M. Necati Özfatura

Dış politika uzmanlarına göre Irak, Afganistan ve Somali'den sonra Yemen'de dördüncü bir cephe açılmak istenmektedir.

Asırlarca Orta Doğu'da huzuru sağlayan Osmanlının 1918'de Orta Doğu'yu terki ile iç savaşlar ve soykırımlar başlamış oldu. Zaman zaman sadece cepheler ve ülkeler değişti. Birinci Dünya Savaşı sırasında müttefik kuvvetler komutanı Wawel, bu savaş ile Osmanlının dağıldığını söyleyip barışı şöyle tarif etmiştir: "Barışı bitiren barış..." Gerçekten de Orta Doğu'da Osmanlının boşluğunu ne İngiltere, ne Fransa ne Rusya ne de ABD dolduramadı. Ve savaş bitmedi sadece cepheler değişti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşının perde arkasında siyonizm bulunuyordu. Her iki savaşın nihai hedefi İsrail'in kuruluşu idi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 2010 yılı vizyonunu şu şekilde açıkladı: "Ekonomi, kültür ve siyaset alanında dünyanın ilk on ülkesi arasına girmek..." Nihai hedef ise; demokrasi, insan hakları, en ileri anayasa, gerçek anlamda hukukun üstünlüğü yani sözde değil özde hukukun üstünlüğü hedefleri de asla ihmal edilmemelidir.

Batı'nın kimliği 3 temele dayanır. 1- Haçlı zihniyeti 2- Irkçılık 3- Sömürgeci siyaset... Misyoner teşkilat 1311 yılında papanın emri ile kuruldu. Osmanlı Devleti bugünkü Türkiye'nin en az 20 misli yüzölçümüne sahip idi. Osmanlı milletler, dinler ve mezhepler mozaiği idi. Osmanlıyı savaşlardan çok misyoner okulları yıktı. İngiliz siyasilerinden John Strachey: "Ülkelerin içine bölücülüğü sokmak ve ülkelere hakim olmak için yapılacak her şey İngiliz siyasetine uygundur." Batı İslama karşı hoşgörüsüzdür.

Dünya Bankasının 1686 işletmeden topladığı verilere göre Doğu Avrupa ve Orta Asya'da küresel krizden en hızlı çıkabilecek ülke Türkiye olacaktır. 29 ülke arasında kredibilitesi en yüksek şirketler Türkiye'den çıktı. Yine aynı verilere göre ABD işsizlikle boğuşacak, Çin tüketimi ateşleyecek. AB'li şirketlerin iflasları önlenemezse birliğin geleceği tehlikeye girecek.

Son yıllarda çok önemli gelişmeler olmaktadır. En önemli gelişme güç dengesinin ABD ve Avrupa'dan Asya'ya doğru kaymasıdır. AB'de sağ partiler Avrupa'da "öteki" olarak gördüğü İslamiyet ve Müslümanlara karşı tavır almaya başlamıştır.

ABD'nin Afganistan'a 30 bin ve NATO'nun da 7 bin asker daha göndermesi gündemdedir.

ABD Başkanı Obama son derece büyük bir hata yapmaktadır. Afganistan 30 yıldır savaşta son 8 yıldır ABD'nin işgali altındadır. Obama'nın "Niyetim oradaki işi bitirmektir" sözü yanlıştır. Dünyanın önde gelen strateji uzmanlarının ortak görüşü "Afganistan ABD'nin ikinci Vietnam'ı olacaktır..."

Amerikalı muhalif Michael Moore, ABD Başkanı Obama'ya gönderdiği açık mektupla Afganistan'a ek asker göndermemesi ve "yeni savaş başkanı" olmamasını istemiştir.

Türkiye dışındaki siyasilerin yazar ve bilim adamlarının ortak görüşü: Türkiye parlayan ve bölgesel güçten küresel güce doğru koşar adımlarla giden bir ülke...

1908 yılında Sibirya'nın Tunguska bölgesinde yeryüzünün 8.5 km yüksekliğinde patlayan meteor Hiroşima'ya atılan atom bombasının 185 katı idi. 27 metre çapında bir asteroid aynı tesiri yapar. Dünya'ya yakın yörüngelerde 5.500 asteroid vardır. Tunguska (Sibirya) olayı 300 yılda bir olabilir. Dünya'ya yakın yörüngelerde küçük ve büyük asteorid sayısı 375 bindir. NASA'nın tespit ettiği dünyaya çok yakın yörüngede hareket eden 1 kilometre çaplı asteroid sayısı 940 adettir. Arizona'da 1 km çaplı krater 50 bin yıl önce düşen asteroidin meydana getirmesi sonucudur.

Referandum ile minare yasağı bütün dünya kamuoyu gibi Avrupa'yı hatta İsviçre'yi şoka soktu. İnsan haklarına, din ve vicdan hürriyetine aykırı olan bu karara tepkiler giderek artıyor. Karar din hürriyetine ağır bir saldırıdır. Avrupa basını bu skandal karara karşı sert ifadeler kullanmıştır. Le Liberation gazetesi, İsviçre'yi "Avrupa'nın virüsü" olarak suçlamıştır. Ayrıca "Yabancı düşmanlığı sürüyor" şeklinde yazmıştır.

Geçmişte Avrupa dışında İslam "öteki" idi. Şimdi Avrupa içinde "öteki"dir. Ezan-ı Şerifin okunması, cami yapımı, minare yüksekliği, Ramazan iftar çadırları hararetli tartışma konusudur.

Hem dünyanın oksijen kaynağı olan hem de kirli havayı temizleyen ormanlar giderek azalmaktadır.

Maya takvimine göre 21 Aralık 2012, 13 bin yılın sonudur. Konuyla ilgili internet siteleri ve "Nasıl Hayatta Kalınır" kitapları piyasaya çıktı.

Geleceğin en büyük meselesi "su kıtlığı" olacaktır. 2050'den sonra dünyanın yüzde 60'ı su bulmakta güçlük çekecektir. Dünya susuzluk alarmı veriyor. Şu andaki durum ise Birleşmiş Milletler raporuna göre 1 milyar 400 milyon kişi içilebilecek temiz sudan mahrumdur. Dünya nüfusunun yüzde 40'ı yani 2 milyar 600 milyon kişi arıtılmamış sağlık açısından sakıncalı su tüketiyor. Ve şu anda kolera, tifo ve ishalden dakikada 15 kişi hayatını kaybediyor. ABD'de kişi başına 500 litre su tüketilirken Afrika'da ise 10 litrenin altındadır.

Dünya kamuoyunda 2012 paniği yaşanmaktadır!.. Yaratılan her şeyin sonu vardır. Devamlılık sadece Allahü tealaya mahsustur. Kâinatın da sonu vardır. "Allahü teala var idi. Hiçbir şey yok idi." (Hadis-i Şerif) Enbiya Suresi 30. ayet mealinde yerlerin ve göklerin yoktan var edildiği bildirilmektedir. Kâinatta mevcut yıldızlar, galaksiler ve her şey "yerler" aralarındaki boşluk ise "gökler"dir. Bakara suresi 117. ayet mealinde ise: "Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasını (dilerse) ona yalnızca 'ol' der. O da hemen oluverir."

Dünya zaman zaman sıcak zaman zaman da buzul çağlar yaşamıştır. 4.5 milyar yaşındaki dünya 5 defa "Buzul Çağı" dönemi geçirmiştir.

Dünyada küresel ısınma, küresel grip salgını, küresel ekonomik kriz yaşandığı gibi, ailede de küresel çöküş çığ gibi artmaktadır. Nasıl ki cisimlerin temel yapısı atomlar, insanın hücreler ise; cemiyetin de temeli ailedir. Ailenin temeli de kadındır. Kadın eşine ve evine bağlı olur. Ahlâk, hayâ ve iffet timsali manevî güzelliği ve inanç sahibi olduğunda o topluluk, o ülke güzel, iyi her şeyin zirvesinde olur. Tarihten silinen ülkelerin silinme sebebi ahlâki çöküştür. Bunun da itici gücü kadındır.

Şiddetli yağışlar ve bunun neticesi seller küresel ısınmanın neticesidir. Türkiye dahil dünyanın her köşesinde son 10 yıldır sel felaketlerini saymaya kalksak ciltler dolusu yazı çıkar. 9 Eylül 2009 tarihinde Ayamama, İkitelli, Sefaköy ve TEM yolundaki sel felaketi İstanbul'da 556 yılın en büyük sel felaketi idi. Son aylarda Türkiye'nin her köşesinde sel felaketi sıradan, beklenen ve tabii hadiseler arasına girmiştir.