M. Necati Özfatura

Libya'da son durum karışıktır. Kaddafi'nin paralı askerlerinin, karşı saldırıya geçerek bazı kentleri ele geçirmesi, nihai neticenin zaferi ile değil hezimeti ile neticelenecektir.

Orta Doğu ve Arap dünyasında yaşayan halklar dikta rejimlerden kurtulup, daha özgür ve daha müreffeh bir hayat istemektedir. İslam dünyası çok zengindir. Ancak dünya ticaretinde payı sadece yüzde 7'dir. Dünya ticaret yollarında hayati önem taşıyan 13 boğazın 9'u İslam dünyasının elindedir. Ancak gereği gibi değerlendirilmemektedir.

42 yıldır lüks ve sefahat içinde yaşayan ve son derece kibirli olan ve Kaddafi diktasının artık sonu gelmiştir.

Türkiye'nin; son 10 yılda 200 yıllık yakın tarihinin en parlak devrini yaşadığı inkârı mümkün olmayan bir gerçektir. Son 10 yılda Türkiye 4 kat büyümüştür. 2001 yılında (GSYH) 240 milyar 200 milyon dolar idi.

Libya'da Kaddafi diktasına karşı ayaklanma ülkeyi iç savaşa doğru götürmektedir. Kaddafi dengesiz ve kendi ihtiraslarından başka hiçbir şeyi düşünmeyen bir kişidir. Libya lideri Kaddafi'nin hayatı boyunca hayalini kurduğu Afrika Birliğinin başkanlığı ve muhaliflerin tepkisi onu çılgına çevirdi.

İslam Dünyasına demokrasi, çok partili parlamenter sistem, insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü, milli ve manevi değerlere saygı gelmesi yakındır. Mısır ordusu protestoculara yumuşak davranarak âdeta destek vermiştir. Mısır'ın muhtemel yeni diktatörü General Süleyman'dır.

Mısır statüko ve vesayet rejimi taraftarlarına ders olsun. Mısır gibi Sudan, Yemen, Lübnan, Ürdün, Tunus, Cezayir ve Libya'da huzursuzluk artmaktadır.

Her nimetin sahibi Allahü tealadır. Bu dünyada sebeb-netice-illiyet rabıtası vardır. Nimetlere sebeb olana teşekkür Allahü tealaya şükrün ilk adımıdır. Teşekkür etmeyen şükretmiş sayılmaz.

İslamiyette nimetlere şükür, bela ve sıkıntılara sabır, kadere rıza başta gelen, esas görevlerin başında yer alır. Nimete şükredenlerin nimeti artar. Şükretmeyenin elinden nimet alınır. Bu, fertler için olduğu gibi ülkeler, topluluklar, iktidarlar ve devletler için de geçerlidir.

Osmanlı padişahlarının ortak özelliklerini sıralarsak; Hepsi iman ehlidir. Ehl-i sünnettir. Tek gayeleri Rıza-ı ilahi için İslamiyete hizmettir. Hiçbir yüz kızartıcı suçları yoktur. Bütün faaliyetlerini Şeyhülislamın fetvalarına göre yapmışlardır. Kanuni Sultan Süleyman Han'ın vasiyeti gereği bu fetvalar tabutuna konulmuştur.

İslam Dünyasında birkaç ülke dışında demokrasiyi, çok partili parlamenter sistemi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve hatta Asr-ı Saadetteki İslami değerleri önleyen tesirli güç bu ülkenin ordularıdır.

Tunus'ta halkı isyana götüren sebepler pek çoktur. Örneğin, Tunus'un iç kısmında işsizlik yüzde 70'tir.

Tunus'ta yaşanan karışıklık işsizlik, sosyal adaletsizlik ve yolsuzluğa bir nevi isyandır. Özellikle gençlere yönelik devlet şiddeti bu insanları isyana sevk etti.

Osmanlı, fethettiği yerleri asla sömürmedi. Almadı. Hep verdi. Bu yerlere yatırım yaptı.

Kuzey Afrika ülkelerinden Tunus'ta 1 aydır süren karışıklıklar halen devam etmektedir.

İstanbul'un tek kruvaziyer limanı olan Salıpazarı, Galataport ihalesinden 5 yıl sonra yeniden gündeme geliyor. 2011'de bu proje ihaleye çıkıyor. THY, İspanya'da Madrid ve Barcelona'ya 4 seferden sonra 2011'de Valencia ve Malaga'ya da sefer yapacak. Günde 12 sefer İspanya'ya yapılacak... İ

"Muhteşem Yüzyıl" dizisi tek kelime ile Osmanlı Devletine ve Sultanlara düşmanlık üzerine çekilmiştir. Milli ve manevi değerlerden, tarihi bilgilerden yoksun kişilerin hazırladığı bu dizi "Türk halkını" adeta isyan ettirmiştir. Bu dizide Osmanlıya hakaret en üst seviyededir... Hiçbir toplum yok ki, Türkiye'deki bazı grublar kadar tarihine bu derece düşman olsun.

Vakıf üniversiteleri, Anayasanın 130. maddesine dayanarak, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun ek 3. maddesi çerçevesinde TBMM onayı ile kurulur ve faaliyetlerini sürdürürler. Ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olan bu kurumlar, diğer tüm üniversiteler gibi Yükseköğretim Kurulu'nun denetimine tabidirler.

Dünya Bankası uzmanı Ridao Camo, Türkiye'yi kıskanarak izlediğini belirterek; "Ben İspanyolum.

İngiltere'nin eski başbakanı Tony Blair'in eşinin kardeşi Lauren Booth, İslamla şereflenmesinin ardından The Guardian gazetesindeki makalesinde kendini eleştirenlere cevap verdi. İşte birtakım insanları İslamofobik ön yargılarıyla yüzleşmeye davet ettiği yazısından bazı bölümler: "... Kadınlara kötü davranılan birçok yer vardır. Ama kadınlara bunu reva görenler insanlardır, Yaratıcı değildir. Yani kültür çıkışlıdır. Bunların çoğu din çıkışlı değildir.