AK Parti alttan almayla dik durmayı karıştırmamalı!

AK Parti 2002 yılında iktidara geldi. Geldiğinden beri son yerel seçim hariç bütün seçimleri kazandı. Bunun çeşitli sebepleri var ama en önemlisi AK Parti ve lideri Sayın Erdoğan’ın dik duruşunun katkısı büyük. 

 

2004 yılında MGK’da kendisine ayar vermeye çalışan bir orgenerale Erdoğan, “Kes sesini. Bu ülkeyi ben yönetiyorum” diyebilmiştir. O orgeneral de bir daha sesini çıkaramamıştır. Zaten sonradan tutuklanmış ve ayar vermeye çalıştığı Erdoğan tarafından affedilerek cezaevinde çürümekten kurtulmuştur. 

 

2007’de e-Muhtıra'ya, 2008’de AK Parti’nin kapatılmasına sert çıkmıştır Erdoğan ve arkadaşları. Askerî vesayeti bitirmiştir. Kendilerini devirmeye çalışan medyaya da dik durmuş ve o medya düzeni yıkılmıştır. 

 

"Göbeğini kaşıyan adam, oyunu makarnaya satanlar" gibi halkı küçümseyenlere de pabuç bırakmamıştır. 17/25 Aralık sürecinde FETÖ’cülere, hendek kazan PKK’lılara, halkı yok sayan CHP’ye boyun eğmedi Erdoğan. Millet bu dik duruşu sevdi ve her seçimde arkasında durdu. 

 

Kaç seçim ve kaç yıl geçerse geçsin sosyal medyada AK Parti ve ona oy verenleri aşağılamak bir moda oldu. 

 

Dün Emrah Özcan’ın gazetemizde güzel bir haberi vardı. “İslamiyet’e muhalifler... 28 Şubat zihniyeti medyada devam ediyor” başlıklı haberde şöyle diyordu: 

 

“Bir yayın organının sosyal medyada ‘camilerin sayısı arttıkça, çocuk istismarı, hırsızlık, kadına şiddet, yolsuzluk artıyor, ifadesini, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın fotoğrafı ile kullanması, namaz ibadetinin, 'Acayip, tuhaf, garip, bu çağda nasıl böyle bir şey olur, Mars’tan uzaylı mı geldi acaba!'  ilkelliğinde habere konu olması, Türk askerinin savaşırken ‘Allahü ekber’ demesi, ‘cephede namaz kılması’ laiklik karşıtı olarak sunulması bunlardan birkaçı...”

 

Hemen her gün bu milletin ve devletin yanında duran Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı saçma sapan gerekçelerle eleştiriliyor. İslam’a dümdüz gidiyorlar. 

 

Ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı’na en ağır hakaretlerde bulunuyorlar. Meclis'te AK Parti’ye mafya, çete ve çok daha ağır ifadeler kullanılıyor. AK Partililer bunlara kurumsal olarak AK Parti sözcüsü Ömer Çelik ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun mesajlarıyla cevap veriyorlar. Vekiller, belediye başkanları ve diğer partililer daha hızlı ve “Külliye ne der?” diye beklemeden hareket etmeli. Çünkü karşılarında utanmaz bir grup var. Seçilmiş cumhurbaşkanına hakaret etmede bir beis görmüyorlar. 

 

AK Parti eskiden daha atak ve hızlıydı bu konuda. Şimdi o refleks daha zayıf. Ayrıca, şimdilik AK Partili görünen ve reklam aldığı için sessiz kalan gazeteci kılıklıların anında döneceğini de bilmeliler. İşte Cüneyt Özdemir örneğinde gördüler. AK Parti’ye son beş yılda yakın duran Cüneyt, hemen fabrika ayarlarına döndü...

 

Bu ülkede sırf kendilerinden değil diye başbakan ve bakanlar idam edildi. Cinayet işlendi. Erdoğan son 22 yılda dik durmasa rahmetli Menderes’ten beter edilirdi. Karşı taraf eline imkân geçse neler yapardı bir düşünün. Onlara yaranılarak bir yere varılmaz. 

 

Eğer AK Parti fabrika ayarlarına dönecekse bence dik durma konusunda dönmeli. MHP gibi net olmalı. Millet dik duran siyasilere sever.