Meryem Aybike Sinan

Memleketin dört bir yanında orman yangınları var.

Ormanlarımız yanıyor… Aslında birkaç senedir gittikçe artan bir durum bu. Eş zamanlı olarak ateşe verilen ormanlarımız yanarken elimizden hiçbir şeyin gelmiyor oluşu yüreğimizi de yakıyor. Bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde tabiat varlıklarımız yok ediliyor.

Gündem, kapıdaki istenmeyen misafirler…

Bu yazıyı yazmayı hiç ama hiç istemezdim. Ancak öyle çok olaya şahit oldum, öyle çok hikâye duydum ki… En son Kazakistan Büyükelçisi Abzal Saparbakuly’nun attığı bir haber videosu ve linki bana tamam dedirtti.

“Nev'iyâ eyle duâ vakt-i sabâh-ı ıyddir Çün olur derler duâ makbûl-i hazret subh-dem Hak teâlâ rûze vü ıydin mübârek eylesin Bu duâ-yı devlete kılsın icâbet subh-dem.”

Hayvanların da hakları olacak sonunda. Olsun tabii, hiçbir mahzuru yok, hatta onlar adına bir de mahkeme kurulsun, hayvanlarla sorunu olanlar orada yargılansın! Lakin hayvancağızların ağızları var dilleri yok, nasıl olacak bu?

Bazı insanların düşünceleri bir ok gibi çok uzaklara ulaşır.

Batı Trakya, tam yüz yıldır bir türlü istikrara kavuşamadı.

“Kardeş olmak!” Sanırım yeryüzünün en güzel ifadelerinden birisi bu olsa gerek. Birkaç aydır bir kardeşlik hikâyesinin tanığıyım. Bugün sizlere bu güzel ve anlamlı hikâyeyi anlatacağım...

“Ve tarih bir gün, acz içinde kıvrana kıvrana şehadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilemediğini yazmak zorunda kalacaktır.”

Türkiye Afganistan’da kalmalı mı, çekilmeli mi?

Kirli, oynak, çok yüzlü ve üçkâğıtçı bir çağın insanlarıyız... Elimizi nereye atsak elimizde kalıyor, yüzümüzü nereye çevirsek gözlerimizi geri çekiyor, sırtımızı nereye dönsek sırtımızdan vuruluyor,

Yine Afganistan yeniden Afganistan… Adım adım burka giydirilen bir Afganistan’a doğru giden gelişmeler ne yazık ki ülkeyi sonsuz bir kaosa sürüklediği gibi Orta Asya için de yakın ve uzak vadede tamiri zor bir karanlık geleceğin habercisi gibi…

Antalya, hafta sonu büyük bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde gerçekleşen Antalya Diplomasi Forumu’na dünyanın pek çok ülkesinden çok sayıda dışişleri bakanı, diplomat, büyükelçi, akademisyen, öğrenci katıldı.

NATO Zirvesi’nde Afganistan başrolü kaptı! Afganistan sadece bir güney Asya ülkesi değil, bütün Türk dünyasını da yakından ilgilendiren, özellikle son günlerde “Güney Türkistan” üzerinden sık sık adını duyduğumuz ve ilgi alanımıza giren önemli bir ülke.

Kazakistan Cumhuriyeti, diplomasi ve diaspora araçlarını en iyi kullanan ülkelerden biri. Geçen perşembe günü Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Abzal Saparbekuly’nun Büyükelçilikte düzenlediği basın brifinginde pek çok gazeteci, televizyoncu ve sivil toplum kuruluşunun temsilcisi ile bendeniz de katıldım. Kazakistan Türkiye dostluğu adına bizlere Kazakistan Cumhuriyetinin teşekkür ödülleri takdim edildi.

Bu nasıl bir çarpık çağdır böyle?.. Gün olmuyor ki hayret ve şaşkınlık içinde bütün gün hüzünden hüzne, kaygıdan kaygıya düşmeyelim. Bu çağ insanı bedbaht ve dahi bedhah! Bunca kötülükten iyi çıkmıyor işte…

İnsanlık “başarı” adını verdiği şeye koşuyor... Yediden yetmişe herkesin ağzında bu kelime var ve herkes bu fiili icra etmek için kıyasıya bir mücadele içinde. Lakin dünyada başarı namına gözle görülür, elle tutulur, akıl, izan ve marifetle tartılır bir durum yok yazık ki!

Önceki gün gazetelerde ilginç bir ilan vardı. İlanın en çarpıcı ifadeleri şöyleydi: “İhracatımıza Kazakistan’dan geçiş yok! 35 bin ihracat seferi yapılamıyor!”

Galiba tünelin ucunu görüyoruz... Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, umut veren, iç açan ve moralimizi düzelten o açıklamayı yaptı. “Kolları sıvıyoruz” kamu spotunu paylaşarak tünelin ucundaki ışığa atıf yaptı.