Ünal Bolat

Çok utandım. Yer yarılsa da içine girseydim, dedim. Mahcup şekilde “Doğru diyorsun” dedim.

Evde dualar ediyorum, karşı teyze dalga geçiyor benimle, “uçacak mısın?” diye...

“Bu arada gözüm düşüyor böreklere… Nasıl canım çekiyor ve de karnım aç…”

“Kervan saraya ulaşır. Sultanın önünde çuvallar boşaltılır. O da ne? Tuz dökülür çuvallardan!..”

“Hızla yaklaşınca duvarda Türkiye Takvimi olduğunu gördüm. Nasıl sevindim anlatamam...”

“O yıllarda daha yapay zekâ kavramı şimdiki gibi ülkemizin gündeminde yoktu...”

“ Ölenlere rahmet, kalanlara sağlık ve huzur versin. Milletimizin çok üstün özellikleri var”

“Davete icabet eder. Adres verirler almaz. Adresi nasıl bulur, kimse de bilmez...”

“Su deyip geçiyoruz ama insan içtiği sudan bile mutlu olabiliyorsa basite almamak gerek...”

​ “Sokağa açılan küçük bir kapısı vardı. Başımızı eğerek girebiliyorduk içeri."

“Şimdi ‘büyüyünce ne olacaksın’ diye soruluyor mu çocuklara bilmem de bizde beylik soruydu!..”

Bu hatıram da Zonguldak’ta ismi sizde mahfuz "Şahin Bey"e aittir...

“Geleceğin içimize doğmuştu da hazırlık yapmıştık…” gibi ifadeleri çok duymuşuzdur...

“Almazlarsa almasınlar, ahirette ‘biz bu kitapları görmedik’ diyemezler buyurdular.”

“Amcamın oğlu ile beni bir felaketten koruyan Allahü tealaya şükrediyorum...”

“Yolda arkadaşlar beni teselli etti. Sabri’nin babasının konuşmasından onlar da alınmıştı...”

“Sabri’nin babasının kaşları çatık ve yüzü somurtkandı. Bize soğuk ve uzaktı, şaşırdım...”

“Üstüm başım, Sabri’yi taşımaktan kan olunca, bayılmamla beraber, beni yaralı sanmışlardı...”

“Pazar kurulmaya ve müşteriler gelmeye başlamıştı ama elim de el olmaktan çıkmıştı...”

“Kamyonet beni sollama durumuna geçti, aynı hizaya gelince camı açtı ve seslendi.”