftalarda sürekli biçimde ihlal ediliyor… Bu gidişat, acaba daha geniş bir savaşa yol açabilir mi?

Önceki gün, Diyarbakır’da düzenlenen kalleş saldırıda yedi polisimiz şehit düştü… Bu alçakça eylemin ilk hedefi, Başbakanın şehre yapacağı ziyareti gölgelemekti. Ama Diyarbakır halkı, o kirli oyunu bozdu.

Terör ve anarşi haberleri kadar, toplum içinde cereyan eden kriminal hadiseler de dehşet verici boyutta… Medya organlarına akan polis - adliye haberleri, toplumun ruh hâli bakımından hiç de iyi bir işaret vermiyor!

“MİT TIRLARI” diye ünlenen davanın mahiyeti ve bundan sonraki seyri, dünden itibaren yeni bir safhaya girmiştir. Acaba Batılı konsoloslar hangi niyet ve maksatla organize olup mahkeme salonuna doluştular?

Teröre karşı seferberlik çağrısı, toplum katmanlarında yeterli derecede yankı buldu mu? Mesela İngiltere, İspanya, Fransa ve nihayet Belçika’da; teröre karşı verilen tepkilerin ölçeğinde, kitlesel bir tavır sergilendi mi?

Millî birlik ve bütünlüğümüze, ulusal güvenliğimize, istikbalimize yönelen; “terör” diye tanımlanan, ciddi bir tehdit ile karşı karşıyayız. İçeriden ve dışarıdan, özellikle dışarıdan büyük destek gören bu püsküllü bela ile en iyi mücadele şekli, topyekûn seferberliktir…

Tarihin tekerrür edip etmemesine dair bahiste, İstiklal Marşı Şairimiz Mehmed Akif Ersoy ile İspanyol asıllı, Amerikalı Filozof George Santayana hemen hemen aynı şeyi söyler…

Terör kavramının içinde yalnızca silah ve mühimmat yok elbette… Teröristlere, terör örgütlerine ve bunların üzerinden stratejik rant devşiren güç odaklarına yardım ve yataklık etmenin pek çok yolu var!

Alçakça saldırılar için her çeşit kirli iş birliğine giren terör örgütleri ve onların arkasındaki karanlık güçler, şunu kesin olarak bilsinler: Asla Türk Milletini yıldıramazlar.

320 milyonluk Amerika Birleşik Devletlerinde Donald Trump gibi Barny Sanders gibi uçuk kaçık tipler, başkanlık için iddialı aday adayı olarak ortaya çıkıyorsa, bir terslik var demektir!..

Dünyadaki mega kentler arasında, asayiş ve huzur bakımından İstanbul en iyi konumda olan şehirlerden biri… 15 milyonluk nüfusuna oranla, günlük kriminal olay sayısı oldukça düşük.

Diplomasinin yerleşik evrensel kuralları ve teamülleri çerçevesinde, “büyükelçi” sıfatıyla; ülkesini başka bir devlet nezdinde temsil eden görevlilerin, neyi yapıp neyi yapmayacağı bellidir. Ama!..

Efendim;

Rusya ile ABD’nin Suriye’de bir ateşkes için anlaştıkları haberi, doğrusu beni pek fazla heyecanlandırmadı. Zira bu ateşkesin ne kadar etkili biçimde uygulanabileceği hiç belli değil…

İki günde 40 şehit veren ülkede, insanların sinirlerinin gerilmesi, morallerin bozulması şaşırtıcı değildir. Ancak, sade vatandaş çok endişelense de, bazılarının soğukkanlılığını muhafaza etmesi gerekir…

Son kırk sekiz saatteki gelişmeler, Suriye meselesini yepyeni bir safhaya taşımış bulunuyor. Suriye’de dönüşü olmayan bir noktaya gelinmiştir ve artık bambaşka bir durum söz konusudur!..

Sivil katliamı noktasında, Rusya’nın son hava saldırıları Esad rejiminin yaptığı kıyımları geçmiş bulunuyor. Amerika neden bu insanlık suçuna sessiz kalıyor?