Bakan Tunç'tan Özgür Özel'e sert tepki: İhbar ve delillerden haberiniz var mı?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun terör ve yolsuzluk soruşturmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, halkı sokağa çağıran CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e "Tuttukları bu yol kesinlikle doğru bir yol değil, onlara da zarar verecek bir yol. Siz biliyor musunuz gözaltına alınanlar neler konuşuyor, ihbar edenlerden, delillerden haberdar mısınız" sözleri ile tepki gösterdi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'i sorumlu davranmaya davet ediyoruz." dedi.
Tunç, Tokat Valiliğini ziyaretinin ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Bir basın mensubunun "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada son durum nedir?" sorusunu cevaplayan Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terörle Suçları Soruşturma Bürosu ile Örgütlü Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen iki soruşturma olduğunu hatırlattı.
Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da arasında bulunduğu 7 kişi hakkında gözaltı kararı verildiğini anımsatan Tunç, "Teröre iştirak halinde yardım suçundan bir soruşturma başlatıldı. Bu soruşturmada halen yakalanamayan 3 firari kişi var. Onların yakalama süreci devam ediyor. Emniyet teşkilatımız tarafından. Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun yaptığı soruşturmada da 100 kişi hakkında rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme suçlarından gözaltı kararları verilmişti. Toplamda 106 kişiyle ilgili işlem başlatılmıştı. Şu ana kadar 90 kişi emniyette işlemleri devam ediyor. 16 kişinin de yakalaması devam ediyor. 16 kişi şu anda firar durumunda. Gözaltı kararı verilmiş. Bunların yakalamaları gerçekleştikten sonra da emniyette kolluk işlemleri devam ettikten sonra adliyeye intikal edecek." diye konuştu.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerin Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından sorgularının yapılacağını belirten Tunç, örgütlü suçlar ve terör suçu olduğu için 4 günlük bir azami gözaltı süresinin olduğunu ve buna dikkat edilerek işlemlerin takip edildiğini kaydetti.
"İHBAR VE DELİLLERDEN HABERİNİZ VAR MI?
"Bugün CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in de açıklamaları oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Konuşmasında sokak çağrısı yapmaya devam etti ve devletin suç örgütü gibi yönetildiğini ifade etti. Bu sözlerle ilgili değerlendirmeniz ne olur?" sorusuna ise Tunç, şunları kaydetti:
"Tabii Sayın Özel'in bu şekilde bir ifade kullanması ve şu anda soruşturma başladığından bu yana Cumhuriyet Halk Partisinin izlediği yol, yol değil. Devam eden bir adli soruşturma var. Özellikle bizimle ilgili gerek İçişleri Bakanımız gerek Adalet Bakanı olarak benimle ilgili 'devleti bir suç örgütü gibi yönetiyorlar' ifadesini bir kere reddediyoruz. Devlet, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Hukukun dışına çıkamaz devlet. Dolayısıyla devletin yargı makamı da suç örgütü gibi hareket etmez, edemez. Devletin yargı makamı, adliyeler, suç örgütleriyle mücadele eder. Milletin huzuru için çalışır. Yolsuzluk yapanlarla da mücadele eder. Dolayısıyla bu ifadeleri kesinlikle reddediyoruz. Bu tuttukları bu yol sokak çağrısı kesinlikle doğru bir yol değil. Bu onlara da zarar verici bir yol. Şu anda adli soruşturma devam ediyor. Bu adli soruşturmanın içerisindeki iddialar nelerdir? Delil nelerdir? Savunmalar nelerdir? O gözaltındaki kişiler neler konuşuyor? Siz biliyor musunuz bunların neler konuştuğunu? İhbar edenlerin kimler olduğunu biliyor musunuz? Toplanan delillerle ilgili bir bilginiz var mı? Yok ama topyekun burada adli soruşturmayı özellikle etkilemeye yönelik ifadeler kullanmak hukuk devletiyle bağdaşmaz. Dolayısıyla dosyanın içeriğine vakıf olmadan söylediğiniz sözlerin içtiğin kıymetiharbiyesi yok."
İDDİALAR KAMUOYUYLA PAYLAŞILACAK
Tunç, şöyle devam etti:
"O dosya açılacak. O dosya soruşturmanın sonunda iddianame düzenlenirse eğer bunlar bir iddia. İddianame düzenlendiğinde tüm delilleriyle beraber kamuoyu tarafından öğrenilecek. Bu durumda şimdiden siz bir şeyler söyleyerek peşin yargıya vararak ne yapmak istiyorsunuz? Peşin yargıya vardığınız zaman utandığınızda istifa etmek zorunda kalacak mısınız? Dolayısıyla herkesin sağduyulu davranması lazım. Burada masumiyet karinesi var. Lekelenmeme hakkı var. Bunlar en temel insan hakkıdır. Soruşturmanın gizliliği ilkesi var. Bunlar hem ceza mahkemesi kanununda hem de anayasamızın ve evrensel hukukun emrettiği kurallar. Tüm bu kuralları reddedip özellikle hem soruşturmanın gizliliğini ihlal eden, burada aslında detaylar soruşturmanın gizliyle ilgili orada iddialarla ilgili bir şey de söylemiyorsunuz ama topyekun reddediyorsunuz. Şunu ifade edelim bir kere. Gizli soruşturmada lehte ya da aleyhte dosyayla ilgisi olmayan, televizyon yayınları görüyoruz. Yani herkes kendi tahminine göre 'acaba geçmişte şunlar da araştırılmıştı, bunlar da mı bu dosyanın içinde', şeklinde birtakım yorumlar da yapılıyor. Tabii bunlar adli soruşturmanın gizliliğini ihlal eden hususlar. O nedenle masumiyet karinesine de dikkat edeceğiz."
Hukuk devletinde olduklarını ve lekelenmeme hakkına da dikkat edeceklerini dile getiren Tunç, "Burada Cumhuriyet Başsavcılarımız ve savcılarımız kamu adına görev yapan kişiler. Dolayısıyla kendi elde ettikleri bulgular ve ışığında bir soruşturma başlatmışlardır. Bu deliller sorgu aşamasında isnat edilen kişilere sorulacaktır ve onlar da savunmalarını yapacaktır ve savunma hakkıyla beraber sonrasında eğer bir iddianameye dönüşürse kamuoyu tarafından tüm açıklığıyla görülecektir." diye konuştu.
ÖZEL'İN SOKAK ÇAĞRISINA SERT TEPKİ
Özel'in sokak çağrısı yapmasının özellikle adli soruşturmayı etkilemeye yönelik ve hukuk devletiyle bağdaşmayan bir tavır olduğunu öne süren Tunç, "Bir ana muhalefet genel başkanının daha sorumlu davranması lazım. Sizin sokak çağrısı yapmanız ve o sokağa getirdiğiniz kişileri kışkırtarak polisle karşı karşıya getirmeniz, polislerin yaralanmasına sebep olmanız durumunda ne diyecekti İçişleri Bakanımız? Polislerine bir 'geçmiş olsun' dediğinde suç örgütüne yardım mı etmiş olacaktı? Böyle bir mantık olabilir mi? Dolayısıyla bizim bakanlarımız, devlet kurumlarımız, hukuk devleti ilkesine uygun bir şekilde tavır sergiliyorlar. Burada Adalet Bakanı olarak ben bu dosyada şunlar şu nedenle suçludur diyor muyum? Şu nedenle soruşturma açılmıştır diyorum ve bu sorusu neticesini sabırla, sükunetle besleyelim. Sonuçta dosya açıldığında hepimiz göreceğiz. Dolayısıyla dosya açıldığında bütün kamuoyunun gördüğü hususları siz de gördüğünüzde o zaman pişman olmayacak mısınız? O nedenle peşin hükümlü olmamak gerekir. Soruşturmanın sonucunu gerekir ve burada özellikle sokakları karıştırmanın, milletin huzurunu bozmanın ve milletin güvenliğini tehdit etmenin çok yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. Özellikle devleti suç örgütü gibi yönetiyorlar cümlesini hadsizlik olarak nitelendiriyorum. Haddini bilsin. Devleti burada milletten aldığı yetkiyle yönetenler var. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bakanlarımız, meclisimiz, yasaması, yürütmesi, yargısı bir düzen içerisinde görevlerini yürütüyor. Dolayısıyla Burada bu ifadeleri kullanırsanız hadsizlik yapmış olursunuz. Herkesi sorumlu davranmaya davet ediyorum. Bir genel başkan gibi davranmaya davet ediyorum ama maalesef bunlarda bu sorumluluk maalesef yok." ifadelerini kullandı.
Kamuoyunun bu soruşturmayı lehte yada aleyhte tüm açıklığıyla göreceğini aktaran Tunç, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla şimdiden siz soruşturmayı etkilemeye yönelik, yargı görevlerini tehdit ederek, savcıları, hakim tehdit ederek bir yere varamazsınız. Bunu yaparsanız millet size bunun hesabını sorar. Çünkü burada devam eden bir soruşturma. Hep beraber milletçe bekleyeceğiz ve yargının kararını bekleyeceğiz. Savcıların vereceği karardan sonra iş hakimlerin önüne gelecek. Sulh ceza hakimleri dinleyecek şüphelileri. Her iki soruşturma bakımından. Sulh ceza hakimleri bir karara varacak ve o karar sonrasında yine hukuk içerisinde denetime tabi olan bir karar.
Dolayısıyla yargının kendi içerisinde denetime tabi olan hukuk güvenliğinin olduğu bir mekanizma içerisinde eğer siz üniversiteleri, öğrencilerimizi, gençlerimizi kışkırtarak bir kaos ortamı yaparak eğer işi gölgelemeye çalışmak istiyorsanız hiç boşuna uğraşmayın. Gölgeleyemezsiniz. Dosya kapsamıyla bağlıdır yargı. Yargı dosyadaki iddialara bakar, savunmalara bakar. Sokak hareketlerinden etkilenmez. Dolayısıyla yargı millet adına karar verir, millet adına görev yapar. Kararları millet adınadır. Milletin hakkını hukukunu savunur. Kim teröre bulaşmışsa onun hesabını millet adına sorar. Kim yolsuzluğa bulaşmışsa, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemişse yargı bunun hesabını sorar. Çünkü dosyada böyle midir, değil midir? Bunu hep beraber soruşturmanın sonucunda ve yargılamanın sonucunda göreceğiz.
O nedenle Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özel'i sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı'na yönelik ve Sayın Cumhurbaşkanımıza özellikle başından beri söylediği sözleri kesinlikle reddediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızla bu soruşturmayı ilişkilendirmesi bir kere hadsizliktir, had bilmemektir. Sayın Cumhurbaşkanımız devletin başkanıdır. Cumhurbaşkanımızdır. Yargı ayrıdır. Dolayısıyla yargı bağımsızdır. Yargı anayasamızın 138. maddesinden aldığı yetkiyi kullanır. Hiç kimseden mevkiden talimat almaz, olayları millet adına soruşturur. Suç varsa yargının ona el atmaması diye bir durum söz konusu olamaz hukuk devletinde. O nedenle değerli soruşturmanın akıbetini hep beraber sabırla bekleyeceğiz."