Rahim Er

13 Ağustos 1961 sabahı uyanan Almanlar, yapılmakta olan bir duvarla Berlin'in ikiye ayrılmakta olduğunu gördüler. Bu duvar, sonraki yıllarda hür dünya ile komünist dünyayı birbirinden ayıran sembol haline geldi.

Yahya Kemal Beyatlı'nın Türk milletini tarif şeklinde tarih, uğuldayan bir ırmak gibidir. "Ordu-milletlerin en çok dövüşen, en sarpı." Burada üç unsur silsilesine şahid olmaktayız.

Uzun zamandır şu manken meselesini yazmak istiyorduk. Toplum, nerelerden, hangi ellerden yönlendirildiği belirsiz bir manken sorumsuzluğuna muhatap. Bir dolaylı şiddet hareketi gibi cereyan ediyor. Sanki memlekette onlardan daha güzel kızlar yokmuş gibi çizgiyi arkada bırakmış bu bayanlardan bazıları milletle alay etmekteler.

Mesut Yılmaz'ın devletin üniter yapısına karşı olması düşünülemez. Kendisinden anti laik fikirler de beklenemez. Zaten 7. olağan kongrede bunları bizzat dile getirdi. Buna rağmen orada yaptığı konuşmada ulusal güvenlik anlayışını eleştirdi. ANAP liderine göre bu anlayış, ilerlemenin önündeki engeldir.

1982 yılında Lübnan'daki Sabra ve Şatilla Filistin Mülteci Kampları'nda Hıristiyan milisler tarafından girişilen katliamda 1000 kadar Filistinli hunharca katledildi. Gözlemciler, katliamın arkasında İsrail Savunma Bakanı Ariel Şaron'un olduğunu tesbit ettiler. Çirkin hadisenin hemen ardından İsrail'de teşkil edilen tarafsız bir komisyon savunma bakanını katliamın dolaylı sorumlusu olarak kabul ve ilan etti.

Üniversite kapısına gelen gencin yaşadığı en büyük bocalama meslek seçimi. Onlar, belki de hayatın acı gerçekleri ile ilk defa bu vesileyle yüz yüze geliyorlar.

ANAP'ın 7. olağan kongresinde genel başkan Mesut Yılmaz en yakın rakibinin 3 katından fazla oy aldı. Böyle olacağı belliydi.

Azerbaycan Cumhuriyeti, Latin harflerine geçti. 1 Ağustostan beri Azerbaycan'da çıkan gazeteler Latin harflerini kullanıyorlar.

"Ne olacak bu memeleketin hali?" yakın tarihe kadar hoş şakalara mevzu olan, biraz istihza, az avamilik kokan bir sözdü; artık öyle değil. Artık bu cümle kurşundan ağır mânâlarla sancı dağları halini aldı.

AİHM, kararını açıkladı; RP, 1998'de Anayasa Mahkemesi'nin kapatma kararını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesine aykırı bulduğu için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne giderek Türkiye aleyhine dava açmıştı. Bu mahkeme 3'e karşı 4 oyla RP'nin talebini reddetti... Dün bir hukuk talebesi bizi aradı.

Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullandığından yazılarına bir süre ara vermiştir, okuyucularımıza duyururuz.

İstanbul, Türkler tarafından fethedilirken birtakım Bizanslı din adamlarının meleklerin cinsiyet tartışmasında oldukları tarihin müstehzi anekdotlarındandır.

Ay çiçeği güneşe, insan kaliteye yönelir. Köksüzler, Osmanlıyı Avrupa'dan zorla insan devşiren devlet gibi gösterdiler.

Osmanlı nizamı, Avrupa'nın muhtelif memleketlerinden çocuklar toplar, bunları yetiştirdikten sonra kendilerine devlet kademelerinde vazifeler verirdi.

Sosyolog Nur Vergin, bir TV sohbetinde biraz kızgın bir edayla Cüneyt Ülsever'e şöyle diyordu: "Şehir kökenli olmak suç mu, illa köy kökenli mi olmak lazım?"

Bir grup dostla sohbet ediyorduk; içlerinden biri "İsmail Hakkı Karadayı, yenilikçilere katılacakmış" diye bir kulis haberini ortaya atarak yorumumuzu bekledi.

Yıl 1908, günlerden 23 Temmuz. Tarihi bir gün, Resneli Niyazi adlı anarşistin dağa çıkması ile başlayan hadiseler, nihayet II. Meşrutiyet'in ilânı ile noktalanır.Her taraf, bayraklarla donatılmıştır.

Sarıyer'de çok değerli bir müze vardır; Sadberk Hanım Müzesi. Sadberk Hanım, Vehbi Koç'un zevcesiydi. Bir koleksiyonu topluca satın aldıktan sonra kendisinin de yıllar yılı topladıkları ile birlikte bu müzeyi tesis etmiş.

Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanımız, dışarıya değil; bize yakın olmak zorunda. Buna mecbur. Başka türlüsü olamaz... Eğer 12 Eylül darbesi yapılmasaydı Turgut Özal, en nihayet Süleyman Demirel kabinelerinden birinde bakan olurdu.

Akçemizi düzeltmedikten sonra bu sıkıntıların bitmesi muhal. Ateş, bir süre düşer, biraz sükûnet olur, bilahare tekrar alevlenme başlar.