Nuri Elibol

Kim ne derse desin, kim ne kadar inat ederse etsin.

Son birkaç gündür İstanbul’da vakit geçiriyorum.

ABD yönetimi; ABD’deki başkanlık seçimlerinden önce Rakka ve Musul operasyonlarını yapmak istiyordu.

Hatırlayalım ki; ilk Körfez Savaşı sonrasında kurulan 'Çekiç Güç’ün Irak’ın kuzeyinde oluşturduğu uçuşa yasak güvenli bölgeye ilk yerleşen PKK terör örgütü oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’in açılışında yaptığı konuşmanın büyük bölümünü Türkiye’nin uluslararası ilişkileri ile bölgesel tehditlere ayırdı.

Dün TBMM’nin 26’ncı dönem 2’nci yasama yılı açılış törenine katıldık. Başkent’te yazdan kalma harika bir sonbahar havası vardı. Bu nedenle Meclis, havanın da etkisiyle âdeta cıvıl cıvıldı. Darbeci teröristlere ve akıl hocalarına inat harika bir başlangıç yapıldı.

17-25 Aralık darbe girişimlerine kadar sınırlı sayıdaki birkaç politikacı hariç AK Parti kadroları ve toplum, teröristbaşı Fetullah Gülen ve örgütünün gerçek yüzünden habersizdi.

15 Temmuz darbe girişiminde çuvallayıp rezil olan "üst akıl" bir türlü pes etmiyor.

Gülen yeni adresi olarak gösterilen Kanada’ya kaçmak için her türlü hazırlığı yaptırmış. Neden Kanada? Birinci sebep; Kanada’nın ABD’ye coğrafi yakınlığı ve âdeta ABD’nin arka bahçesi olması.

Türkiye’yi Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın temsil ettiği BM 71. Genel Kurulu vesilesiyle New York’tayız.

71’inci BM Genel Kurulu’na katılmak üzere Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte New York’a gidiyoruz. Türkiye açısından BM gündemi üç başlıktan oluşacak.

Hatırlar mısınız bilmiyorum?

İçişleri Bakanlığı tarafından 28 belediyeye kayyum atandı.

Eski Bakan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker’in Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeki aile mezarlığında tuzaklanmış, patlamaya hazır 640 kilo patlayıcı bulundu.

Ankara’daki en hararetli tartışma konusu Türkiye’nin Rakka ve Musul operasyonlarına katılıp katılmayacağı.

G20 zirvesi programının en yoğun olduğu gün pazar günüydü. Aile fotoğrafından açılış konuşmasına, liderlere toplu yemek dahil oturumların en yoğun günüydü.

G20 Zirvesini takip etmek için Çin’deyiz... Çin, dünyanın en eski medeniyetlerinden birisi. Mao’nun ölümüne kadar katı Sovyetçi bir planlı ekonomik model uygulayan Çin; 1978 yılından itibaren dünyaya açılmaya başlamış, 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmuştur. Dışa açılma hamlesi ve Sosyalist piyasa ekonomisine geçiş, önemli reformlar sayesinde Çin 30 yıl içinde dünyanın en büyük ikinci ekonomisi hâline gelmiştir. Siyasi yapısı tek parti yönetimine dayanmakta olup, Çin Komünist Partisi ülkenin tek siyasi hâkimidir. 27 milyar dolarlık ticaret hacmi ile Almanya’dan sonraki en büyük ticari partnerimizdir.

2016 G20 Zirvesi’ne katılmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımızla Çin’in Hangzhou kentine geldik.

Birileri; ‘Ulusal güvenliğimiz tehlikede’ diye ta Amerika’dan, Londra’dan çıkıp Afganistan, Pakistan, Irak ve Suriye’ye gelip güvenliklerini tehdit eden terör örgütlerine karşı operasyon yapıyorlar.

15 Temmuz gecesi demokrasimize; millet iradesine ve ülkemizin birliğine-bütünlüğüne karşı yapılan hain darbe girişiminin milletimizin şanlı mukavemeti karşısında hezimete uğramasına âdeta üzülen; alçak kalkışmayı milletinin önüne düşerek püskürten Sayın Cumhurbaşkanımızı deviremediklerine kahrolan, ertesi gün darbeyi ağız ucuyla parantez içi cılız cümlelerle kınayan ABD ve Batı ülkeleri ‘Yenikapı ruhunu’ gördükten sonra gerçeği kavramaya başladılar.