Vehbi Tülek

Buyurdu ki: "Şu gördüğünüz arâzilerin hepsini iki kuruş karşılığında bana verseler hiç sevinmem. Zîrâ bu dünyâdaki bütün mal ve mülk geçicidir..."

Abdülkerim Gülşenî, vefat edeceği gün talebelerini topladı ve şöyle dedi: "Benim namazımı Cami-i Kebir'de kılacaksınız. Hazır olunuz!.."

Şah-ı Nakşibend hazretleri, evliyanın en meşhurlarındandır. Talebesi Muhammed Zahid ile birlikte ellerinde baltaları olduğu halde dağa çıkmışlardı...

Buyurdu ki: "Cennet, dostlar için buluşma yeri, Cehennem ise, düşmanlar için ayrılık ve pişmanlık yeridir. Ayrılık ve pişmanlık, kâfirler ve münâfıklar içindir..."

Selahaddin-i Eyyubi, İslâm âleminin büyük mücahidlerindendir. Kardeşi Tac'ül-Mülk Böri de Haçlılarla mücadelede onun en büyük yardımcısı idi...

Mevlânâ hazretlerini seven bir zat, ölmek üzeredir. Oğluna; "Ben ölünce, hazret-i Mevlânâ, kabrimde biraz dursun" diye vasiyette bulunur!..

Buyurdu ki: "Vakitlerinin kıymetini bil. Kaçırdığın şeye üzülme. Gelenden memnûn ol. Allahü teâlânın bütün mahlûkâtına karşı şefkatli ol!.."

Horasan valilerinden Ebü'l-Fazl Hasan'ın ölüm anı yaklaşmıştı. Ona, "Ey temiz gönüllü yiğit! Seni nereye defnedelim?" diye sordular...

Cabir bin Abdullah ve arkadaşları sefere çıkarlar. Onlardan biri başından yaralanır. Sonra aynı adam uykuda ihtilâm olur! Şimdi ne yapacaktır?

Ekberâbâd şehrinde tasavvufta yetişmiş bir âlim vardı. Ölmek üzere iken, talebesi olan yeğenini yanına çağırttı. Ona söyleyecekleri vardı!..

Vâsıt Kadısı İbrahim bin Osman'ın torunu olan Ebû Bekr bin Ebî Şeybe hadîs ilminin önde gelenlerindendi. Derslerini kalabalık bir grup takip ederdi...

Ebû Hamza Bağdâdî hazretleri uzun bir ömür sürer. Bir cumâ günü mescidde vaaz ederken kendisine gâibden bir ses gelir!..

Şeyh İbrahim Desûkî'nin talebeleri iki kişiyle kavga eder. Kavga ettikleri şahıslar, dövüldükleri gerekçesiyle kadıya şikâyette bulunurlar!..

Berra hazretleri hastalanıp yatağa düşmüştü. Ziyaretçileri de sıklaşmıştı. Bu hâlde iken şarkı gibi bir şeyler mırıldanıyordu. Gelenler hayret ederek sordular!..

Sırrî-yi Sekatî hazretleri, evliyaullahtan birinin ziyaretine gitmişti. Tanıyanlar onun dağda olduğunu söylediler. Tarif edilen yere yöneldi...

Muslihuddîn Tavîl, zamânındaki tasavvuf ehli zatların hiçbirinden feyz alamaz. En sonunda Şeyh İlâhî hazretle-rine talebe olur...

Âmâ bir kimse, Pîr Muhammed Gencevi'ye gelip şöyle dedi: "Efendim, dünyâyı hiç görmemişim! Bana bir duâ etseniz de gözlerim açılsa!"

Büyük velî Seyyid Cemâleddîn hazretleri, bir gün halîfesi olan talebelerini topladı. Onlara diyecekleri vardı. Çünkü son anlarını yaşıyordu...

Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin dedesi Hâce Şihâbüddîn, âlim ve velî bir zât idi. Vefât edeceği sırada, torunlarıyla tek tek vedâlaşmaya başladı...

Buyurdu ki: "Ey insan! Dilini tut ve ona kement vur. Seni sokmasın. Çünkü o bir yılandır. Kabir, kendi dillerinin kurbanlarıyla doludur..."