Rahim Er

Ak saçlılar kirli işlere bulaştılar. Polit Bürodan akıl ve evrak aldılar. Onların himayesinde iftar sofrası dağıtıldı, Kur'an tilavetini slogan çirkinliği bastırdı.

12 Eylül darbesini yapanlar, anayasanın geçici 15. maddesinin zırhı arkasında tam 30 sene saklandılar. Güya geçici/muvakkat olan o madde, darbecilerin mahkemede hesap vermesine mani oldu.

PKK 20 Eylüle kadar silah kullanmama kararı almıştı. Bu arada Anayasa değişiklik oylaması yapıldı.

12 Eylül 2010 tarihi bu referandum ile anılacaktır. Öyle bir gün ki 30 yıl arayla zıt anlamlara sahne oldu.

Hadiseler, kendi zamanlarından tecrid edilerek tahlil edilemez. Bu bir gerçekken okullarda Kanuni kapitülasyonlarla ülke menfaatlerini peşkeş çekti deniyordu.

KPSS'nin eğitim bölümleri imtihanı iptal edildi. Varılan nokta itibariyle yapacak başka bir şey de görünmüyordu. Böylece adalet tesis edildi mi? Hayır, bu defa da başka öğretmen adaylarının hakkı yendi.

Zaman aşımı kavramı, hukukçular tarafından yeniden tartışılmalıdır.

Rakibini küçük gören kaybeder. Sakın ola ki bir zafer rehavetine kapılarak gaflete düşmeyin. Su uyur, düşman uyumaz sözü, acı tecrübelerin mahsulüdür. Ne yaparsanız yapın, peşin hükme kapılmış zihinleri değiştiremezsiniz.

Amerikalılar, geçtiğimiz günlerde diken üzeri oldular. Terry Jones adında bir papaz, Kur'an yakacağım diye tutturdu. Bu görülmemiş densizliği 11 Eylül saldırılarının yıl dönümünde İslamiyet'i protesto için yapmak istiyordu.

Yeni bir döneme girdik. Seçmenin yüzde 58'lik bir kısmı yetmez ama evet diyerek anayasa değişiklik paketini tasvip etti. Türkiye, iki gündür hukuken daha iyi imkânlara sahip. Ancak hiç vakit kaybetmeden tepeden tırnağa sivil bir anayasa yapılmalıdır.

12 Eylül 2010'da Anayasa değişiklik referandumu yapıldı, evet oyları, yüzde 16-17 gibi açık ara önde çıktı. Evet, tercihi çok kimsenin tahminlerini aştı. Boykot çağrısı tutmadı. Vatandaş, anayasa değişikliğini tasvip ve takdir etti.

Gurbette de yaşasanız, memleketinizde de bulunsanız, evinizde de otursanız, bir camide itikafa girseniz, inzivaya çekilseniz zaman geçiyor.

13 Eylül sabahı sahip olacağımız Esas Teşkilat Kanunu/Anayasa da hiçbirimizin gönlünde olan değildir.

Ana muhalefet partisi, referandum sürecinde iki skandala imza attı. Biri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Tunceli'de genel affa davetiye çıkartmasıydı. Rahşan Ecevit de orada olduğuna göre çok görmemeli. Hemen her kesimden şiddetli tepki gördü. Bunun üzerine çok başlı partide genel başkanın ağzına acı biber sürdüler, sustu. O da sustu, parti de sustu.

Nasıl tarif etmeli bilmem ki! Tarihi nirengi noktası bırakmadılar. Küllük desem kim hatırlar, Marmara Sineması önü desem kim bilir? Şöyle tarif edebiliriz. Tam Marmara Sinemasının önünde bir durak vardı. Durakla sinema binası arasında da sözde bir anıt. O çirkin anıt, en az 20 sene daracık kaldırımı daha da daralttı.

CHP, oklarından birini daha müminlerin kalbine sapladı. Şimdi milyonlarca kalp bu zehirli oklardan dolayı kırık olmalı.

Wikipedia'nın tarifiyle Türk ateisti. Şebinkarahisarlı Abdülaziz Efendi'nin oğlu. Ateş Nesin, dedesi Abdülaziz Efendiyi dini bütün, Abdülhamid hayranı ve sıkı bir Atatürk düşmanı olarak tarif etmekte. Aziz Nesin, mizah yazarı olmadan evvel subaydır. 1944'te Zonguldak'ta uçaksavar mevzileri yaptırırken vazifesini suiistimal ettiği gerekçesiyle TSK'dan ihraç edilir. Gazeteciliğe başlar. Sırf Amerikan yardımını eleştirdi diye 1947'de 10 ay mahkumiyet ve 3 ay sürgünle cezalandırılır.

AK Parti'nin 3 Kasım'daki genel seçimleri kazanması üzerine Sabah gazetesi, 4 Kasım 2002'de nefis bir manşet atmıştı, Anadolu İhtilali.

Ses kaydı önce internete düştü. Şimdi konuya ilgi duyan herkesin arşivinde. Bu dinlemeyi yapanlara Devlet Üstün Hizmet Madalyası verilse yeridir. Telefonda yüksek yargıdan bir hakim. Diğer uçta ise bir daire başkanı ve bir daire üyesi, konuşuyorlar. İsimleri burada tekrara gerek yok. Onları artık herkes biliyor.

Yahya Kemal, Türk milletini 'Ordu-milletlerin en çok dövüşen en sarpı' diye tarif eder. Bir millet düşünün ki her ferdi askerdir. Birçok insanın ismi, soyismi er'dir askerdir. Birçok insanın ismi, inkılap kanunlarına rağmen paşa'dır. Kefen giymiş dağlarına kulak verildiğinde 'Karlar Şahit Olsun ki 90 Bin Şehidiz!' Seslerini işiteceğiniz Sarıkamış'ta kendi boyunda karlar içinde askerlik yapmış, askerliğe dair onlarca fikir üretilmiş makalenin sahibi sıfatıyla bu satırları yazıyorum. Dedelerimiz şehid oldu.