Sefa Koyuncu

Soyut san'at; hüsn-i hat, ebru, tezhîb, minyatür ve nonfigüratif resim demektir. Batılı san'atkârı özgürlüğüne kavuşturan soyut san'at, bizim, ya'nî Müslümanlarındır!..

Büyük hayâl kurmayan, büyük iş başaramaz demişler.

Hıristiyan âleminin orijinal bir san'atı yoktur. Batı (Hıristiyan) san'atı diye lanse edilen, İsa "aleyhisselâm"dan çok önce yaygın olan Yunan-Roma Natüralist resim ve heykel geleneğini geliştirerek devam ettirip, kiliseye sokmaktan ibarettir. -Bu tesbite itirazı olan var mı?

Osmanlı minyatür san'atında, aşağıdakilerden hangisine rastlanmaz?

sefakoyuncu

Evet! İşte size, bütün problemlerimizin kaynağını çarpıcı biçimde teşhis eden ve tam bir vukufla çözüm yolunu gösteren cümle:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, himâyelerinde neşredilen beş dev ciltlik "Büyük Selçuklu Mirası" külliyatını "Takdim" yazısında diyor ki:

Türkiye, çağdaş san'atta mevcut güç ve potansiyelinin farkında değil.

Efendim, hep Türkiye'deki Batı taklitçiliğinden söz edecek değiliz ya!

Hükümet, san'at kurumlarını hantal yapıdan kurtarıp verimli hâle getirecek yeni bir teşkilâtlanmaya gidiyor.

İşte, muhafazakâr san'ata çarpıcı bir örnek daha!

Selim Turan'ın Paris günleri

Günümüzde, "muhafazakâr san'at" adı altında yeniden canlandırmaya çalıştığımız İslâm san'atlarının temeli, Resûlullah Efendimiz'in bir hadis-i şerifine dayanıyor:

On beş yıl önce vefat eden san'at tarihçisi Sezer Tansuğ'u, geç de olsa tanımakla bahtiyarım. Tanımak ne kelime; eserlerinde okuduklarımı oldukça şaşırtıcı buluyorum.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen'in, 23 Mart 2012'de, muhafazakâr san'atı tartışmaya açmasının üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti.

Sene 1973... Etibank Seydişehir Alüminyum Tesisleri Araştırma ve Laboratuarlar Müdürlüğünde laborant olarak çalışıyorum. Bölüm şefimiz beni, beraberinde getirdiği kişi ile tanıştırıyor:

Muhafazakâr san'atın tartışmaya açılması, bu alanda tarihî kaynaklarımızdan beslenen yeni bir hamleye girişebilmemiz için iyi bir başlangıç oldu.

Dünya takdir etti, muhalefet sustu

Ve dergicilik tarihimizde yepyeni bir sayfa, daha doğrusu bir platform daha açıldı. "Gelenekten Geleceğe"

Son dönemde, iki başarılı koleksiyoner ilgimi çekti. Mehmet Çebi ve Öner Kocabeyoğlu. Mehmet Çebi, klasik ve çağdaş hat eserleri koleksiyoneri. Öner Kocabeyoğlu ise Paris Ekolü Türk Ressamları koleksiyoneri.