Salim Köklü

Evliyanın büyüklerinden bir zat hacca gitmişti. Gelenlere, hacda başından geçen ibretlik bir hâdiseyi anlatıyordu...

Kimseyi incitme!.. Biri seni incitse de, sen onu incitme ki, büyüklüğün nişanı budur. Kimseye zararın, azarın, nazarın değmesin...

Sözü yerinde söyle. Çünkü yerinde söylenmeyen söz, tatlı ve güzel de olsa acı ve çirkin görünür.

"Değerli mal, değerli insana vermek için saklanır. Benim de en değerli şeyim bu öğütlerdir ve en değerli kimsem de sensin..."

Oğlum, bu nasihatlere uyarsan sen de ailen de mutlu olur. Rahat ve huzur içinde yaşarsınız. Evinizde huzur ve bereket olur.

"Kızım! Eşinin kıymetini bil! Hikmet ehli bir zat der ki: Evde eşinin bulunması, kadın için büyük nimettir...”

"Kızım! Eşinin yakınlarına güzel muamelede bulun. Güzel muamelede bulun ki, o da senin yakınlarına iyi davransın..."

Eşler dünya işlerindeki kusurları için birbirine kötü davranmak şöyle dursun, acı, sert bile söylememelidir.

​Eşler her zaman birbirinin gönlünü almalı. Birbirinin hakkını gözetmede Allahü teâlânın [veya dinimizin] emrine uymalı.

İnsan, hayat arkadaşına yapacağı huysuzlukların, vereceği sıkıntıların ve zararların kendine de olacağını düşünmelidir...

​Evde huzur, ailede mutluluk olması, eşlerin birbirlerine karşı vazife ve sorumluluklarını bilip bunlara riayet etmelerine, birbiriyle iyi geçinmelerine bağlıdır.

​Huzurlu bir aile ortamı, çocuğa evi özletir. Çocuğun, neşe ve sevinç içinde koşarak eve gelmesini sağlar.

​Ana babaya, kayınvalide ve kayınpedere hürmet ve hizmet etmeyi mühim bir vazife saymalı. Büyüklerin duasını almaya çalışmalıdır...

Resulullah efendimiz buyurdu ki: “Allah’ın rızası, anne babanın rızasında, Allah’ın gazabı da anne babanın gazabındadır.”

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Bir Müslümanın kalbini kırmak, haksız olarak incitmek, Kâbe’yi yetmiş kere yıkmaktan daha günahtır.”

“İlim davasına, Müslümanlar kadar bağlı bir millet gelmemiştir. Bugünkü medeniyetin kurucuları, Emevîler, Abbâsîler, Gazneliler ve Osmanlılar olmuştur.”

​İlimde, fende, teknolojide üstünlük Müslümanlarda olduğunda, beşeriyet, insanlık, rahat ve huzur içinde yaşamıştır...

“Faydalı kitapların ucuz elde edilmelerine ve her yere yayılmalarına sebep olacağı için, matbaa yapılması câiz ve güzel görülmüştür.”

​Birkaç asır evveline kadar garplılar hastalıklara karşı çaresizdi ve ancak sonradan Müslümanlardan öğrenerek bugünkü tıp ilmini öğrendiler.

İlim ve teknik, insanların hizmetinde faydalı olduğu müddetçe değerlidir. Bu yüzden İslâm âlimleri ellerinden geleni yapmışlardır...