Türkiye Cenevre’de masayı salladı! Bakan Fidan’ın diplomatik hamlesi dengeyi değiştirdi

Turkiyegazetesi.com.tr’ye konuşan Türk ve İngiliz diplomatlar, geçtiğimiz hafta Cenevre’de gerçekleştirilen Kıbrıs görüşmelerinde Türkiye’nin belirleyici rolüne dikkat çekti.
DIŞ HABERLER—Turkiyegazetesi.com.tr'ye konuşan diplomatik kaynaklar, geçtiğimiz hafta Cenevre’de gerçekleştirilen Kıbrıs görüşmelerini değerlendirdi.
KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi liderlerinin yanı sıra garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık’ın da katıldığı zirvede, Türkiye’nin diplomatik hamleleri müzakere sürecine doğrudan yön verdi.
FİDAN'IN DİPLOMATİK USTALIĞI DENGEYİ DEĞİŞTİRDİ
Turkiyegazetesi.com.tr’nin edindiği bilgilere göre, özellikle Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın tavrı ve stratejik hamleleri, görüşmelerin seyrini doğrudan etkiledi.
Fidan’ın “Masadan ve uzlaşıdan kaçan taraf olmayacağız” mesajı, müzakerelerin ilerlemesinde kritik rol oynadı. Diplomatik kaynaklar, Fidan’ın yaklaşımının hem BM Genel Sekreteri Antonio Guterres hem de Rum lider Nikos Christodoulides üzerinde etkili olduğunu vurguladı.
Rum lider Christodoulides’in “Türkiye’nin rolü en belirleyici olandı. Bunu herkes biliyor” sözleri, Türkiye’nin sürece damga vuran pozisyonunu teyit etti. Görüşmelerde özellikle hidrokarbon kaynakları ve iki devletli çözüm modeli gibi konularda Türkiye’nin sunduğu yapıcı önerilerin dikkate alındığı ve bu hamlelerin çözüm yolunda yeni bir kapı aralayabileceği ifade edildi.
İNGİLİZ DİPLOMATLAR TÜRKİYE'NİN ROLÜNE DİKKAT ÇEKTİ
Zirve sonrası Turkiyegazetesi.com.tr'ye konuşan İngiltere'nin üst düzey diplomatlarından biri, “Türkiye’nin etkisi olmadan bu sorunun çözülmesi imkansız” diyerek Fidan’ın liderliğine övgüde bulundu. İngiliz bakan, Türkiye'nin sadece garantör ülke olarak değil, diplomatik çözümlerin de kilit aktörü olduğunun altını çizdi.
TÜRKİYE'NİN ÇİZGİSİ NET: EGEMEN EŞİTLİK VE İŞBİRLİĞİ
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın liderliğinde Kıbrıs Türk tarafı, Ada’daki iki tarafın egemen eşitliğine dayalı kurumsal ve fonksiyonel işbirliği modelini masaya koydu. Tatar, Ada’daki hidrokarbon kaynaklarının paylaşımı, ticaret ve enerji alanlarında işbirliği konularını gündeme getirirken, Rum tarafının ise bu önerilere direnç gösterdiği bildirildi.
Türkiye’nin desteklediği bu çözüm modeli, sadece Kıbrıs’ın değil, Doğu Akdeniz’in enerji güvenliği açısından da kritik bir öneme sahip. Türkiye'nin bölgedeki enerji kaynaklarını Avrupa’ya ulaştırma konusunda stratejik bir pozisyonda olması, müzakere sürecinde Ankara’ya avantaj sağladı.
İSRAİL KONUSUNDA TÜRKİYE'NİN ETKİSİ
Zirvede ele alınan bir diğer önemli konu ise Orta Doğu’daki gelişmeler oldu. Türkiye’nin Gazze’deki ateşkes sürecinde de aktif rol üstlendiği, bu durumun Kıbrıs görüşmelerine de yansıdığı ifade edildi. İngiliz diplomatlar, Türkiye’nin Orta Doğu’daki barış çabalarının Kıbrıs’ta da güven verici bir faktör olduğunu vurguladı.
RUM TARAFI DİRENDİ, AMA MASADA KALMAK ZORUNDA KALDI
Rum lider Hristodulidis’in, Türkiye’nin önerilerine başlangıçta direnç göstermesine rağmen, Fidan’ın yapıcı tavrı ve diplomatik stratejisi sayesinde görüşmeleri terk etmekten çekindiği ifade edildi. Diplomatlar, Türkiye’nin süreci sabırla yönettiğini ve uzlaşma noktasına taşıyan taraf olduğunu aktardı.
İNGİLİZ BAKANDAN KKTC ÇIKIŞI: ÇÖZÜM BASİT, İKİ DEVLETLİ MODEL ŞART
Eski İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Straw, Kıbrıs meselesinin gereksiz yere uzadığını belirterek, "Bu tümörü Avrupa'nın bünyesinden söküp atmak için yeni düşüncelere ihtiyaç var" dedi.
Jack Straw, sorunun çözümünün aslında çok basit olduğunu vurgulayarak, "Gerçekçi olarak ilerlemenin tek yolu, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) savunduğu iki devletli çözüm modelidir" ifadelerini kullandı.
"FEDERAL ÇÖZÜM BAŞARISIZ OLDU"
Straw, Kıbrıslı Rumların federal çözümde ısrar etmeye devam ettiğini ancak bunun geçmişte defalarca başarısızlıkla sonuçlandığını belirtti. Rum lider Nikos Hristodulidis’in kamuoyu desteğini kaybettiğine dikkat çeken Straw, son yapılan bir ankete göre Kıbrıs halkının sadece %36'sının liderin politikalarını desteklediğini aktardı.
Straw ayrıca, Kıbrıs'taki siyasi dengelerin değiştiğine işaret ederek, aşırı sol AKEL partisinin yükselişte olduğunu ve bu durumun Hristodulidis’in elini zayıflattığını söyledi.
"AB'NİN TUTUMU GERÇEKÇİ DEĞİL"
Straw, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in "AB'nin adada iki devletli bir çözümü asla kabul etmeyeceği" yönündeki açıklamalarını ise "gülünç" olarak nitelendirdi. "AB'nin bu tutumu, Kıbrıs meselesine kalıcı bir çözüm getirmeyecektir" diyen Straw, İngiltere ve ABD'nin sürece daha fazla müdahil olması gerektiğini savundu.
RUMLAR ADANIN TAMAMINI KONTROL ETMİYOR"
Straw, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin adanın tamamını kontrol ettiği algısının yanlış olduğunu vurguladı. "Güney Kıbrıs, asla adanın tamamını kontrol etmedi ve bu durum hiçbir zaman değişmeyecek" diyen Straw, geçmişte İngiltere’nin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB üyeliğini desteklemesinin hata olduğunu kabul etti.
"İNGİLTERE'NİN ROLÜ KRİTİK"
Bakan, İngiltere'nin Kıbrıs’ta tarafsız bir garantör olarak hareket etmediğini ve Kıbrıslı Rumların görüşlerinin İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nda norm haline geldiğini belirtti. İngiltere’nin bu tutumunun adil olmadığını vurgulayan Straw, çözüm için iki devletli modeli desteklemesi gerektiğini söyledi.
"İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TEK GERÇEKÇİ YOL"
Straw, "Kıbrıs meselesinde gerçekçi bir çözüm ancak iki devletli modelle mümkündür. Türkiye ve KKTC’nin bu yöndeki politikası, Kıbrıs meselesinin çözümü için tek çıkar yoldur" dedi.