Bakan İbrahim Yumaklı’dan gazetemize özel açıklamalar: Tarımda planlı üretime geçiyoruz

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Bakan İbrahim Yumaklı’dan gazetemize özel açıklamalar: Tarımda planlı üretime geçiyoruz

Ekonomi Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye’nin 40 yıldır konuştuğu planlı tarım konusunda kararlı adımlar attıklarını belirterek “Gerek yasal gerekse sahada tüm çalışmalarımızı tamamladık. Büyük bir ekip ile eğitim, envanter ve AR-GE konusunda önemli yol katettik. Hayvancılık ve su ürünlerinde planlı tarıma geçildi. Eylül ayında bitkisel alanda da bu işi başarmış olacağız” dedi.

KAAN ZENGİNLİ'NİN HABERİ - Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye gazetesini ziyaret ederek  yazı işleri toplantısına katıldı. Son dönemin en önemli maddelerinin başında gelen gıda ve tarım konuları hakkında açıklamalarda bulundu. Planlı tarım konusunun önemine işaret eden Yumaklı “Planlı üretim ülkemizde 40 yıldır konuşulan bir konu. Bunu gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Hayvancılık ve su ürünlerinde devreye aldık. Ancak bitkisel üretim çok geniş kapsamlı olduğu için planlamamız devam ediyor.  İlk olarak; üretimin büyük bir kısmını oluşturan hububat, yağlı tohumlar, bakliyat, patates ve soğandan başladık. Bu alandaki üretim için araştırmalar ve çalışmalar gerçekleştirdik. Bu konuda eğitimler verdik ve devam ediyoruz. Tüm illerde il tarımsal üretim planlama komisyonları oluşturduk. Planlı üretim modelinde en önemli etken su… Bu nedenle bu planlamada suyu baz aldık. Su nerede var veya yok, buna göre planlama yaptık. İklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan Türkiye’nin en önemli konusu su konusudur. ‘Tarımsal, sanayi ve evsel kullanım su kaynaklarına göre dizayn edilmeli’ dedik. Ve bu konuda bir çalışma başlattık. Tarımsal üretim desteklerini planlı üretime göre dizayn ettik. Sübvansiyon kredilerinde; planlı üretim yapana verilmesi konusunda ayrıma gittik. Verimli ve kaliteli ürün, ari bölge konularına özellikle eğildik. Bunların simülasyonlarını hazırladık. İllerdeki bütün ürün desenlerini buna göre belirledik. Tüm bu çalışmaların hepsi önümüzdeki eylül ayında tamamlanacak. Ve tarımda ayakları yere basan bir ‘planlı üretime’ geçeceğiz” ifadelerini kullandı.

Bakan İbrahim Yumaklı’dan gazetemize özel açıklamalar: Tarımda planlı üretime geçiyoruz - 1. Resim

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, gazetemizin yazı işleri toplantısına katıldı. Yumaklı, Bakanlığı döneminde yapılan faaliyetleri anlattı.

“SİSTEMATİK İLERLİYORUZ”

Gıda ve tarımın günübirlik bir konu olmadığını söyleyen Yumaklı “Anlık kararlarla ilerleyemezsiniz. Uzun dönemli planlamayı gerektirir. İşte biz de bunları yapıyoruz. Bakanlık olarak birçok disiplini yönetiyoruz. Bitkisel üretim, hayvansal üretim, güvenilir gıda, su, orman ve biyoçeşitliliği gibi alanlarda sorumluluğumuz var. Göreve geldiğimiz günden itibaren verimli ve sürdürülebilir üretim konusuna önem verdik. Üretilen ürünlerin kaliteli ve kayıtlı olması için projeler hazırladık ve sektöre yatırım yapılmasına imkân tanıdık. İlk olarak yasal düzenlemelere başladık. Seçimlerden hemen önce Türkiye’nin tarım kanununda değişiklikler yaptık. Sözleşmeli üretim, çiftçi kayıt sistemi (ÇKS), üretim planlaması, işlenmeyen arazilerin işlenmesi ile ilgili değişiklikler yaptık. Bunları kanun olarak geçirdikten sonra çalışmalarımızı hızlandırdık” dedi. 

“ÇKS’Yİ DÜZENLEDİK”

ÇKS’deki değişikliğin devrim niteliğinde olduğunu söyleyen Yumaklı “Normal şartlarda ÇKS’ye kayıt olabilmeniz için ya tapuyu ya da kira kontratınızı getirmeniz gerekiyordu. Ancak hisseli tapularda bu sorun oluyordu. Çiftçi, ortaklarından onay alamadığında desteklerden faydalanamıyordu. Bunu değiştirdik. ‘Kim ekiyorsa bize taahhüt versin biz buna izin verelim, destek alsın’ dedik. Bu devrim niteliğinde bir gelişme oldu. Şimdilerde bu desteklerden faydalanma yüzde 70’lere çıktı” ifadelerini kullandı. 

Bakan İbrahim Yumaklı’dan gazetemize özel açıklamalar: Tarımda planlı üretime geçiyoruz - 2. Resim

SÖZLEŞMELİ TARIMA TEŞVİK

Sözleşmeli tarıma değinen Yumaklı “Sözleşmeli üretim konusunda değişiklikler yaptık. Üretici ile firma arasındaki iletişimi sağladık. Hangi ürünün nerede, ne zaman, ne kadar üretildiğini ve kime gerekli olduğunu düzene oturttuk. Buradaki sorun şuydu; sözleşmeler tarafların gücüne göre kurulmuş. Ya firma ya da çiftçi karşılıklı suistimal edebiliyordu. Sözleşmeler buna göre yapılıyordu. Bu sorunun çözümüne yönelik TİP sözleşmeler yaptık. Her iki tarafın da hakkını koruyan bir düzene geçildi. ‘Özel maddeler konulabilir ancak bakanlık kontrol edecek’ dedik. Ayrıca uzun yıllar mahkeme süreçleri yaşanmasın diye ara buluculuk sistemi oluşturduk” diye konuştu.

İŞLENMEYEN ARAZİYE MÜDAHALE 

İşlenmeyen tarım arazilerinin üretime zarar verdiğini söyleyen Yumaklı, şunları kaydetti: 776 bin hektarlık işlenmeyen tarım arazimiz var. Bir dönem ekilip, bir dönem ekilmeyenler var, miras sebebiyle atıl durumda olanlar var. Bu alanda birçok neden var. Bunun üzerine ‘2 yıl işlenmeyen araziyi devlet olarak biz başkasına kiralayacağız. Rayiç bedel üzerinden verilen kirayı tapu sahibine vereceğiz’ dedik. Mülkiyet yine sizin… Ekilmeyen araziyi ekonomiye kazandırmak için bir proje ürettik.

ÇİFTÇİLERE SAYGI DUYMAK GEREK

Gıda ve tarım konusunda yapıcı eleştirilerin olması gerektiğini ifade eden Yumaklı, şöyle devam etti: Pandemiden sonra Türkiye’nin gündemi tarım ve gıda oldu. Özellikle üreticilere çok yüklenildi. Üreticiye saygı duymak lazım. Farklı taraflara çekerek çiftçilerimizi zan altında bırakmamak gerek. Bu çok yanlış. Ortada çok büyük bir hata var. Gıda fiyatlarının artması üreticinin suçu değil. Bu konuda çok hassaslar. Ben 7/24 çiftçilerle konuşan biriyim. Bu nedenle bazı konularda fikir beyan ederken dikkat etmek, işin detayını iyi bilmek gerek.

GÜMRÜKTEN DÖNEN ÜRÜNLER İMHA EDİLİYOR

Yurt dışına ihraç edilen ve gümrüklerden zirai ilaç kalıntısı nedeniyle dönen ürünlerin imha edildiğini söyleyen İbrahim Yumaklı “Her ülkenin kendine göre bazı kriterleri var. Şayet zirai ilaç kalıntısı ile bir ürün gümrükten dönmüşse biz bunu tamamen imha ediyoruz. Öte yandan içeride de bu zararlı ilaç kalıntıları ile mücadele ediyoruz. Bunların kontrolleri sıkı şekilde yapılıyor. Tarlada ve marketlerde denetim yapıyoruz. Bu örneklerin çoğalması, bizim ihracatımızın artmasından kaynaklanıyor” diye konuştu.

FAHİŞ FİYAT ARTIŞI TİCARİ AHLAKSIZLIKTIR

Son 2 yıldır gıda fiyatları ile dezenformasyon içerikli paylaşımların arttığına dikkat çeken Yumaklı “2023 yılında deprem sonrası bir et krizi yaşanmıştı, yine devam eden dönemlerde şeker ve yağ krizi de oldu. Ancak bunların yaşanması için hiçbir neden yoktu. Verilere baktık ürün var. Ancak serbest piyasa adı altında farklı fiyatlar oluştu. Bunları iyi yönettik ve kısa süre içinde çözüme kavuştu. Türkiye’de hiçbir zaman, ürün olmadığı için fiyatlar artmadı. Algı ve dedikodular ile fiyatlar şişirildi. Duyum üzerinden fiyat belirlendi. Sosyal medyadan görülen bir fiyat, başka bir satıcıya ilham verdi. ‘Onda fiyat buysa, bende şudur’ mantığı işledi. Bir ürünün fiyatı, maliyetinin 10 katı üstüne satılıyorsa bu ticari ahlaksızlıktır. Kimsenin makul kârına lafımız yok. Ancak gerekçe göstermeden fiyat artışları iyi niyetle açıklanamaz” ifadelerini kullandı.

TOHUMDA KENDİ KENDİMİZE YETİYORUZ

Tohum konusunda da algı yapıldığını söyleyen Yumaklı “Tohumda dışa bağımlı bir ülke değiliz. Bunu karşılama oranımız yüzde 97. Türkiye’de 1,3 milyon ton tohum üretiliyor. Dünyanın 212 ülkesine ihraç ediyoruz. Ancak öyle bir algı var ki, sanki Türkiye tohumda ithalata bağlı… Böyle değil. Mutlaka içinde ithalat da var. Dünyada hiçbir ülke tohumda kendi kendini yüzde 100 karşılayan durumda değil. Örneğin biz 2025 yılı itibarıyla kendi şeker pancarı tohumumuzu kullanacağız. Bir tohumu üretmek 5 yıl alıyor” diye konuştu.

SU STRATEJİK BİR KONU

Su konusunun geleceğin en önemli gündem maddelerinden biri olacağını ifade eden Yumaklı “Türkiye’de kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.313 metreküp… Dünya standartlarına göre bu rakam 1.000 metreküp atına düşerse, su fakiri bir ülkesiniz. Şayet 1.700 metreküp üzerine çıkarsa su zengini bir ülkesiniz. Bu nedenle Türkiye sınırda. Hiçbir tedbir alınmazsa 6 yıl sonra 1.000 metreküp altına düşme ihtimalimiz var. Su konusu çok önemli. Yatırımlarımıza hızla devam ediyoruz. Son 22 yılda 1,3 trilyon lira yatırımla 10 binin üzerinde tesis yapıldı. Bu yıl da 500 üzerinde tesisi hizmete alacağız” dedi. 

YANGIN ÖNLEMEDE DÜNYA STANDARTLARINA SAHİBİZ

Son dönemde çıkan yangınlara da değinen Yumaklı şunları söyledi: Dünya çapında bir orman teşkilatımız var. Bizim tecrübelerimizden faydalanmak isteyen ülkeler var, onlara eğitim veriyoruz. Bu orman gücümüz sadece yangın söndürmek için değil. Yangının dışında da yılda 600 milyon tohum ve fidanı toprak ile buluşturuyoruz. 23,4 milyon hektar ormanımız var. Bu konuda ciddi bir bilgi birikimine sahibiz. 7/24 Türkiye’nin tamamını İHA’lar ile gözetliyoruz. Dünyada İHA kullanan iki ülkeden biriyiz. Herhangi bir yangın emaresi görüldüğünde erken müdahale ediyoruz. 786 kulemiz var. Bunların 184 tanesi akıllı kule. Sensörlerle etrafı izliyor. 

 

Düzenleyen:  - Ekonomi
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...