Osman Ünlü

İslamiyet, hem çalışmayı, hem de tevekkülü birlikte emretmektedir.

İbadet; kulluk etmek, insanın kendini aşağılaması, alçaltması demektir...

İbadet etmenin, dünya menfaatleri üzerine kurulamayacağı bir hakikattir!..

Akıl ile nakil çatışırsa, nakle uyulur, aklın yanıldığı anlaşılır.

Molla Fenârîler, Ebûssuûdlar yetiştirmiş olan bu ilim yuvaları maalesef yok edilmişti.

​Allahü teâlâ, peygamberlerine ümmetlerinin kıymet verdiği şeylerde mucizeler ihsan eyledi.

''Biz insanın ruhunu, güzel bir surette yaratıp, sonra en aşağı dereceye indirdik.''

"İbadet etmeden Allahü teâlâdan cennet istemek, büyük günahtır."

Ölenin bu hâllerini görenler, melekler âlemini seyreden evliya yani velilerdir.

İmanı olmayan kimse, sonsuz olarak Cehennemde kalacaktır.

İman, Peygamberin bildirdiklerini tasdik etmek demektir.

Zaruri ve söz birliği ile bildirilmemiş olan itikattan ayrılanlar Ehl-i kıbledir.

"Hikmet, fen bilgileri, müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın!"

Dünya zevklerinin peşinde koşanlara, nasihat acı gelir, haramlar ise tatlı gelir.

"Evine salih bir misafir gelirse, onun hizmetini iyice yap!"

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Sünnetimi terk edene şefaatim haram oldu."

Mümini rahatlandıran, ancak Allahü teâlâya kavuşmaktır.

Her Müslümanın, ölüme hazırlanması lazımdır. Bunun için de, tövbe etmelidir.

"Kur’ân-ı kerimden şifa beklemeyene şifa nasip olmaz!.."

Rıza demek, Allahü teâlâdan gelen her şeye razı olmak demektir.