Vehbi Tülek

İbrahim bin Ömer Bikâî buyurdu ki: "Allahü teâlânın zatından başka ne varsa, ister zarar, ister yarar hepsini attıktan sonra Yüce Zata can ü gönülden bağlanmak, hakiki imandır..."

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin torunu Ârif Çelebi bir gün, Aksaray'a dostlarını ziyârete gider. Bir gece ağlayarak uyanır. Yanındakiler hayretle sorarlar! O da enteresan bir rüya gördüğünü söyler ve anlatmaya başlar...

Salih bin Mismar buyurdu ki: "Senden, bildiğin bir şey sorulursa, söyle. Eğer bilmiyorsan ‘bilmiyorum' de. Sana sorulursa cevap ver ve konuş, yoksa sükût et!.."

Abdülazîz Dîrînî hazretleri buyurdu ki: "Bütün işlerinizde ve hareketlerinizde, orta hâl üzere olun. Eğer kadere, Allahü teâlânın hükmüne rızâ gösterirseniz şerefli bir hayat yaşarsınız..."

Geredeli Abdullah Efendi Bolu'ya misafir gitmişti. Günlerce yapılan sohbetlerden sonra, bir akşam; "Yarın Gerede'ye gitmem gerekiyor" dedi. "Sebebi ne ki?" diye herkes şaşırmıştı!

Muhammed Efendi evliyânın büyüklerindendir. On altıncı asırda yaşayan ve "Acı Çorba" lakabı ile meşhûr olan bu zatın asıl ismi Muhammed'dir. Çok talebe yetiştirmiştir...

Resulullah, henüz peygamberliği bildirilmeden önce, kızı Ümmü Gülsüm'ü amcasının oğlu Uteybe ile nişanlamıştı. Ancak İslamiyeti tebliğ edince Uteybe "Senin kızını istemiyorum" diyerek Resulullaha hakaretler etti!..

Zübeyr bin Avvam radıyallahü anh, ilk Müslümanlardandır. Bugün onun Bedir Harbinde "Koca Karınlı" diye meşhur olan azılı müşrik Ubeyde bin Sa'îdi nasıl öldürdüğünü anlatacağız inşallah...

Cemel Ali Dede, Selçuklular devrinde yaşayan velîlerdendir. Aslen Horasan taraflarındandır. Mevlânâ hazretlerini çocukluğunda sırtına alıp deve taklidi yaparak eğlendirdiğinden "Cemel" yani (Deve) lakabı verilmiştir...

İbrahim Hakkı hazretleri henüz çocuktur... Bir gün, hocası İsmâil Fakîrullah hazretleri bir testi vererek onu çeşmeye gönderir. Küçük İbrahim çeşmeye gider ancak, oradaki bir adam testisini kırar!..

Abdülmü'min hazretleri buyurdu ki: "Affa, mağfirete, müsâmahaya kavuşurum diyerek, günahlardan tövbe etmeyi terk etmek, o günahı işlemekten daha beterdir. Tövbe ve pişmanlıkta Allahü teâlânın hoşnutluğu vardır."

Büyük velî Abdülmüheymin Hadramî buyurdu ki: "Peygamber efendimizin sünnetine tâbi olmak, bid'atlerden kaçmak, İslâm âlimlerinin gittiği yoldan gitmekle olur..."

Türbesi Bolu-Mudurnu'da bulunan Umran Sülüst (Şeyh-ül Umran) (Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa misafirine ikramda bulunsun) hadis-i şerifini kendisine düstur edinerek misafirsiz yemek yemeyen bir zat idi.

Alkame isminde bir genç vardı. Çalışkan ve cömertti. Ancak annesini üzüyordu. Bir gün Alkame çok ağır hastalandı. Kelime-i şehadeti söyleyemiyordu. Resulullah efendimize bu durumu haber verdiler!..

Kütahya'da nalbantlık yapan Küçük Ahmet Ağa diye bir adam vardı. Bu nalbant, bir gün erkenden dükkanını açmış bekliyordu. Yanına bir genç geldi ve atını nallamasını istedi. Ancak atın nalları eskimemişti!

Abdullah-ı Ensârî, büyük âlimlerden olup, çok yüksek bir velî idi. Kerâmetleri pek çoktur. Vaazlarında hep ehl-i sünnet itikadını anlatıp bid'atlerden sakındırmıştır...

Halîl Cündî, müderrislik yaptığı sıralarda, bir gün hocası Abdullah Menûfî'nin ziyâretine gitti. Evin helâsını tâmir için işçi aramaya gittiğini söylediler. "Ona en münâsip işçi benim" deyip, helâyı temizlemeye başladı. Görenler şaşırmıştı!

Zekeriyyâ Ensârî, büyük velîlerden ve Mısır'da yetişen Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 1423 (H.826) senesinde Senîke'de doğdu. 1520 (H.926)'de Kâhire'de vefât etti. Kabri Karâfe Kabristanındadır...

Yahya Kemal Beyatlı, son dönem Türk şiirinin en büyük temsilcilerindendir. Sanatta ve edebiyatta millî ve manevî değerlere bağlı kalmıştır...

Nûreddînzâde Muslihuddîn Efendi, Bâlî Efendi'ye haber gönderip; önce gelen evliyânın kerâmetlerini açıklamadıklarını, kendisinin de onlara uymasını bildirdi. Bâlî Efendi'nin cevabı ibret vericiydi!..