Öcal Uluç

G.Saray’ın Avrupa macerası tam bir hayal kırıklığı ile sona erdi. Şimdi sırada diğer kâbuslar var. Yani, kupa ve lig…

Emre Mor diye genç bir yıldız var. Onda futbol yeteneklerinin hepsi mevcut. Ancak eksik olan bir şeyler de var…

Tam da Brugge ve Trabzonspor maçlarının ikinci yarılarındaki mücadele ve futbol Galatasaray’ın yarınları için “umutları arttırırken”, kimsenin tahmin etmediği “beklenmedik yol kazası”, sebepleri, mazereti, bahanesi “ne olursa olsun”; hiçbir Galatasaraylı tarafından kabul edilemezdi, edilmedi!..

Hande Hanım’ın “o her sunucunun akıl ve cesaret edemeyeceği” ama “akıl edenin kutlanacağı” sorusu gelince “Helal olsun” diye bağırmıştım oysa…

Ali Koç takımın başarısızlığı yüzünden maddi manevi köşeye sıkışmış durumda. Bakalım nasıl bir çözüm bulacak?

UEFA Ligi’nde “ikinci / üçüncü sınıf” Avrupa takımlarının bulunduğu gruplarda “Beşiktaş’ın, Başakşehir’in Trabzonspor’un aldığı sonuçlar” elbette üzücü…

Bugünün Galatasaray’ına Cengiz’e muhalefet penceresinden bakarken biraz da gerçekleri hatırlamak gerekmiyor mu?..

“Futbolcu almadığı paranın tahakkuk etmiş vergisini ödemek” ile karşı karşıya kalacak!

Uluslararası Profesyonel Futbolcular Birliği (FIFPro), bütün dünya futbolcularını uyararak “Türkiye’ye gitmeyin, maaşlar düşük gösteriliyor, ödenmiyor, hatta daha ilk aydan itibaren maaş ödemeyen kulüpler var. 2019’da FIFA Uyuşmazlık Kurulu’ndaki dava dosyalarının yüzde 15’i Türk kulüplerine ait ve bu en yüksek oran. Türk kulüpleriyle anlaşma yapacaksanız, avukat veya futbolcu birliğinden destek alın” çağrısı yaptı. Birlik, 3’ü Süper Lig’de olan 7 Türk Kulübü’nün adını da verdi.

Türkiye “ön hedef” olarak “gruplardan çıkmanın peşine”, şimdiden “ana hedef” olarak da “Avrupa şampiyonluğunu” koymalıdır!..

“Hep aynı yüzleri, aynı isimleri, aynı fikirleri, aynı sözleri” görmekten, dinlemekten bıktım, usandım!..

Türk Dil Kurumu sözlüklerinde “Efsane” kesilmesinin karşısında “Farsça” yazar!..

İşte “böyle” bir yönetim, “hak etmediği” bir son ile “görevden düşürülmek istenmekte”, bunun için de “hukuk dahil” her yol denenmektedir!..

Tarihî başarıların mimarını, “bir iki mağlubiyet aldı” diye yollamak “G.Saray işi” değildir…

Kimseler kırılmasın gücenmesin, Türk Futbolu “bugün neden bu hâlde?” sorusuna vereceğim cevap, “64 yılını sporun içinde yaşayan gazeteci ve spor yazan” bir Türk İnsanı olarak “ilk ve en büyük sorumlular” 2000’li yıllardan itibaren Türk Futbolu’nu yöneten Futbol Federasyonlarının başına ve yönetimlerine gelenlerdir” olacak…

Real Madrid maçı bitmiş, yarım saat geçmişti; telefonum çaldı. Galatasaraylı bir meslektaşımdı. “Öcal Abi” dedi; “Fatih Terim’e fazla mı güvendin acaba?..”

Gelmeyen başarılardan sonra hedef şaşırtmak için olsa gerek durmadan tarihî rakibe ‘sallamak’ çok acı değil mi?

Elbette, “takım sporlarında da, ferdi sporlarda da, altyapı” önemlidir; “üstyapı standartlarında sporcu yetiştirilmesi için” şarttır ve tesisleriyle, teknik adamlarıyla, imkânlarıyla “altyapı olayı” kesintisiz bir sürecin yapılandırılmasıdır!..

Galatasaraylılar yönetimden Belhanda’yı ocak transferinde kapının önüne koymanızı bekliyor; evet, kapının önüne…

Haftalardır hayalet gibi sahada dolaşan, üstelik de oyundan alınınca küfürler savuran birine gösterilen bu müsamaha niye?