Öcal Uluç

Fenerbahçe’de “takımı hocasız bırakan” Başkan Ali Koç, Beşiktaş’ta Sergen Hoca, Galatasaray’da Fatih Hoca “mutlaka ve hem de hemen” bir şeyler yapmalılar!

Arda Turan’ın, TGRT Haber’de Sabri Ugan ile katıldığı programı izlemedim. Ama o programla ilgili gazetem Türkiye’de çıkan haberi okudum, hem de iki defa. Birincisi “okuyucu” olarak, ikincisi “yazacak olan” olarak!

Süper Lig’de, “Pandemi devre arasından sonra”, ikinci perde bu gece İzmir’de Göztepe-Trabzonspor, İstanbul’da Fenerbahçe-Kayserispor maçları ile açılıyor; ülkemize de, insanımıza da, sporumuza da, futbolumuza da, kulüp ve takımlarımıza da hayırlı ve uğurlu olsun!..

Bugün Türkiye dâhil bütün dünyada “her kulüp, bu süre içinde ‘sözleşmesi biten oyuncular’ ile çoğunlukla da menajerleri kanalıyla görüşmeler yapabiliyorken…

Çok açıktır ki, “yabancılar” Türk futbolunun Avrupa’da sıra atlamasında “önemli” roller oynamışlardır!..

Daha birkaç gün önce, “Dört Büyükler içinde kâr eden iki kulüp var; Trabzonspor ve Galatasaray” haberlerini okurken, hatta “Trabzonspor’un kârlılık bakımından Galatasaray’ın da önünde olduğu” yazılıp çizilirken çarşamba günü UEFA’dan “kara bir haber” geldi.

Eğer olması gerektiği şekilde bir ‘Kulüpler Yasası’ çıkmazsa her taraf altyapı dolsa gene de değişmeyecektir, futbolumuzdaki “kötü” gelecek!..

Futbol Federasyonunu kutlarım; “Oynanmasın” lobisine de, “Küme düşme olmasın” lobisine de ve bu lobilerin medyadaki kalemşorlarına da direnerek “en doğru kararı” verdi!.. Lig 12 Haziran’da “yeniden” başlayacak ve “küme düşme” de olacak. Dahası, “maçlarda beş oyuncu değiştirilebilecek!..”

Fatih Terim’in ilkelerine uymayacak ve ‘sallama’ olduğu çok açık bir haberi günlerdir döndürüp duruyorlar…

Yedi kulübün ‘Küme düşme olmasın” teklifi kabul görürse bundan en büyük zararı yine Türk futbolu görecektir…

Haberi okuyunca içim sızladı. “Atlar ölüyor” başlığını taşıyordu. En sevdiğim hayvanların başında geliyordu, Atlar… Biz “Türkler için” taaa Orta Asyalardan beri onca asır “vazgeçilmezlerdi!..”

İnanılacak gibi değil; bu nasıl bir mantık, bir akıl ve bir tavırdır ki; bir yandan Federasyon’un ve kulüplerin “mali durumlarının tam tabiri ile ‘bitik’ olduğunu” anlatacak ya da yazacaksın…

Fenerbahçe'de "garip tabloların ortaya çıkmasının" başlıca sorumlusu Başkan Ali Koç'tur!..

Bir spor insanı, spor da yazan bir gazeteci, “gönlü Galatasaray’dan yana olan” bir TC vatandaşı olarak Attila Gökçe kardeşime teşekkür ediyorum. Çarşamba günkü Milliyet gazetesindeki yazısıyla, “Başkan Mustafa Cengiz’in arkadaşlarıyla beraber Galatasaray’da neler yaptığını, ciddi olan hastalığını ve bugünkü durumunu” bütün gerçekliğiyle ve ayrıntılarıyla yazığı için. Tam bir “gazeteci yazar” örneği; kutlarım!..

Gazetemde okuduğum “küçük” bir haber, aldı beni, nerelere götürdü, neleri hatırlattı ve de “Neden biz böyle olduk” dedirtti.

Polisin, jandarmanın, işinin başında virüsün asıl hedef hâline getirdiği sağlık çalışanlarının canı yok mu?

İnanamıyorum, “Okumuşlar, Mektepliler” olarak bilinen bir büyük kulübün üyelerinin aralarında kurdukları “sosyal iletişim gruplarının içinden” bu kadar “seviyesiz ifadelerin kullanıldığı” mesajlar nasıl çıkar?..

Eğer “bu devre” olumsuz bir tablo ortaya çıkmadan tamamlanırsa yeni sezon çok daha rahatlıkla belki de seyircili başlatılacak…

Eğer insanoğlu "aklını başına alırsa", sporumuzda da koronavirüs sonrası çok şey iyiye ve doğruya doğru değişebilir!..

Doğru mu, değil mi bilmem; “Belhanda” adındaki “saha içinde de, saha dışında da ortalığı karıştırmaktan başka işe yaramaz, kaprisli, vurdumduymaz, giydiği formaya, arkadaşlarına, takımına, hocasına saygı duymaz ve bir sporcuya yakışmaz hareketleri” bol bol yaparak Galatasaray taraftarının sevgisini de kaybetmeyi umursamaz bir futbolcu için üretilen bir haberi okuyup duruyorum.