Osman Ünlü

Zekât vermek, Kur’ân-ı kerimin otuziki yerinde, namazla birlikte emredilmektedir.

Orucun edeplerinden birisi de, iftar zamanında mideyi tıka basa doldurmamaktır.

Zekât vermek, hicretin ikinci senesinde ramazan ayında farz oldu.

Hasta olacağını bilen işçinin, hasta olmadan önce orucu bozması caizdir.

Zekât nisabı kadar parası bulunan her Müslümanın fıtra vermesi vacip olur.

“Hasta, hastalığının artmasından korkarsa oruç tutmaması caiz olur."

Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yese, içse orucu bozulmaz.

Oruç, hata ile bozulsa, mesela, abdest alırken, boğaza su kaçsa kaza lazım olur.

Oruç tutmak, sadece yeme ve içmeyi terk etmek değildir!..

Teravih namazına başlarken ve bittikten sonra okunan dualar vardır.

Erkeklerin ve kadınların, yirmi rekat teravih namazı kılması, sünnet-i müekkededir.

Gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığı, iplik gibi birbirinden ayrılınca, oruca başlanır.

İftarı akşam namazından önce yapmak müstehab ise de...

Niyet etmek, niyeti, belirtilen vakitte yapmak ve orucu bozan şeylerden sakınmak farzdır.

Ramazan ayında her gece teravih namazı kılmak çok faziletlidir.

“Ramazan ayında yapılan nafilelere verilen sevap, başka aylardaki farzlar gibidir."

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Ayı görünce oruç tutunuz! Tekrar görünce, orucu bırakınız!"

Bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günahları yanar, yok olur.

Oruç, Allahü teâlânın emrettiği bir ibadettir. Nasıl emredilmişse, o şekilde yapılır.

Mazeretsiz açıkça oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur.