Osman Ünlü

Namazın vaciplerinden birini bilerek yapmamak, namazı bozmaz ise de, günah olur.

İmanın şartı altıdır, bunlar inanılacak şeylerdir. Amentüdeki altı şeye inanmak, imandır.

Hastanın, yürüyemeyen ihtiyarın ve âmânın cemaate gitmesi lazım değildir.

​Allahü teâlânın, emir ve yasaklarını, Peygamberlerine bildirmesine 'Vahiy' denir.

​Haram işleyeni görünce, gadaba gelmek, öfkelenmek iyidir, din gayretinden ileri gelir.

​Bir kimsenin, salih veya ilim tahsilinde olan çocuklarına daha çok mal vermesi caizdir.

​“Camiye girerken, girmeden evvel, önce sol, sonra sağ ayakkabı çıkarılır."

“Öldükten sonra telkin verilir. Çünkü, ruhu ve aklı geri verilir ve yapılan telkini anlar."

Her Peygamberde şu yedi sıfat bulunur: Emânet, sıdk, tebliğ, adâlet, ismet, fetânet ve emnül-azl...

Fıkıh ilmi, yani Ahkâm-ı islâmiyye, İslâmiyetin bildirdiği hükümler dört büyük kısma ayrılır.

Tasavvuf ehline ölüm, bir felaket değil, Allaha dönmek olduğundan ancak bir sevinç vesilesidir.

Evliyânın büyüklerinden olan, Celâleddîn-i Rûmî hazretleri, ney ve başka hiçbir çalgı çalmadı, raks etmedi.

Celâleddîn-i Rûmî hazretleri, ney çalmadı, raks etmedi. Bunları, sonradan gelen cahiller uydurdu.

​İnsanın evvela kendine, hareketlerine, azasına adalet etmesi lazımdır.

​Tahta, demir, pirinç, yağlı boya sıvalı duvar, bakır, altın, cam ile teyemmüm edilemez.

Bütün bidatler, günahlar, Allahü teâlânın düşmanı olan nefsi besler, kuvvetlendirir.

​Bir kâfir, bir kelime-i tevhid söylemekle mümin olduğu gibi, bir mümin de, bir söz söylemekle kâfir olur.

​Hakiki Müslüman olmak için, kıymetli ömrü, lüzumsuz mübahlara bile harcamamalıdır.

​“Eshâb-ı kiramı çok sevmeli, hürmet etmeli, isimlerini işitince 'radıyallahü anh' demelidir.

​Kalbe gelen hâtıranın cinsini anlamak için, İslâmiyete uygun olup olmadığına bakılır.