Osman Ünlü

İnsanın karşılaştığı her şey, Allahü teâlânın dilemesi ve yaratması ile var olmaktadır.

İslâmiyette, güneş yılının ayları içinde sayılı bir mübarek gün, bir gece yoktur.

İseviler az ve asırlarca gizli yaşadıklarından, milat, yani Noel gecesi doğru anlaşılamamıştır.

Secde, ancak Allahü teâlâya ibadet için yapılır. Ondan başkasına secde etmek caiz değildir.

Gayr-i müslimler, Müslümanları Hristiyan yapmaya, camileri kiliseye çevirmeye uğraşıyorlar.

Keramete inanmayanlar, aslında Müslümanların evliyaya olan itimatlarını yıkmaya çalışmaktadırlar.

"Dert ve bela gelince, Yunus Peygamberin duasını okuyun! Allahü teâlâ muhakkak kurtarır..."

“Yan yatarak ayakları birbirine bitiştirip, Kur’ân-ı kerimi, içinden ezbere okumak caizdir."

“Allahü teâlâ, her şeyi bir sebep altında yaratmaktadır. Bu sebeplere, iş yapabilecek tesir, kuvvet vermiştir..."

Kur’ân-ı kerimi musiki ile, teganni ederek okumak, manasını bozuyor ve zararlı oluyor.

Allahü teâlânın isimlerini, yerde serili şeyler ve seccadeler üzerine yazmak tahrimen mekruhtur.

Radyo, sinema, televizyon, birer neşir, yayın vasıtasıdır. Kitap, gazete, dergi gibidir...

Amerikalı Terman diyor ki: “Test usulü ile zekâ ölçmesi, ilk olarak Osmanlılarda yapıldı.”

Bir insanda adalet huyunun bulunabilmesi için, önce kendi hareketlerinde, azasında adalet bulunmalıdır.

Mevlânâ Celâlüddîn-i Rûmî hazretleri, ölüme, “Şeb-i arûs” yani “Düğün gecesi” adını vermiştir.

Abidin Paşa, Mesnevi şerhinde, 'ney'in insan-ı kamil olduğunu, dokuz türlü ispat etmektedir.

Ses çıkaran eğlence aletleri, davul, dümbelek, zilli maşa, ney, kaval, hep çalgıdır...

"Hep misin, hiç misin? Siz, ne hepsiniz, ne de hiçsiniz, ikisi arası bir şeysiniz."

"Mubahları, lüzumu kadar kullanmalısın. Bunları da, Allahü teâlâya kulluk etmek niyeti ile yapmalısın."

"Allahü teâlâ, her hastalığın ilacını yaratmıştır. Yalnız, ölüme çare yoktur."