Eğitim zulüm olmasın! Sistem gençleri yoruyor

Hava aydınlanmadan çıkıp, güneş battıktan sonra eve dönüyorlar. Haftada 36 saat ders görüyorlar. Okula mahkûmiyet bitmeden gençlerin hayata hazırlanması çok zor!
MAHMUT ÖZAY - 12 yıllık zorunlu eğitim tartışmaları sürerken bu defa ders sayısı ve müfredat eleştirileri yükselmeye başladı. Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü, eğitimci sosyolog Dr. İpek Coşkun Armağan “Haftada 36 saat ders ile gençlerden yenilikçi olmasını beklemek gerçekçi değil” çıkışında bulundu.
“Gençleri yoruyoruz. Kendi aralarında bir bıkkınlık var o da yerini zorbalığa bırakıyor” vurgusunda bulunan İpek Coşkun Armağan “Türkiye’de lise eğitim programı da üniversite eğitim programları da fazlasıyla kalabalık. Haftada 36 saat (en az) derse giren bir gençten yenilikçi olmasını ve eleştirel düşünmesini beklememiz gerçekçi değil. Hele sorumluluk almasını ummamız hiç makul değil. Bu kadar çok sayıda ders ve ders saati insanı ancak hayattan ve gerçeklikten uzaklaştırır. Lise eğitiminde de üniversite eğitiminde de gençler için sadeleşmeye ve eğitimi hayata yakınlaştırmaya ihtiyacımız var. Bu kadar uzun yıllar ve eğitim süreleri ile hayata ve hatta kendimize yabancılaşmamız işten bile değil” dedi.
GENÇLERİ YORUYORUZ
Daha önce Millî Eğitim Bakanlığında Bakan Danışmanı olarak da görev yapan Dr. Armağan sözlerini şöyle sürdürdü: Gençleri yoruyoruz. Bu ders saatleri ile olmaz. Kitapların hacmi çok büyük. Dünyanın birçok yerinde zorunlu eğitime yaş temelli bakılıyor. Çoğu Avrupa eğitim sisteminde, tam zamanlı zorunlu eğitim/öğretim, 9-10 yıl sürer ve 15-16 yaşında sona erer. 16 yaşından sonra kendi rotasını çizmeli. Kafasına göre takılsın da demiyoruz...Daha esnek modeller gerekiyor. Okuldan çıkmadan çocuk olgunlaşmaz. Uzun eğitim sürecinde bu mümkün olmuyor. Gençler arasında bir bıkkınlık var o da yerini zorbalığa bırakıyor.
NEET kavramı son yıllarda, Türkiye dâhil birçok ülkede genç nesillerin tecrübe etmiş olduğu önemli bir meseleyi ifade etmekte. TÜİK, NEET statüsündeki bireyleri “işsiz veya iş gücüne dâhil olmayan, aynı zamanda eğitim almayan (örgün, yaygın, çıraklık veya kurs) genç nüfus” olarak tanımlamakta.
Zaman zaman Türkçede “ev gençleri” şeklinde kavramsallaştırılsa da bu gençlerin evde olup olmadıkları hakkında da bilgi sahibi olmadığımız için konunun “genç işlevsizliği” kavramı ile değerlendirilmesi daha isabetli olacak. Çünkü gençlerin nerede olduklarından çok ne yaptıkları daha büyük öneme sahip. Genç nüfusun sosyoekonomik olarak işlevsiz ve bağımlı görünümü hem bireysel hem de toplumsal yönüyle farklı riskler barındırmakta.
köyde genç kalmadı bu zorunlu eğitimden dolayı...
çok isabetli yorumlarınız. zorunlu eğitim acilen düşürülmeli. zorunlu eğitime tabi olan her genç memur olmayı düşünüyor. bu büyük bir çıkmaz. ilkokul 5 yıl olmalı oda zorunlu olmalı. ülke vasıfsız lise mezunlarıyla doldu...
Ortaokul ve Lise öğretim program formatı teşvik çekicilik yerine bıktırıcılık üzerine tasarlanmış.Öncelikle al bu ders kitaplarını ezberle sınavlara gir.Öğrenmene gerek yok.Hergün yedi ayrı ders,hemde sabahdan akşama kadar.Hani teşvik etme çekicilik.Sonuç bıkkınlık hayal kırıklığı.Not Not Not.Yazık.
Bu tespitler çok yerinde. Hemen düzenlemelere geçilip yeni modeller üretilmeli.