Öcal Uluç

İsveç’te U20 / 4x400 ekibimiz “destan yazdı”; Dünyanın “en ileri atletizm ülkelerinin gençlerini geçerek” Avrupa şampiyonu oldu; peki, benim anlı şanlı spor basınım ne yaptı?

4x400’de bize altın madalyayı getiren Oğuzhan Kaya, Kubilay Enco, Berke Akçam ve İlyas Çanakçı’yı bin defa kutlar, bin defa da yanaklarından öperim…

Ben bugün, “yaşımın yarısında olsam” ve de İstanbul’da yaşasam, kendi tabiri ile (Ehlivukuf - Müşahit - Akil Adam - İnfaz Memuru - Kanaat Önderi) olan Avukat Tayfun Akçay’a “Galatasaray Kulübü ve Divan Üyesi” olmasaydı, vekâlet verir, “Galatasaraylı” bir T.C. vatandaşı olarak Galatasaraylılar Derneği’ne karşı “Anayasaya ve Dernekler Kanunu ile Medeni Kanun’daki ‘ilgili maddelere aykırılık’ davası” açardım!..

Biliyorum, okuyucularımın çoğu “Bu ne erkencilik” diyecek, Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar, Trabzonsporlular kızacaklar ama ben “transfer pazarına ve gelenlere gidenlere bakarak” diyorum ki; “Galatasaray geçen sezondan daha rahat bir şampiyonluk alır!..”

“Gözü dışarda olan” gelin adayları ile ilgili birçok “anlamlı söz” vardır, Anadolu’muzda… Yusuf örneği bunu hatırlatıyor…

Çağlayan Adliyesinde önceki gün 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin vereceği kararı “dört de değil sekiz gözle bekleyenler” vardı ama nafile!..

Biri 21 yaşında, “Borussia Dortmund / Celta Vigo’da üç sezonluk başarısız sürecin sonunda”, Galatasaray’a geldi. “Yıllardan beri”, Galatasaray’ın ve Fatih Terim’in “transfer listesinde” idi. Ne var ki, “özel hayatındaki dengesizlikler” sebebiyle, “Dünya yıldızı olacak” bu genç Türk, “zirvelere tırmanırken” hızla eteklere yuvarlanmıştı!..

“G.Saray’ı istiyorum” diye bas bas bağırıp F.Bahçe’ye imza atınca “En büyük kulübe geldim” diyen birini iyi ki almamış G.Saray…

Bakınız, “bu başlık altındaki” yazımda “ne söyleyeceğimi”, “Bir yıllık iki örnek ile” anlatacağım; sadece “iki” örnek!..

Galatasaray “büyük” kulüptür; dünyanın dört bir yanında tanınır, taraftarı vardır, “spor branşlarında” futbol başta, takımları, içerde ve dışarda büyük başarılara imza atmışlardır.

Bir avuç insan, ülkenin en büyük üç kulübünden birisi için “Tapusu bizdedir, vermeyiz” senaryosunu sahneye koyuyor…

Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilmiş.

Eleştirilere karşı verdiğin üslup asla bir F.Bahçe Başkanı’na yakışmıyor. Önce eskiyi, sonra etrafınızı suçlamaya başladınız…

Hâlâ vaktin var; çık G.Saray camiasından özür dile, icra takibini durdur. Bir derdin varsa anlat, uzlaş!..

Olmadı, olmuyor, olduramıyor, “bir kuyrukluyıldız gibi” parlayıp, “bir çığ gibi” eski yönetimin üzerinden geçtikten sonra oturduğu “başkanlık” koltuğunu dolduramadı. “Vaatlerinin hemen hemen hiçbirini” yapamadı, “umutlar boşa çıkmaya” başladı ve de “isyan etmeye başlayan tribünlerin nabzına şerbet vermek” ile “bugünlere” gelindi!..

Federasyon’u, Kulüpler Birliği şemsiyesi ve baskısı altında yönetmek niyetinde ise hemen vazgeçmelidir…

Altyapı deyince ilk akla gelen Altınordu, “üstyapıyı” geliştiremeyince yüzde 30 küçülme kararı aldı. Duydunuz mu?

Niçin “…ateşe atıyor” ibaresini seçtim; Galatasaraylılar “1930’lara gitsinler ve Galatasaray-Ateş Güneş bölünmesini ve bu bölünmenin Galatasaray’ı ne hâle düşürdüğünü hatırlasınlar” diye…

Türkiye bu gruptan rahatlıkla çıkacaktır. Şu anda “tehlikeye düşen” sadece liderliktir…

Hayret ediyorum, ortalıkta hâlâ “Lucescular” var ve de neredeyse “işi çoktan bitmiş” ihtiyarı Beşiktaş’ın hocası yapacaklardı!..