Vehbi Tülek

Buyurdu ki: "Büyüklerimizden öyle kimseler vardı ki, borcun getirilmesini arzû etmezdi. Her gün, o malı sadaka vermiş gibi sevâb kazanmayı tercîh ederlerdi."

"Bir kimseyi aldatmaktan sakınmalıdır. Piyasada on liraya satılmakta olan bir malı, onbir liradan yukarıya satın almak gaben-i fâhiş ile aldanmaktır..."

Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: (Satılan bir şeyin kusûrunu gizlemek helâl değildir. O kusûru bilip söylememek de, kimseye helâl değildir.)

Buyurdu ki: "Üstâd aramaktan maksat, İslâmiyyeti öğrenmektir. Onlardan görerek, i'tikâdda ve İslâmiyyete uymakta kolaylık elde etmektir..."

"Duâ ve ilâç, ömrü uzatmaz. Ömür, ecel bilinmediği için, duâ etmek, ilâç kullanmak lâzımdır. Eceli gelmemiş olan, sıhhate, kuvvete kavuşur."

"Peygamber efendimiz, (Müslümânlıkta, uğursuzluk ve hastalığın sağlam kimseye muhakkak geçmesi yoktur) buyurdu..."

Buyurdu ki: "Kalb, göze tâbidir. Gözler harâmdan sakınmazsa, kalbi korumak güç olur. Kalb, harâma dalarsa, zinâdan sakınmak güç olur..."

Buyurdu ki: "Halinizden şikâyette bulunmayın. Sabredin, feryad etmeyin. Doğruluk üzere devâm edin. İsteyin, istemekte bıkkınlık göstermeyin!.."

"Bizi yetiştiren büyüklerimize, Allahü teâlâ çok iyi mükâfât ihsân eylesin ki, bizim gibi câhilleri, bid'atlerden korudular. Bize, sünnetten başka bir yol göstermediler..."

"Peygamber efendimizin ve Onun dört halîfesinin zamânlarında bulunmayıp da, dinde, sonradan meydâna çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere bid'at denir."

"Makâm sâhibleri gelince, hayvan kesmek harâmdır. Çünkü, Allah'tan başkası için hayvan kesmek şirk olur. Keserken Allahü teâlânın ismini söylese de, harâmdır."

Ahmed Akvâvî hazretleri bir rüyâ görür. Peygamber efendimiz ona şöyle buyurur: "Sultan Ahmed'e git, Mora Adasını fethedeceğini müjdele!"

"İcâzet ve Hilâfet, tâliblerin kalblerine ihlâs yerleştirmesi için, olgun birisine izin vermek demektir. Kendisine izin verilen zâta ‘Halîfe' vey⠑Vesîle' denir."

"Mü'minler, âhırette Allahü teâlâyı görecekler, gördük diyeceklerdir. Görmekte hâsıl olan zevki, lezzeti duyacaklardır. Fakat, görüneni anlayamayacaklardır."

"Gözünü harama bakmaktan, nefsini isteklerinden koruyup, kalbini devamlı murâkabe, bedenini sünnete uygun amellerle mâmur edenin, firâsetinde hiç hatâ olmaz."

"Fitne çıkaran âlimden ve câhil âbidden sakının. Bunların hâline meftûn olan (gönlünü kaptıran, aldanan) için ikisi de fitnedir. Hem de çok tehlikelidir."

"Bir kimse, kendisine bir belâ geldiğinde sabreder, Allahü teâlânın takdirine râzı olursa onun işi tamamdır. O kemâl mertebesini bulmuştur."

Buyurdu ki: "Bir kimsenin kusurları, onu duâ etmekten alıkoymasın. Çünkü Allahü teâlâ, en kötü mahlûk olan şeytanın bile duâsını kabûl etmiştir."

"Eğer Allahü teâlâ kullarına, hiç dert ve elem vermemiş olsa veya çok az vermiş olsaydı, insanlar O'na ibâdet etmekten ve O'nu zikretmekten gâfil olurlardı."

Buyurdu ki: "Allahü teâlânın beğendiği şeylere (Hayrât, Hasenât), ya'nî iyi şeyler denir. Beğenmediklerine (Seyyiât), kötü şeyler denir..."