Ünal Bolat

“Her sene benden biraz daha küçük boyda kalan bu arkadaşıma sevgim saygıya dönüşmüştü...”

“Yaşlı bir karı koca taşınıyordu eve. Taşıyanlar da kamyonetle birlikte gidecek olan birkaç işçiydi...”

“Koskoca pazar yeri bir anda çil yavrusu gibi dağıldı. Aslan Amca’dan kaçan kaçanaydı!..”

“Müşterisi de belli kişiler olurdu. Kahvehane bir bakıma onun podyumu gibi bir yerdi...”

“O gün yüzbaşımıza teşekkür ederken Osmanlıya minnet borcumuzu da idrak etmiştik...”

​“Oysa biraz daha sabretsem olmaz mıydı? Yahut hep kibarlığı prensip edinsek ne olur?”

Arkadaşa “Namaz vaktinin girmesine zaten az bir zaman var. Gel namazını kılıp içeriye öyle girelim” dedim.

“1990 yılından beri, yani 30 yıldır 1 gün bile tatil yapmadım. İzin nedir bilmem...”

“Eşime, ana babama, dedeme fikrimi açtım. Sadece babam ‘sonuna dek arkandayım’ dedi."

​“İki senedir ne midem altüst oluyor, ne bayılacak gibi oluyorum. Şükür çok rahatladım...”

“Bu rahatsızlanma memlekete her gittiğimde başıma geliyor, bir türlü sebebini bulamıyoruz...”

“Aslen Malatyalı olduğunu iletti. Benden daha düzgün bir İstanbul Türkçesi ile konuşuyordu...”

​"Elin Rus’u ne bilsin onun dilsiz ve sağır olduğunu. Mahsus konuşmadığını sanıyorlar."

“Bizden çok kesilen ormanlardan ağaçlar ve keresteler taşınsın diye yollar yapılıyordu...”

​“Gerçekten de o kişinin yakını kadın olsun erkek olsun birkaç güne kadar mutlaka gelirdi.”

“Onun paraya pula ihtiyacı olmuyor. Çünkü nereye, kime gitse karnı doyuruluyor...”

​Telefonda bir bayan önce “nereye gidiyorsun?” sonra “beni tanıdın mı?” deyince şaşırdım!..

​“Hepsi tamam ama Kenan Çavuş’un zemzemi ne olacak? O istedi zemzemi, bir tek ona veremedik!..”

​“İnşallah enişte, diyorum ama buradan Göksun’a giden birini bulsak göndereceğim…”

​“Hırsızlık yapan kişiler genelde hırsızlığın kötü, yüz kızartıcı, haram vb. olduğunu bilir...”