Öcal Uluç

İşte “onların Galatasaraylılığı” budur! Onlar “Liseci olmayı”, Galatasaraylılığa tercih etmişlerdir!..

Geçen sezon “Kulüpler Birliği Bildirisi” adı altında yayınlanan “kimlerin yazdığı, kimlerin imzaladığı” üzerinde günlerce tartışma ve açıklamaların ve de “Bizim haberimiz olmadı; tasvip etmiyoruz, imza vermiyoruz” diye açıklama yapanların çoğunlukta olduğu, Galatasaray camiasında “Galatasaray’a karşı komplo” algısı oluşturan “esrarengiz ve gıllıgışlı” olaydan sonra…

Bakın bakalım kulüpler bu yıl mı, geçen yıl mı transfere daha çok harcadı? Üstelik de Mali Fair Play sınırlarını aşmadan…

Gustavo’nun 6 milyon avroya geldiği bir süreçte Falcao’yu bedavaya almak tam bir yöneticilik sihirbazlığıdır…

Galatasaray Lisesi Müdürlüğü’ne, Fenerbahçe Kulübü üyesi olan bir profesörün atandığı” iddia ve haberleri yüzünden Galatasaray’ın sosyal medya gruplarında kıyamet kopuyor.

Abdürrahim Albayrak, kura çekiminden Falcao ile dönse bile futbolcuyla verdiği poz yüzünden ‘Florya abisi’ görevine getirilmelidir…

Galatasaray “favorisi olduğu” Süper Lig’e “çok kötü” girdi. Herkes soruyor:

Empati yapın” ey Galatasaraylılar, empati! Yani “kendinizi Monaco Başkanı’nın yerine koyun” bakalım; “Ey sevgili dostum Abdürrahim Albayrak, daha ortada anlaşma ve imza yokken gelip fotoğraf çektirdiğin Falcao’yu sana gönderiyorum, güle güle kullan, gollerini atsın, seni ve takımını şampiyon yapsın” der misiniz, diyebilir misiniz?..

Bana diyorlar ki; “Gerek yabancı oyuncu kontenjanı konusunda, gerek bugünün Galatasaray’ı ve Fatih Terim konusunda kardeşin Hıncal Uluç ile taban tabana zıt görüşleri savunuyorsunuz; bu nasıl iş?..”

“Dün” olsa neyse, “bugün” artık “internet devri”; katılacağın programa gitmeden önce, internette “bir iki tıkla”, konuşacağın konuyu iyice araştır!..

Kutluyorum Futbol Federasyonu Başkanı’mız Nihat Özdemir’i… Son günlerde TV ekranlarında bol bol ve defalarca dinledim. “İyi niyetli, kararlı” gördüm. “Mali Fair Play’i UEFA’dan önce biz yapacağız” dedi, inanıyorum ki, “dışardan gelecek büyük baskılara rağmen” yapacaklar!..

Lampard’ın ekibi aslında kupayı hak edecek bir oyun ortaya koymuştu. Ama İstanbul bir kere daha Liverpool’a güldü…

G.Saray, tapusu elinde olan ligin gol kralını bitirmek, değerini düşürmek için elinden gelen her şeyi yapıyor…

Kendi kendimizi övüyor, şişiriyor, kendi kendimize propaganda yapıyoruz!.. Bu defaki de dahil, “transfer aylarında ‘bombalar(!) ve yıldızlar(!)’ doldurduğumuz” takımlarımız, Edirne sınırından öteye geçince, hatta “geçmese bile” ne oluyor, işte hafta içinde “gene” yaşadık!..

UEFA “sen”, Şampiyonlar Ligi elemesinde “Başakşehir (Türkiye) ile Olimpiyakos (Yunanistan) maçına “İsrailli bir hakem verirsen” ne olur; işte “Çarşamba gecesi olduğu gibi”, tam bir hakem kıyımı!..

“Altınordu örneği”, Altınordu’yu kurtaramadı ki, Türk futbolunu kurtarsın!.. “Avrupa kupalarında oynayacak” bir ‘Büyük Takım’, Yusuf’u tutabildi mi?..

Diyorlar ki; “Falcao kaç yaşında, son transferi olacak, ona yatırım yapılır mı, onca para verilir mi, genç bir adam al, oynat, dene, büyüt, sat; yatırım böyle olur!..”

“Galatasaraylı olmak için”, Galatasaray Lisesinde “sadece bir sene okumak” gerekmiyor; “gerçek Galatasaraylılık” insanların “gönüllerinde” yatıyor!..

Çıkarın “o iki takımdan” Maradona’yı, Napoli “İtalya Şampiyonu” ve de Arjantin Dünya Şampiyonu” olabilir miydi?

Galatasaray Futbol Takımı, “resmî” sezona gene cezalarla başlıyor; Fatih Hoca ilk maçlarda, yardımcısı Hasan Şaş “çok maçta” takımın başında sahaya çıkamayacaklar!..