Osman Ünlü

Ebû Bekir "radıyallahü anh" tüccardı. Şam'da seferde iken, bir rüya görür...

Eshâb-ı kiramın her biri müctehid idi. Hepsi de, derin âlim, mezheb imamı idi.

"Bir kavim gazaya niyet eylese, Allahü teâlâ onlar için Cehennemden kurtuluşuna berat yazar..."

“Çocuğunu aç bırakarak ve İslam terbiyesinden mahrum ederek zayi etmek günahtır..."

Ehl-i sünnet olmayan, Arabiyi çok iyi bilse de, Kur’ân-ı kerimi doğru anlayamaz.

Aklımıza ve asrın isteklerine uygun tefsir yapmak caiz değildir.

​Elindeki çatlağı, egzamayı ıslatmak zarar verirse, bu kimse abdest alamaz!

Bir Müslümanın, cünüp veya hayızlı iken camiye girmesi haramdır.

Bir kimsenin, bakması vacib olan kimsesi muhtaç iken, sadaka vermesi günahtır.

Bir kimse, elindeki haram maldan sadaka verse, sevap umsa imanı gider!..

Bir harfi, başka harf okumakta, harfler çok farklı ise, namazı bozar.

“Farz namazı, İslamiyetin gösterdiği bir sebep olmadan vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır."

Sözleri veya ibadetleri riya ile olan kimsenin, din bilgisi varsa, buna 'münafık' denir.

Kanunlara, emirlere karşı gelmek, cihad olmaz, fitne çıkarmak olur.

Hazret-i Huzeyfe: "Ya Resulallah, Allahü teâlâ bize İslam nimetini ihsan etti. Bu saadet günlerinden sonra, kötü bir zaman gelir mi?"

“Ey nefsim, günahlara dalmışsın. Allahü teâlâ, bu hâlini görmüyor sanıyorsan, kâfirsin!.."

"Ey nefsim! Ecel sana yaklaşmakta, Cennet ve Cehennemden biri, seni beklemektedir..."

İngilizler, İslamiyeti yok etmek için casuslarını, bilhassa Osmanlı devletine gönderdiler!

Allahü teâlâ, sevdiklerinin günahlarını affetmek için, onlara dert, bela gönderiyor.

“Erkeğin tedavi için sürme çekmesi caizdir. Ziynet için çekmesi caiz değildir.''