Osman Ünlü

"Siz onların işlerine bakarsınız. Ben kalplerindeki imana bakarım."

İlim ile, ihlas ile yapılan ibadet, insanı, dünyada küfürden, günahdan kurtarır ve aziz eder.

Allahü teâlâ, her insanın said veya şaki olacağını ezelde biliyordu. Bu bilgisine kader denir.

​Günah işlenen uzuvlardan sekizi: Kalp, kulak, göz, dil, el, mide, ferc ve ayaklar.

​Kalp hastalıklarının şirkten sonra en kötüsü, bidatlere inanmak ve bidat işlemektir.

Şirk; Allahü teâlâya ortak yapmak, benzetmek demektir. Benzetene müşrik denir...

Günahlardan temizlenmedikçe, ibadetlerin faydası olmaz.

Hicr, menetmek, dostluğu bırakmak, dargın olmak demektir.

​Bir şeyi kapalı anlatmak, dinleyene sıkıntı verir, onu incitir.

​İngilizler, casuslarını, Müslüman kılığında Osmanlı Devleti'ne gönderiyorlardı.

​İslamın zamana göre değişeceğini sanmak, bu dinin hakikatine inanmamak olur.

​Namazda iken, abdesti, guslü bozacak bir şey yapmak haramdır.

Namazı bozanlardan birisi de Zellet-ül-kâri yani yanlış okumaktır.

​Kimseye suizan etmemeli sözü yanlıştır. Bunun doğrusu Müslümana suizan etmemelidir.

Balık, yengeç, su kurbağası ölünce, bu su ile abdest ve gusül almak caizdir.

​Kâfirlere mahsus olan şeyleri harpte hile olarak kullanan kâfir olmaz.

​Camilerin efdali Kâbe-i muazzama, sonra bunun etrafındaki Mescid-i harâmdır.

​Sabah namazının farzından sonra, güneş doğuncaya kadar nafile kılınmaz.

​Evliyanın birbirinden üstünlüğü, Allahü teâlâya daha yakın olmalarına bağlıdır.

Kalbin hastalığı, Hak teâlâdan başkasına tutulması, bağlanmasıdır.