Süleyman Özışık

​Yaptığı hukuksuz uygulamalarla seçimi kaosa çeviren Yüksek Seçim Kurulu, İstanbul seçiminin iptaline dair gerekçeli kararını nihayet açıkladı.

Bildiğiniz üzere Yunan medyası CHP adayının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasını, "Yeni seçilen Konstantinopolis Belediye Başkanı" diye kutlamış, CHP adayının aslen Pontus Rum’u olduğunu vurgulamıştı haberinde…

İstanbul İl Seçim Kurulu, aldığı kararlarla İstanbul seçimlerini içinden çıkılamaz bir hâle getirdi. Önce AK Parti'nin yaptığı, "İstanbul'daki oyların tamamı sayılsın" itirazını reddetti.

​Hazreti Ömer dönemini anlatan o can yakıcı hikâyeyi duymuşsunuzdur. Biraz uzun bir hikâyedir ama anlamak isteyen için her satırı ayrı bir ibret vesikasıdır. Belki aramızda duymayanlar vardır diye o hikâyeyi bir kez daha anlatmakta yarar görüyorum...

​Terörist başı Abdullah Öcalan'ın 8 yıl sonra avukatlarıyla görüştürülmesi üzerinden bir fırtına koparılıyor ki sormayın. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin de bu görüşmeye ses çıkarmaması farklı yorumları beraberinde getirdi.

​Kim ne derse desin, reklam ve tanıtım ekibi, CHP'nin İstanbul adayının tanıtım işlerini iyi yapıyor. Üstelik bu tanıtım işini bizzat AK Parti'yi savunan medyaya ve AK Partili seçmene yaptırıyor!

Abdullah Gül ile Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı açıklamaları gören bazı okurlar, "Bu iki isim neden bu tür açıklamalar yapıyor" diye merak ediyor.

İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi yeni tartışmaları da beraberinde getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Bugüne kadar konuşmadım, hep sustum. Artık yetti. İstanbul seçimlerinde şaibe var, bu açık ortada. Yolsuzluk var" dedi diye CHP kanadında bir fırtına koparılıyor ki sormayın.

Eski AK Partili Ahmet Davutoğlu'nun AK Parti'yi eleştiren açıklaması üzerine çok şey konuşuldu ve yazıldı.

Ankara'da şehit cenazesinde yediği yumruk Kemal Kılıçdaroğlu'nun akli dengesini bozmuş olmalı. Çünkü dün yaptığı açıklama, ancak akli dengesini kaybeden biri tarafından yapılabilirdi.

​Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin Kızılcahamam kampında, seçim kazanan belediye başkanlarına bazı talimatlar verdi. Özetle... Lüksten, şatafattan, kibirden, milletin parasını çarçur etmekten, milyonluk araçlarla gezmekten bahsetti.

​Ülke olarak İstanbul'daki seçimlere odaklandığımız için Ankara'yı neden ve nasıl kaybettiğimizi konuşamadık. Birileri Mehmet Özhaseki'nin yanlış tercih olmasından dolayı Ankara'nın kaybedildiğini söylüyor. Ben de Özhaseki tercihinin çok doğru olduğunu, seçimlerin ise başka nedenlerle kaybedildiğini savunuyorum.

İstanbul seçimlerine şaibe bulaştırıldığını söylediğimizde CHP'liler fena parlıyor. Onlara göre sütte leke var, seçim sandıklarında yok!

AK Parti'nin ilk yıllarında pek çok gazeteci ve yazar, Erdoğan'ı veya partiyi yapılması muhtemel hatalar veya yanlışlar konusunda samimiyetle uyarırdı. Gerek Erdoğan gerekse parti kurmayları bu eleştiri ya da önerileri ciddiyetle takip eder, anında gereğini yapardı.

​AK Parti'nin İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan büyükşehirleri neden kaybettiği tartışılıyor. Bu sorunun o kadar çok cevabı var ki hangisini saysam bilemiyorum.

​CHP'nin başta Ankara olmak üzere bazı büyükşehirleri almasının yankısı devam ediyor. Dört benzemezin omuz omuza verip kazandığı hepi topu 6 şehir var. Ama öyle bir rüzgâr yapıyorlar ki dersiniz ülke yönetimini toptan ele geçirdiler.

​Artvin'in Yusufeli ilçesinde CHP'nin itirazı sonucu seçimlerin iptal edilmesi, AK Parti'ye müthiş bir pas oldu. Ortaya çıkan şaibeler, İstanbul'daki seçimlerin yenilenmesi ihtimalini kuvvetlendirdi.

​15 Temmuz kanlı darbe girişiminin yaşandığı geceyi şöyle bir hatırlayalım ve "O gece polisten ve sivil halktan başka darbeye en fazla direnç gösterenler kimlerdi?" diye soralım.

AK Parti'nin bir bayrak reklamı vardı hatırlar mısınız? Hain bir elin ipini kestiği bayrağın yere düşmemesi için yurdun dört bir yanından insanlar koşuyordu.