27 Ocak 2016
Televizyondaki bir evlilik programında dedeni görmek gibi…
“Kullanışlı sefil”, “Yağlı sürüngen”, “Oda hizmetçisi”, “Çoluk çocuk”, “Zavallı çocuk”, bolca “Alçak”, “Rezil” ve son olarak da “İstihbahratçıların av köpeği”…
Ahmet Altan’ın ‘büyük’ edebiyatından aylardır hesabıma düşenler bunlar. Ama yine de tuhaf bir şekilde bende nefret uyandırmayı başaramıyor.