M. Necati Özfatura

Osmanlı'nın yıkılışından bu yana Orta Doğu başta olmak üzere İslam Dünyasına "Postmodern Haçlı Seferi" devam etmektedir.

Ekonomi ile dış politika arasında derin bağ vardır. Ekonomik bağımsızlığı olmayan ülkelerin bağımsızlığı sözde ve kâğıt üzerinde kalmaya mahkûmdur.

Son yıllarda İslam Dünyasında ve münhasıran Orta Doğu'da Müslümanlara karşı "Postmodern Haçlı Seferi" açılmıştır. Hristiyan-Yahudi- Putperest ve bunların emrinde (sözde) Müslüman ittifakı Müslüman katliamında, hatta soykırımda yarış halindedir. Bu soykırımın idare merkezi Siyonizmdir.

ABD'de iktidar değişse de devlet politikası değişmez. Ancak Türkiye de eski Türkiye değildir. "ABD ve AB ne isterse yapılır" devri artık geride kalmıştır. Obama'nın 2008 seçiminden sonraki şu sözleri değişmemiştir: "ABD hiçbir zaman İslamla savaşta değildir. Olmamıştır, olmayacaktır. ABD Müslüman dünya ile ortak zeminler üzerindedir."

Obama'nın ikinci defa 4 yıllığına ABD Başkanlığına seçilmesini tahlil edersek çok sayıda gerçekler de ortaya çıkar. Bunlardan en önemlisi ABD halkı Obama'yı seçerek istikrarı seçmiştir. Varsayalım rakibi Romney kazanmış olsaydı Amerikalı "Neo-con"lar, ABD Yahudi lobisi Orta Doğu'yu kana bulayabilirdi. Romney İsrail'in güvenliği için İran'a saldıracağını açıkça söylemişti.

Başta ABD, Rusya diğer Batı ülkelerinin refahı, savaşan ülkelere satılan silahlar neticesi gelen trilyon dolarlarla temin edilmiştir. Bu refahın devamı için bu ülkelerin savaşması gerekiyor. Kar, kış turizmi için neyse savaşlar da Batı'nın refahı için olmazsa olması gereken bir gerçektir.

Kasım 1970'de Hava Tümgeneral iken Savunma Bakanlığı yapan Hafız Esad ve 2 subay kardeşi, Nusayrilerle birlikte Baas Partisi ve Suriye ordusuna hakim oldular.

1912-1914 Balkan Savaşlarında zorunlu göçe zorlanan ve öldürülen Müslüman sayısı 1.5 milyonun üstündedir. ABD'nin Kentucky eyaletinin Lovisville Üniversitesinde tarih profesörü olan Austin McCarthy tarafından hazırlanan haritada toplu katliamlar gösterilmektedir.

New York Times'de Thomas L. Friedman'a göre: "Orta Doğu'nun son 50 yıldaki demir kanunu şuydu: Aşırılar her şeyi yapar, ılımlı insanlar susardı. Şimdi bu demir kanun değişiyor. Ilımlılar da sesini yükseltiyor..."

Mübadele dışında kalan Batı Trakya Türklerinden en az 50 bin kişi Türkiye'ye göç etmiştir. Kavala'daki Türkler ve buraya sığınan 7 bin muhacir toplu katliama maruz kaldılar. Balkanlar'da Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya ve Sırbistan'da öldürülen Müslümanların sayısı 1.5 milyonu bulmuştur.

Bölgede bir güç olan Türkiye, Suriye'deki katliama seyirci kalamaz. Türklerde mazlumun yani zulme maruz kalanın yanında yer almak devlet geleneğidir. Esad'ın emri "Türkiye sınırına 10 kilometre yaklaşmayın" şeklindedir.

Kosova-Makedonya-Selanik arasında Vardar Ovası göçlerde anayol idi. Osmanlının 1831 sayımına göre Balkanlar'daki nüfusun yüzde 37.5'i Müslüman idi. Batılı ülkeler, Hristiyanları isyana teşvik etmeden önce cami-kilise-sinagog yan yana ve huzurlu idi.

Balkanlar; Türkler, Müslüman halklar ve çeşitli Hristiyan milletlerin yan yana huzur ve güven içinde 600 yıl birlikte yaşadığı mozaik bir topluluk idi. Gerek Müslüman gerekse Hristiyan, Musevi ve çeşitli mezheplerden çok sayıda millet aynı çarşıda hatta aynı mahallede yaşıyordu.

Suriye âdeta harabe haline gelmiştir. Baas+Nusayri rejimi Suriye halkına katliamın ötesinde soykırım icra ediyor. Herkes Esad'ı, Baas+Nusayri rejimini suçluyor. Elbette fiilen ve zahiren suçlu bunlardır. Ama bir suçlu da Suriye halkının yüzde 75'ini bulan Suriyeli Sünnilerdir!..

Siyonizmin ve İsrail devletinin ideolojik kurucusu Herzel'in Temmuz 1902'de çok meşhur zengin iş adamı Yahudi Lord Rothschild'e yazdığı mektup bugünkü İsrail-Kıbrıs Rum iş birliği ile son derece ilgilidir. Mektup aynen şöyledir:

Peygamber efendimiz, yalnız ümmetine değil, bütün Peygamberlere de şefaat edecektir. Allahü teâlâ bütün Peygamberlere ayrı ayrı, (Sen kimsin?) diye soruyor.

Suriye tarafından atılan top mermisinin Akçakale'ye düşmesi sonucu 5 vatandaşımız ölmüş, 9 kişi de yaralanmıştır. Sonrasında Türkiye jet hızıyla karşılık vermiş ve belirlenen hedefler top ateşiyle vurulmuştur. Ben bu olayı bir savaş veya saldırı olarak görmüyorum.

İslam âlimlerinden biri buyuruyor ki: Allahü teala Peygamber Efendimiz için "Ey Resulüm, İbrahim'i halil (dost), seni de habib (sevgili) edindim.

İran'ın ABD ve İsrail düşmanlığı, Suriye'nin İsrail düşmanlığı sahtedir. İran Orta Doğu'da Şii imparatorluğu için propaganda yapmaktadır. İran'ın tarihini inceleyin bir defa bile Hıristiyan bir ülke ile savaşmamıştır. Devamlı Sünni İslam ülkeleriyle savaşmıştır.

Alçakça hazırlanan ve İslam Dünyasında büyük bir infiale yol açan filmin arkasında Siyonizm vardır. Aslında dünyadaki bütün terör teşkilatlarının beyin takımı emperyalist güçlerin taşeronu ve uşağıdırlar.