Müridiler Batı Afrika'nın en büyük camisini doldurdu! Senegal'de ramazanın kalbi Mesâliku'l-Cinân'da atıyor
İsmini Senegal'deki tasavvuf büyüğü ve Müridi tarikatının kurucusu Şeyh Ahmadü Bamba'nın "Cennete giden yol" anlamındaki "Mesâliku'l-Cinân" kasidesinden alan Tûbâ Camii ramazanda dolup taşıyor. Batı Afrika'nın en büyük camii Touba şehrinde yer alıyor. Müridiler tarafından sıkça ziyaret edilen cami Ahmedü Bamba'nın hikayesini taşıyor.
Senegal'de ramazan ayı 2 Mart'ta başlamıştı. Müridi tarikatı mensupları, Ramazan ayının 20’nci gününe denk gelen cuma namazı için mübarek kabül ettikleri Touba şehrine akın etti.
Müridiler, kurucuları Şeyh Ahmadü Bamba ile onun ilk talebesi ve Baye Fall hareketinin kurucusu Mame İbrahim Fall'ın ilk karşılaştıkları günü anmak için başkent Dakar'a yaklaşık 200 kilometre mesafedeki Touba şehrinde toplandı.
Müridi tarikatı şeyhi Serigne Mountakha Mbacke tarafından Büyük Tûbâ Camisi'nde kıldırılan cuma namazında binlerce kişi saf tuttu.
Cemaatin bir bölümü, yaklaşık 6 bin kişi kapasiteli camide yer kalmadığı için namazı avluda kılmak zorunda kaldı.
Sadece Touba'da değil başta Dakar olmak üzere Senegal'in diğer şehirlerinde de Müridiler camileri doldurdu.
HİKMETLİ BİR GÜN
Müridiliğin kurucusu Şeyh Ahmadü Bamba ile onun ilk talebesi Mame İbrahim Fall'ın 1883'te ramazan ayının 20'nci günü karşılaştığı ifade ediliyor.
Bu karşılaşmadan dolayı ramazanın 20'nci günü, hem Müridi tarikatı hem de tarikatın farklı ve aykırı görülen yorumu olarak değerlendirilen Baye Fall hareketi mensupları için oldukça önemli kabul ediliyor.
Müridilik Batı Afrika'da en güçlü tasavvufi hareketler arasında varlığını devam ettiriyor. Bunun en önemli sebepleri arasında da Ahmedü Bamba'nın hayat hikayesi ve eserleri yatıyor.
AHMEDÜ BAMBA KİMDİR?
Senegal'de Müridiye tarikatının kurucusu olan Ahmedü Bamba, büyük bir ilim ve fikir adamıdır. 1850 yılında M'Backe köyünde doğdu ve 1927 yılında Tûbâ köyünde vefat etti.
Doğduğu köy olan M'Backe, büyük dedesi Mame Maram tarafından 1772 yılında kurulmuştu. Mame Maram, burada Kur'an-ı kerim ile dini ve nakli ilimlerin okutulduğu bir medrese inşa ettirdi.
Oğlu Mame Balla, burada okudu ve dini ilimlerde yükseldi. Mame Balla ise oğlu Momar'ı, Bamba'da Ahmedü adında din ve fen ilimlerinde yüksek faziletli bir hocanın derslerine göndermişti.
Momar, öğrenimini bitirip köyüne döndükten sonra doğan çocuğuna hocasının hatırasına Ahmedü Bamba adını verdi.
AHMEDÜ BAMBA'NIN HİKAYESİ
Babası Momar, küçük yaştan itibaren Ahmedü Bamba'nın yetiştirilmesi, terbiyesi ve tahsili için büyük bir itina gösterdi. Özel hocalardan dersler aldırdı. Ahmedü Bamba 9 yaşına geldiğinde bölge Fransızlar tarafından işgal edildi.
Pek çok köyle birlikte M'Backe de yıkıma ve talana uğradı. Momar da ailesini alarak Rip'te Porokhane köyüne yerleşti.
Bu sırada Fransızlara karşı cihad hareketini başlatmış bulunan Maba Diakhu, Porokhane'de bir medrese kurdu ve eğitimin başına buraya gelen Momar'ı tayin etti.

LAT JOR İLE İLİŞKİLER
Öte yandan Cayor'da Fransızlara karşı savaşan ve milli kahraman kabul edilen Lat Jor (Lat Dior), memleketini terk etmek zorunda kalmıştı. Maba Diakhu tarafından kabûl edilen Lat Jor, bu sırada Momar'la da iyi bir dostluk kurdu.
Lat Jor, yapılan antlaşma ile 1871 yılında yeniden Cayor'un idareciliğine getirilince, Momar'a da kadılık teklif etti. Ancak bu teklifi kabûl etmeyen Momar, Diorbel yakınlarındaki Pator köyüne yerleşti. 1874 yılına kadar burada kaldı.
1874'te Cayor'a giderek burada daha önce yıkılan köylerinin hatırasına M'Backe-Cayor köyünü kurdu.
1880'de ölümüne kadar burada kalan Momar, bu süre zarfında bilhassa oğlu Ahmedü Bamba'nın tahsiliyle meşgûl oldu.
Onu Arapça, tefsir ve fıkıh bilgisi bakımından mükemmel bir hale getirdi.
AHMEDÜ BAMBA'NIN İLMİ VE TASAVVUFA YÖNELMESİ
Ahmedü Bamba, ilimde yükseldikçe dinimizin emir ve yasaklarına uyması da fazlasıyla artıyordu.
Babasının vefatından sonra kendisine kadı olması teklif edildi ise de kabûl etmedi. Çünkü gayesi, tasavvuf büyüklerinin sohbetlerine gidip, tarikat yolunda ilerlemekti.
Bu maksatla Saint Louis'e giderek o sırada Batı Afrika'nın en meşhur tarikatı olan Kâdiriyye'nin halifesi El-Hac Kamara'ya bağlandı. Sonra bu hocasının işaretiyle meşhûr Kâdirî şeyhi Sidya'nın sohbetlerine kavuşmak üzere Moritanya'ya gitti.
ŞEYH SİDYA İLE İLİŞKİLERİ
Ahmedü Bamba, Şeyh Sidya tarafından çok iyi karşılandı. Ondaki kabiliyet, zeka ve istidadı gören Şeyh Sidya, bu talebesi ile yakından ilgilendi.
Şeyh Sidya'dan tasavvuf, akaid, Malikî fıkhı ve Sahih-i Buhari okuyan Ahmedü Bamba, tarikat makamlarında da kemal derecesine kavuştu. Şeyh Sidya, kendisine icazet, diploma vererek Volof bölgesine halife tayin etti.
SENEGAL'E DÖNÜŞ VE TUBA KÖYÜNÜN KURULUŞU
Ahmedü Bamba, Senegal'e döndüğünde, Lat Jor ile Fransızlar arasındaki savaş kızışmıştı. Ancak Ahmedü Bamba, hocasının tavsiyesi ile harbe girmek yerine talebe yetiştirmeye kararlıydı.
Bu sebeple büyük merkezlerden uzak kalmaya dikkat ederek, Darau-Marnane adıyla bir köy kurdu.
Onun köyde inşa ettiği bir dergahta ders verdiğini duyan ilim talipleri buraya akın etmeye başladı.
Bir süre sonra buranın ihtiyaca cevap vermediğini gören Ahmedü Bamba, Baol'da Tûba köyünü kurdu (1886). Talebeleri ve bağlıları gün geçtikçe artıyordu.
FRANSIZLAR İLE ÇATIŞMALAR VE SÜRGÜN
Bu sırada Baol ve Colof'ta siyasi karışıklıklar baş göstermişti. Fransızlar bu karışıklıklardan Ahmedü Bamba'yı sorumlu tutmaya başladılar.
Şeyh hazretleri 1891'de başkent Saint Louis'e giderek kendisinin fakir bir derviş olduğunu ve müridlerin eğitimiyle uğraşmaktan başka bir gayesi bulunmadığını belirtti.
Buna rağmen Fransızlar tarafından Baol tahtının iddiacısı şeklinde takdim edildi. Mahalli yöneticiler, merkezi idareye Ahmedü Bamba ile mensuplarının büyük bir tehlike arzettiği yolunda raporlar sundular.
Bu durum üzerine Ahmedü Bamba, Colof'a giderek orada da Tûbâ adını verdiği yeni bir köy kurdu.
Fakat etrafında toplanan talebe halkasının burada da artması sömürge yönetimini iyice rahatsız etti. Müridlerini dağıtması için kendisine baskı yapılmaya başlandı.
Bu istekleri reddetmesi üzerine 1895'te tutuklanarak Saint Louis'e götürüldü. Oradan Gabon'a sürüldü.
Mayombe Adası'nda uzun yıllar Hıristiyanlaştırılmış halk arasında sürgün yaşadı. Bu sırada pek çok eser kaleme aldı. 1902'de serbest bırakıldı ise de ertesi yıl yeniden tutuklandı. Bu defa Moritanya'ya sürüldü.
SÜRGÜN DÖNEMİ VE ETKİLERİ
Ancak Ahmedü Bamba hazretlerinin tutuklanması, sürgün hayatına mahkûm edilmesi olayların durmasını sağlamadı. Aksine daha da alevlendi. Şeyh hazretlerini sevenlerde yer yer şiddet hareketlerine varan gösteriler düzenlediler.
Kimse vergisini vermez oldu. Ahmedü Bamba hazretleri sürgünde bulunduğu müddetçe kitapları elden ele geziyor ve kendisini sevenlerin sayısı çığ gibi artıyordu.
Sanki o sürgünde değil de müridlerinin her an yanında bulunan, onlara her an vazü nasihat eden bir derviş idi.
Bu hali gören Fransız otoriteleri, Ahmedü Bamba'nın kendi halinde bir derviş olduğu ve siyasi olaylarla ilgisi bulunmadığı yolundaki sözlerine inanmaya başladılar.
Bu sebeple Birinci Dünya Savaşı öncesinde kendisini serbest bıraktıkları gibi, din işleriyle ilgili şûra meclisinin üyeliğine tayin ettiler. Ayrıca kendisini Legion d'Honneur nişanıyla taltif ettiler ise de, Ahmedü Bamba bunu kabûl etmedi.
SON YILLARI VE VEFATI
Ahmedü Bamba hazretleri, hayatının son döneminde pek çok köyde ve şehir merkezlerinde dergah ve zaviyeler kurarak müridlerinin eğitimi ve ilim yayma işiyle meşgûl oldu. 19 Temmuz 1927'de vefat eden Ahmedü Bamba hazretleri, Tûbâ köyünde defnedildi.
ESERLERİ VE İLMİ MİRASI
Ahmedü Bamba, modernizm, mezhepsizlik ve Vehabilik gibi Ehl-i sünnet olmayan yolların ortaya çıktığı o devirde her işinde tasavvufi kaynaklara başvurdu. Ehl-i sünnet istikametinden ayrılmadı.
Yirmiyi aşkın eserinden bazıları şunlardır:
- Mesâlikü'l-Cinân
- Hadâiku'l-Fedâil
- Celibetü'l-Merâgib
- El-Cevherü'n-nefis
- Mecmûu'l-Müfid
- Sefinetü'l-Emân
- Celibetü's-Saâde
- Mevâhibü'n-Nebi
Kaynak: Evliyalar Ansiklopedisi; Senegal Evliyaları, Türkiye Gazetesi Yayınları.