Öcal Uluç

Baştan “yazayım” da, yazdıklarım “yanlış” anlaşılmasın!.. Bu yazacaklarım “Belhanda’nın kişiliği” ile ilgili değildir. Bu yazacaklarım, “Galatasaray’daki ‘Belhanda’ adlı futbolcunun saha içindeki ‘futbolcu kişiliği’ ile ilgilidir!..

‘Büyüklerin’ kupa maçlarındaki hâllerini görüyorsunuz değil mi? Şu zar zor tur atlamalara bile bizim medyamız “Kupa beyi” güzellemesi yapıyor…

Tablo açık; “birilerinin sorumluluğunu saklamak için, her zamanki gibi, ‘gitti gider bir sorumlu’ hemen bulundu ve Erol Bulut “infaz” arenasına “tek başına” atıldı!..

İşte Avrupa kupalarında kalan tek takımımız Sivasspor da, İsrail’de Maccabi Tel-Aviv’e 1-0 kaybederek, perdeyi indirdi.

Bakınız, daha birkaç gece önce, hem de “Hipokrat Yemini ederek” asıl mesleği olan doktorluğa başlamış bir “spor yorumcusu arkadaşımızın yüzbinlerin izlediği bir TV ekranında yaptığı “ayrımcılık” pervasızlığına!..

Bu kadromuzla, gruptan birinci olarak çıkma şansımız en az Hollanda kadar vardır. Evet ‘en az’ Hollanda kadar!..

Sezonun 10 haftasına gelen süreçte “nefes tutularak seyredilen” bir derbi oynanıyor; maç biter bitmez; “alt yazılarda, hakem kararlarının doğru olup olmadığı” anonslarıyla başlıyor, hakem infazı…

Fatih Hoca, Rize’de “10 kişilik Kayserispor önünde hem de İstanbul’da kaybettiği 2 puana yol açan hatalarının hemen hemen hiçbirini” yapmadı!..

Futbol ulemamızın çoğunluğu “Favorim F.Bahçe idi ama yanıldım” diyerek, Erol Bulut’u hedefe koyuyor ama aynaya bakmalı idiler

Fatih Hoca, “her gelişinde olduğu gibi, son gelişinde de” ve “1.100 güne yaklaşan” bir çalışma süreci ile “Galatasaray’ı hoca uyumu bakımından” son yılların en istikrarlı kulübü yapıyor…

Hoppala!... Taaa “sayımı şaibeli (Zaten Türk yargısı iptal etti) genel kuruldan itibaren “koro hâlinde ‘seçim de seçim’ diye tutturanlar”, Mustafa Cengiz “Hodri meydan” deyince, “Bu baskın seçimdir” diyerek “seçimi yaptırmamak” yarışına girdiler; inanılır gibi değil!.. İnsanın yüzlerce kere “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diyeceği geliyor!..

Kayseri maçı gösterdi ki, takımda "Takımdaşlık" yoktu"; hemen herkes bildiğini okuyordu; oyun disiplini "hak getire" idi…

Galatasaray’da “seçim havasını pandemi havası bastırıyor” ama gene de “yapılması ihtimali az olsa” da “başkan adayları” merak konusu!..

Bu millet, sana "onca milyon avro maaşı, bu sonucu alasın" diye mi veriyor?.. Maçtan sonraki "eveleme gevelemeler" sana da, Türk Millî Takımı'na da yakıştı mı?..

Türkiye'nin dünkü spor sayfasında, "İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin, Galatasaray Kulübü Mali Genel Kurulunda, Yönetim Kurulunun idari açıdan ibra edilmemesi kararının iptali istemiyle açılan asıl davada, 'yönetim kurulunun yönetsel açıdan ibra edilmemesi yönündeki 23 Mart 2019 tarihli genel kurul kararını' iptal ettiği" haberinin başlığı şöyle idi; "Cengiz'in zaferi!.."

Mustafa Cengiz, Alp Yalman'dan sonra gelen başkanlar arasında, Adnan Polat ile beraber "en başarılı" Galatasaray başkanıdır!..

Hocalarımızın sahaya sürdükleri 11'in en az 7'sini, 8'ini ezbere sayıyorduk!

Sadece Arda mı gözyaşlarını tutamadı. TV başlarında kim bilir "Arda gözyaşlarını tutamazken, gözleri nemlenen" kaç bin "gerçek" Galatasaraylı vardı!..

Önce Başakşehir, Manchester United'ı yendi, ardından Sivasspor, Karabağ'ı… Ve de İtalya Ligi'nin namağlup lideri Milan, kendi sahasında Fransa Ligi ikincisi Lille'e Şampiyonlar Ligi maçında 3-0 mağlup olurken üç golü de Yusuf Yazıcı attı. Böylece, Yusuf Yazıcı takımının grupta oynadığı üç maçta ikinci defa "hat-trick" yapmış oldu. İlki 4-1'lik Sparta Prag maçında idi!..

Takımdaşlığın kaybolmasının nedeni, "Hoca'nın forma dağıtımında adaletli davranmamaktaki ısrarıdır"; o kadar!..