M. Ali Demirbaş

Kadınların, her türlü kokuyla ve başkalarının göreceği süs, takı ile dışarı çıkmaları günah oluyor.

Orucu bozulanın, akşama kadar oruçlu gibi sakınması vacib olur, hastalık gibi meşru bir mazeret olmadan yiyip içmesi tahrimen mekruh olur.

Kâğıt, taş, pamuk, ot, pişmemiş pirinç gibi, ilaç ve gıda olmayan şeyi yutmak orucu bozar, kaza gerekir, kefaret gerekmez.

"Özürsüz olarak Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz."

Teravihin 20 rekât oluşu ve cemaatle kılınması hadis-i şerifle bildirilmiştir. Sünnet olduğu icma ile sabittir...

Peygamber efendimiz, (Allah için birbirini seven müminler, Mahşer günü, Arş-ı alânın altında gölgeleneceklerdir) buyuruyor.

Kıyamette kâfirler Allahü teâlâya yalvaracaklar, (Yâ Rabbi, bizi tekrar dünyaya gönder, bütün emir ve yasaklarına uyacağız, hiç isyan etmeyeceğiz) diyecekler.

Eğer bu dünya kalmaya değer bir yer olsaydı, Allahü teâlâ, en sevdiği kulunu burada bırakırdı. Demek ki sıra hepimize gelecek.

Ramazanda ve nâfile oruçlarda niyetin vakti, güneş battıktan sonra başlar. Son vakti ise, ertesi günü dahve-i kübra vaktine kadardır.

Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse günahları affolur. O oruçlunun sevabı kadar ona sevab verilir.

Oruç, eti eritir ve Cehennem ateşinden uzaklaştırır. Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hatırına gelmeyen nimetler, ancak oruç tutana nasip olur.

Oruç ibadeti, dînî bir mazeretle kazaya bırakılırsa, kazası tutulunca sadece cezadan kurtulmuş olunur. Ramazan-ı şerifte tutulan orucun sevabına kavuşulamaz.

Hocasının kalbinden düşen Cehenneme düşer. Çünkü o kalb başka bir kalbe bağlıdır. O kalb de başka bir kalbe. Bu böyle Peygamber efendimize gidiyor...

"Bizim kitaplarımızın çok kıymetli olmasının sebebi, bunların içinde bize ait bir yazı olmayıp, hep büyüklerin yazıları olmasıdır."

İyi ahlâk da, kötü ahlâk da bulaşır. İyilerle beraber olanın kalbine mutlaka iyilik gelir. Müminler bir araya gelince, bileşik kaplar usulü, mutlaka kalbden kalbe feyz akar.

Fitre için bildirilen ürünlerden birini veya kıymetini vermek gerekir. Her sene, (Bu yıl fitre kaç lira?) diye sormaya lüzum yoktur.

Her türlü alacak nisaba katıldığı gibi, evlerin tahakkuk etmiş kira alacakları da nisaba katılır.

Bir günlük yiyeceği olanın, zekât veya sadaka istemesi haramdır, fakat istemeden verilen sadakayı, zekâtı alması caizdir.

Bu gece Allahü teâlâ, (Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, âfiyet vereyim) buyurur.

Âhirette el, ayak, göz gibi bütün uzuvlar konuşacaktır. (Bu dinini biliyordu, ama nefsine uydu, onun derdi, niyeti başkaydı) derlerse hâlimiz ne olur?