Ünal Bolat

“Hastanemizin bütün imkânlarını kullanarak tetkik tahlil yaptık olumsuz bir şey çıkmadı...”

“Üzerimde acayip bir hâl varmış gibi gözlerini gözlerime dikerek sorusunu tekrarlıyordu...”

“Yeni Zelanda tatilinden zaman zaman paylaştığım anılarımdan birini daha paylaşmak istedim...”

“Beni alıp onun yanına götürdüler. Yaşlı bir adamdı… Ama tıpkı babasına benziyordu.”

“Bu hâli görünce ne yalan söyleyeyim içim ürperdi, büyük bir ümitsizliğe kapıldım.”

“Hamile olmama bakmadan beni sokağa attı. Çocuğum içeride anne diye ağlıyordu…”

“Yuvalar yıkan gece hayatı, alkol ve kumar… Bir haftadan sonra evde kalmaz olmuştu kocam...”

“O zaman ne çok sevinmiştim… Nereden bilirdim ki yağmurdan kaçarken doluya tutulacağımı!..”

“Yengeme oğlunun çorbamızı döktüğünü ve aç kaldığımızı söyledim. Öfkelendi...”

“Şeker hastası babam bize hem annelik hem babalık yapmak için uğraşıyor ama çaresiz...”

Bizim vazifemiz size gazeteyi yedide getirebilmenin yollarını aramak ve bulmak...”

“Söylediklerini dinlemeye çalışıyorum, bir taraftan da yanından bir iki adım uzaklaşıyorum...”

“Hafifçe meyilli istasyon girişinde bir anda omuzumdaki gazete balyalarını zapt edemedim...”

“Ateşim çıkınca veya kırgınlık halsizlik hissedince hemen su perhizine başlıyorum...”

O gece koğuş nöbetçisi uyandırdı. “Kalk bir bardak su iç öksürükten boğulacaksın” dedi.

“Altındağ'da o senelerde çok hava kirliliği vardı. Kapıların altından duman kokusu girerdi...”

“Kocam evin yakınında servisten iner inmez bizim oğlan koşup babasına anlatıyor hırsızı...”

“Kandilde yağ biter kadında laf bitmez” derdi ninem. İşte öyle konuştukça konuşuyoruz...

“Hayır, ben onunla iyi günde kötü günde diyerek evlendim, asla bırakmam” diyordu...

“Şimdiye kadar hiç görmediğimiz bir asık çehre, her an kavga edecek derecede birisi…”