Ünal Bolat

Aylin; “parmaklarım çok inceldi, yüzüğüm olsaydı düşerdi” dedi kocasına...

“Onu ilk gördüğünde, yeşil gözlerini sevmişti Tamer. Annesini, onu istemeye gönderdi...”

“Bir İngiliz komutan Türk askerinin tek başına giriştiği bu hareketi, hayretle takip ediyordu...”

“Seni Erzurum’a götüremedim ama. Bütün Ege'yi, her yönüyle Aydın'ı ayağına getirdim...”

Bir kebapçıda "cağ kebap" yedik. Erzurumlu olarak memleket lezzetini tattırmalıydım...

Soracaklarımı soracak, alacağım cevaplara göre de “olur" veya "olmaz” diyecektim...

“Bu millete yapılabilecek en büyük iyilik devlete yönelik adalet duygusunun kazandırılmasıdır...”

Sınav saati gelmiş, ne yapacağımı bile bilmeden soruları çözmeye başlamıştım...

“Arhavi’den koparılarak yola çıkan dedemler, bu uzun yolculuklarında birçok acı ve imtihana maruz kalmışlar...”

“Samsun’a vardıklarında oranın halkı, muhacirleri büyük bir misafirperverlikle karşılamış...”

“Bebeğini emzirmek için kucağına aldığında, yavrucağın soğuktan donarak vefat ettiğini görmüş!..”

“80 yaşlarında bir Alman ile tanıştım. Yaz kış demeden torununu izlemeye geliyordu...”

“Cüzdanımı düşürdüğüm yere dönemem, görüntüyü bir an önce yetiştirmem gerek!..”

“Mehmet Ali Abinin İznik’e geldiğini söylediğimde görüşemediği için çok üzüldüğünü söylemişti”

“Tarık’ın babası gidip de dönülmeyen yolculuktaki bavulunun içine neler sığdırmıştı neler!..”

“Annesinin iki kapaklı ceviz gardırobu nasıl da sağlam dimdik duruyordu eski insanlar gibi...”

Yüksek katlar arasında neredeyse kaybolmuş müstakil evlerini bulduğunda bir hoş oldu…

“En son yedi yıl önce gelmişti memleketine ve baba evine, babasının vefat ettiği gün...”

“Efendim hayırdır bir şey mi oldu? Yapabileceğimiz bir şey var mı?”

“Efendim hayırdır bir şey mi oldu? Nedir böyle sizi üzen? Yapabileceğimiz bir şey var mı?”