Ünal Bolat

“Beni rencide etmeden hatamı hatırlattınız. Memnuniyet duyarak bunun farkına vardım.”

Müfettiş bey beklemediği bu cevap karşısında, hayretler içinde kalmıştı!..

“Ruhum bunalıyor” dedi ve ekledi: “Buraları çok özlüyorum. Ayranını ayrı suyunu ayrı...”

O yılların okullarının ve milletimizin hâlini bir kere daha hatırladım...

“Karanlık evde birçok oda vardı, birinden çıkıp diğerine girerek sekiz on oda geçtik...”

“On gün sonra bir arkadaşa verdim… Bende çalışmayan televizyon onda çalışmıştı!”

“Eski evin kirasından fazla ödemeye de razı oldum. Eve yerleşip televizyonu kurdum.”

“Durumu anlatıp ‘bana hatalı televizyon vermişsiniz, ikide bir bozuluyor’ dedim...”

Kendi kendime “rahata erdim” derken ertesi cuma günü televizyon yine arızalanmasın mı?..

“Beyazlaşan saçlar, kelleşen başlar, alınmış kilolar, sarkmış yanaklar göbekler…”

“Bir insanın sadece konuşmasına bakarak ne kadar münevver olduğunu anlayamayız...”

“Girsem mi girmesem mi derken adımımı attım içeri. Aman Allah’ım bir de ne göreyim?”

“Hatırımdan ömür boyu çıkmayacak ve bana verdiği hayat dersini unutmayacağım...”

“Meğer nazarmış Asiye'yi çatlatan, kem gözler eritmiş onun güzelliğini… Nazara gelmiş!..”

“Ayakkabılardaki kurumuş çamurları; ayaklarını yere vurarak düşürmeye uğraştı...”

“80 yaşındaki babanı 70 yaşındaki ananı dayanılmaz acılar içinde bırakarak gittin…”

“Günler sonra da olsa, bu acıya şahit olmak zor. Gerçeklerle yüzleşmek insanın içini acıtıyor...”

“Derede sağ virajın düzeldiği noktada arkadaş karşıdan bir kişinin bulunduğunu işaretle gösterdi...”

“Yasa dışı bir şey yapmıyorduk. Biz Uludağ'da bir faaliyet yapacak ve kendi inisiyatifimizi kullanacaktık.”

“Kamuoyunda, sosyal medyada kayıpların bulunamaması karşısında tepkiler artıyordu.