İsmail Kapan

Yeni yıla, 2013'ten kalan büyük bir siyasi ve ekonomik gerilimle girildi... Bu gerilim en azından 30 Mart'taki mahalli seçimlere kadar devam ettirilmek istenecektir!

Bu memleket çok şey gördü... Darbeler, ihanetler, suikastlar, şer odaklarıyla iş birliği; mal-mülk, makam-mevki veya başka hevesler uğruna vatanı satmalar... Ama hepsinin hükmü tükendi.

Yargı erkinin aktive olma durumu, Türkiye'de çok sık görülen bir hastalıktır. Lakin hukuk zembereğinden boşanırsa, netice vahim olur. Buna müsaade edilmemeli!

Geçen salı günkü yazıda, "Ya devlet başa, ya kuzgun leşe" düsturunu hatırlatmıştım. Başbakan Erdoğan da, önceki akşam ve dün durumu şöyle özetledi: YA MİLLET YA ZİLLET!..

Pakistan ile kuruluş günlerinden bu tarafa, hep yakın ilişkiler içinde olduk. Uluslararası arenada iki ülke daima iş birliği ve dayanışma içinde oldu...

Millet olarak devlet anlayışımızda şöyle bir kabul vardır: YA DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE!.. Bu yaklaşım, doğrudan devletin bekası ile ilgilidir.

Operasyonun ambalajına değil, hedef ve maksadına bakmak lazım. Aksi halde, üzerine bolca sos dökülmüş bu hamlenin asıl mahiyeti gözden kaçırılabilir!

"Paşa" demenin kanunla menedildiği, ama fiilen bu yasağın sökmediği güzel memleketimizde, çok değişik ve renkli PAŞA figürleri görüyoruz!..

Bütçe görüşmeleri dolayısıyla Meclis'te yaşanan tartışmaları, bu arada cereyan eden rezaletleri, dehşet ve ibretle izliyoruz...

Enerji ihtiyacının yarısından fazlasını dışarıdan temin etmek zorunda olan ülkeler için, bu alandaki güvenlik riski, yukarıya doğru artan oranda yüksek kabul edilir.

"İlk etap olarak silahsızlandırma ve belki daha da önemlisi kafaların silahsızlandırılması, sürecin ilerleyeceği zemin açısından dikkate değerdir..."

Öteden beri Türk dış politikasını mahkûm etmek için her türlü tezviratı yapmaktan çekinmeyen kalem esnafı, yine akıntıya kürek çekiyor...

CHP'li Kamer Genç'in imza attığı skandallar saymakla bitmez. Ama bu defa gerçekten sınırları aştı!..

İran nükleer programının açığa çıktığı on küsur yıldan bu yana, ilk defa bu çapta bir mutabakat sağlanmış oluyor...

Bazı gazetelerin yazarları; son zamanlarda hafiften tornistan yapmaya başladı.

Yeni bir Anayasa için büyük umutlar bağlanan Meclis Uzlaşma Komisyonu, iki yıl bir ay sonra, bir uzlaşmaya varamadan dağıldı...

"Diyarbakır'da olanları izleyenler, gerçek tarihin nasıl yazıldığını görüp öğrenmişlerdir...

Bölücü örgüt, Diyarbakır yerine Amed ismini kullanıyor. Osmanlı devrinde olduğu gibi, Diyarbekir şeklinde telaffuz edenler de az değil...

Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin Diyarbakır'a yapacağı ziyaret, çok farklı tartışmalara konu oluyor...

Güçlü muhalefet ve alternatif politikalar üretmede yetersiz ve pasif kalanlar, iktidar partisinde oluşabilecek çatlaklara bel bağladı... Nafile bekleyiş!