Vehbi Tülek

Allahü teâlâ Dâvûd aleyhisselâma şöyle vahyetti: "Biliyor musun, kullarımdan kimin günâhını bağışlamayı severim?" 

"İnsanı, Allahü teâlâdan uzaklaştıran perdelerin en zararlısı, dünyâ düşüncelerinin kalbe yerleşmesidir."

"Bizden önceki âlimler, ilme sarılıp, dünyâya ehemmiyet vermezlerdi."

Ebü'l-Vefâ hazretleri, Fâtih Sultan Mehmed Han'la görüşmek istememişti. Talebeleri merak ettiler...

Tövbenin icâbı, ibâdettir. Bir büyüğe bağlanmanın icâbı ise, ona itâattir.

Cenâb-ı Hak insanı şu fâni dünyâda, bâkî ve ebedî olan âhirete azık toplamak için yarattı.

"Söz söylemek, dilin gönülle, gönlün de Hak ile olduğu zaman makbûldür..."

“Allahü teâlâdan gelen belalara sabırlı, hatta şükredici olmak lazımdır. Zira, birbirinden acı belaları çoktur."

Zinhar, sakın kimseyle eğlenmeyiniz. Bu kişi kâfir bile olsa. Zira bu işin sonunda pişman olursunuz

İnsan kendisi ile meşgul olursa, nefsini manevi kirlerden ve kötülüklerden alıkoyar.

Bir kış akşamı, Üftâde hazretleri talebeleriyle sohbet ediyordu. Birden "Canımız tâze üzüm istedi" dedi...

Dünyanın lütfetmesi ve yaltaklanması, hoş bir lokmadır, ama az ye! Çünkü ateşten bir lokmadır!

"Yol ikidir: Ciddiyet, sıkıntıya tahammül. Bir de haddi aşmamak ve beklemektir."

"İkindi namazından sonra öyle bir vakit vardır ki, o vakitte amellerin en iyisiyle meşgûl olmak lâzımdır."

Hâşim-i Keşmî, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin 'Mektûbât' kitabının üçüncü cildini toplamıştır.

Abdürrahmân bin Muhâcir hazretleri çok zengindi. Bütün malını mülkünü satıp sadaka olarak dağıttı.

Akıl ve nefis dimâgımızda, kalb göğsümüzün sol tarafındaki yüreğimizdedir.

Kâfir, muhakkak cehenneme gidecektir. Cehennemden hiç çıkmayacak, sonsuz azap görecektir.

Bir gün Erzincan'a fakir birisi geldi. Üzerindeki palto çok eski olduğu gibi, ele alınamayacak kadar kirli idi.

"Dünyâ zıll-i zâildir. Ona güvenen nâdimdir. O seninle kalırsa da, sen onunla kalmazsın."