Vehbi Tülek

​"İnsanlar korktukları zaman, onlar korkmazlar, insanlar mahzun oldukları zaman, onlar mahzûn olmazlar.”

​Peygamberler, insanları önce imân etmeye, bunu kabul edenleri de, ilim öğrenip amel etmeye da’vet etmişlerdir.

​“Helâle, harama dikkat ederek çalışıp kazanan kimseyi, Allahü teâlâ çok sever.”

Ayakta fazla duramayan, iftitâh tekbîrini ayakta alıp, ağrı hâsıl olunca oturarak devam eder.

Resûlullah Efendimiz dedi ki: “Yâ Rabbî! Ben seni hakkıyla övemem Sen kendini övdüğün gibisin...”

Müminlerin birbirlerine öfkelenmemesi, birbirlerine iyilik ve ihsân yapmaları, affetmeleri emrolunmaktadır.

“Dünyadan nail olduğun (eline geçen) şeylerle sevinme, kaçırdığın şeyler için üzülme..."

"Sıkıntılı ve ferahlık zamanında, hâlinde bir değişiklik olmasın! Varlık ve yokluk zamanları, hâlini değiştirmesin."

Allahü teâlâ sabrı yarattı. Sabrı, Peygamberlerine (aleyhimüsselâm) ve velîlerine mahsus kıldı.

“Güzel dostluk, doğru konuşmak, her yerde ve her an Allahü teâlâyı hatırlamak, mürüvvettir.”

"Ey kötü insan! Bugün sana sevap yoktur. Dünyâda, kimler için ibâdet ettin ise, sevaplarını onlardan iste."

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Fakir akrabası varken, başkalarına verilen zekâtı, Allahü teâlâ kabul etmez.”

"Yapılan amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir tartıya koyarız..." (Enbiyâ-47)

"İbâdet yapanların kendilerini beğenmeleri, fâsıkların günahlarından daha kötü ve daha zararlıdır."

"Senin hayırsever bir kimse olduğunu öğrendim ve yiyeceklerinden nasiplenmek istedim."

​Meyyit, dünyada iken sevdiği bir kimse kabrini ziyâret ettiği zaman sevinir.

​"Bir kimse, dinde olmayan bir şey meydana çıkarırsa, bu şey reddolunur."

​"Bir hata ve bir kusur meydana çıkar, bir günaha düçâr olursan, hemen Allaha yönel..."

​"Allahü teâlâ dünyâyı, sevdiğine de sevmediğine de verir. Âhireti ise ancak sevdiğine verir."

​Tövbeye hazırlanmanın alâmetlerinden biri de, kötü arkadaşları terk etmektir.