Osman Ünlü

Teganni, elhan ederek, yani mûsiki perdelerine uyarak okuyan kimse, ezan okumaya ehil değildir.

Kırda, bostanda, yalnız veya cemaat ile kılarken, erkeklerin ezan ve kameti yüksek sesle okumaları sünnettir.

Bir kimse, hiç kitap okumadan da veli, evliya olabilir ve âyet-i kerimeyi tefsir edebilir.

Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerimde buyuruyor ki: "Bana yaklaşmak için, vesile arayınız!"

"Beş vakit namaz, nihayet yarım saat veya 45 dakika sürecek olan bir ibadet, size niçin çok geliyor?"

Kurtuluş yolu, Resûlullahın izinde olmaktır. Hak ile batılı ayıran alamet, Resûlullah aleyhisselama uymaktır.

Fıkıh kitaplarında, cemaatle namaz kılarken, imama uymanın doğru olması için, on şart bildirilmektedir.

"Günah işleyeni gören, eli ile mani olsun. Buna gücü yetmezse, dili ile mani olsun!"

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "İman Süreyya yıldızına gitse, Fâris ehlinden biri, onu geri getirir."

Kalbe ait bilgileri, yani ahlak ilmini öğrenmek, her Müslüman erkek ve kadına farz-ı ayndır.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Bir kimse, dinde bir şey meydana çıkarırsa, bu şey reddolunur."

Sabah Müslüman olan kimsenin, öğle vakti gelince abdestin ve namazın farzlarını öğrenmesi farz olur...

Allahü teâlâ, insanların istekli işlerini onların iradeleri ile yaratmasını ezelde dilemiştir.

Son senelerde Osmanlı devletini ele geçiren sözde aydınlar, din bilgilerini değiştirmeye çalıştılar.

Ehl-i sünnet âlimleri, Resûlullah efendimizle her zaman tevessül etmek çok iyidir diyor.

Âyet-i kerimeleri ve hadis-i şerifleri yanlış anladığı için inanmamak bidat olur.

Kendilerini din adamı tanıttıran bazıları, Müslümanlık ismi altında, uydurma bir din kurmak istiyorlar.

Yürüyemeyen ihtiyarın, yaşlının ve gözleri görmeyen âmânın cemaate gitmesi lazım değildir.

Hayat müşterektir denilerek, kadınlar da, fabrikalarda, tarlalarda, ticarette, erkekler gibi çalışıyorlar.

Bir malı, buna müşterek, ortak olarak malik olanlar arasında kura ile taksim etmek caizdir.