Vehbi Tülek

Büyüklere bir şey sorarken veya onlarla konuşurken sesi alçaltmalıdır.

​İnanmakta azlık çokluk olmaz. İbâdetler, iman olsaydı, iman azalıp çoğalırdı.

"Yâ Rabbi, kıyâmet çabuk kopsa da, çoluk-çocuğuma ve mallarıma kavuşsam."

​"Eğer yer ile gökte, Allahtan başka ilâhlar olsaydı, bunlardaki nizâm bozulur, karmakarışık olurdu."

Bir gün bir zat Resulullah efendimize şöyle sorar: “Ey Allahın Resûlü! Gıybet nedir?”

​Cömertliğin en yüksek derecesi, kendisi muhtaç iken malını başkasına vermektir.

​İlimden ve ilim öğrenmekten, o ilmin kalbe tesîri olmasa bile vazgeçmemelidir.

​“İnsanlar arasında kabul görmek için ilim öğrenen kimseyi, Allahü teâlâ Cehenneme koyar.”

İslâm âlimleri, Resûlullahı vesîle ederek, Allahü teâlâdan merhamet dilemişlerdir.

İslâmiyet, insanların güçsüzlere ve fakirlere yardım etmesini, merhametli ve şefkatli olmasını emreder.

Bu dünyada, göremediğimiz çok şey var ki, insan gücünün yetişemediği işleri yapmaktadırlar.

​"Kim kabirleri ziyâret etmek isterse, onları ziyâret etsin. Çünkü kabirleri ziyâret, âhireti hatırlatır."

Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Eshâbımın hiçbirine dil uzatmayınız, lekelemeye uğraşmayınız!"

Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Her şeyin bir kapısı vardır. İbâdetin kapısı da oruçtur.”

"Mümin, Allahü teâlânın rahmetini hatırlar, ümitli olur, Allahü teâlânın azâbını hatırlar, korkar.”

​“Ey Allahım! Sen bütün ayıplardan, bütün noksan sıfatlardan münezzehsin, berisin."

​Hazreti Ali, Resûllerden ve kendisinden önceki üç halîfeden sonra, mahlûkâtın en üstünüdür.

İbâdetin vazîfe olduğuna inanmak imandandır. İnanmak başkadır, yapmak başkadır.

​Hakkı bildiği hâlde inkâr etmek ve doğruyu kabul etmekten ar eylemek kibir alâmetidir.

“La ilahe illallah” sözü, en büyük kal’adır. Allahü teâlânın birliğini bildiren yüce bir sözdür.