Depremde 'öldü' denilen ailenin film gibi hikayesi!

Kaynak: İhlas Haber Ajansı
- Güncelleme:
Depremde 'öldü' denilen ailenin film gibi hikayesi!
Gündem Haberleri  / İhlas Haber Ajansı

6 Şubat felaketinde kayıtlara ölü olarak geçen İrem ve Alihan Kızıldağ çiftinin 1 yaşındaki çocukları Asiye Beren yoğun bakımdaki tedavisinin sürmesi için başka bir şehre nakledildi. 2 hafta boyunca kızlarını arayan aile kızlarına kavuştu ancak miniğin durumu kötüye gitti. Eskişehir'e nakledilen Asiye yeniden hayata tutunurken filmlere konu olacak olayın detayları tüyleri diken diken etti.

 Asrın felaketinde yoğun bakımda yakalanan 1 yaşındaki Asiye Beren'in ailesi kayıtlara ölü olarak geçti. Durum böyle olunca 1 yaşındaki Asiye Kızıldağ Adana'ya sevk edilerek tedavisine burada devam edildi.

Depremin şokunu ve yaralarını bir nebze saran Alihan ve İrem Kızıldağ çifti 1 yaşındaki kızlarını armaya başladı. 2 hafta boyunca kızlarını arayan çift, minik Asiye'yi Adana'da bir doğum hastanesinin yoğun bakım ünitesinde yatarken buldu.

Daha sonra Adana'dan Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edilen minik Asiye buradaki tedavisinin ardından Eskişehir Şehir Hastanesi'ne sevk edildi. Epilepsi hastası ve yutma disfonksiyonu olan Asiye Beren Kızıldağ'a, Eskişehir'de yarım saatlik bir operasyon ile solunum yolu güvenliği ve besleme kolaylığı sağlandı.

Depremde 'öldü' denilen ailenin film gibi hikayesi! - 1. Resim

Aileden anne İrem Kızıldağ'ın kızlarının tedavisi için geçici olarak Eskişehir'e yerleştiği, baba Alihan Kızıldağ'ın ise Hatay'a gidip geldiği öğrenildi.

ANNE YAŞADIKLARINI ANLATTI

Hatay'daki hastanede kızlarını kaybeden ve 2 hafta sonra bulan İrem Kızıldağ, "Kızım epilepsi hastası, doğduktan bir gün sonra ilk nöbetini geçirdi. Biz Hataylıyız. Depremden sonra elektrikler kesilince kızım oksijensiz kaldı ve beyni oldukça hasar gördü. Burada trakeostomi ameliyatı gerçekleştirildi. Hocamız sağ olsun, çok başarılı bir ameliyat gerçekleştirdi. Hastaneden çok memnunuz. Epilepsi nöbetiyle yaşamak çok zor oluyor.

Nöbetin nerede, ne zaman geleceği belli olmuyor. Dışarı çıktığınızda ne olacağını bilmiyorsunuz. Sürekli endişeliydik, epilepsi zor bir hastalık. Burnunda nazogastrik bir sonda vardı, riskleri oldukça fazlaydı. Seviye artması sonucunda mamanın akciğere kaçma ihtimali vardı. Duygu hocamız sağ olsun, bu gibi durumlar yaşanmasın diye karın bölgesinden bir PEG (Perkütan Endoskopik Gastrostomi) açıldı ve memnun kaldık. Herhangi bir komplikasyon gelişmedi, şu an gayet iyi gidiyoruz" dedi.

Depremde 'öldü' denilen ailenin film gibi hikayesi! - 2. Resim

MİNİK ASİYE'YE HANGİ TEDAVİLER UYGULANDI?

Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Duygu İskender Mazman, "3 yaşındaki hastamız dirençli epilepsisi serebral parsi olan bir hasta. Ağızdan alması gereken gıdaları yutma disfonksiyonu olduğu için yeterince alamıyor. Beslediği zaman solunum yoluna kaçırma ihtimali nedeniyle de hayatı tehlikesi oluyor. O yüzden bu tarz hastalarda tüplü besleme öneriyoruz. Tüplü besleme de aslında en yaygın yol burundan, mideye bir kateter göndererek yapılan nazogastrik tüplü beslemedir.

Fakat bunu çok uzun süre kullanamıyoruz. Hem konfor hem de güvenlik açısından nazogastrik sondayla uzun süre beslemeyi artık eskisi kadar kullanmıyoruz. Çünkü 90'lı yıllarda yurt dışında başlayıp sonra ülkemize olan ve çocuklarda da giderek yaygın şekilde yapılmaya başlayan perkütan endoskopik gastrostomi yöntemi ile beraber mideyi cilde bir tüp yoluyla ağızlaştırıyoruz. Yaklaşık yarım saat süren bir işlem ve genel anestezi ile yapılıyor. Bu hem hastaya hem de bakım verene çok ciddi bir konfor, solunum yolu güvenliği ve besleme kolaylığı sağlıyor.

Depremde 'öldü' denilen ailenin film gibi hikayesi! - 3. Resim

Hastamızda da bunu uyguladık. Gayet de güzel, yara yerinde hiçbir problem olmadı. Genellikle insanların özellikle yara yeri enfeksiyonu ya da bu tüpe bakabilir miyiz, besleyebilir miyiz gibi bir kaygıları oluyor ama hiçbir problem olmadı. Daha önce bu şekilde birçok hastamızı açmış bulunduk. Eskişehir'de de yaygınlaştırmak istiyoruz.

Özellikle ihtiyacı olan, yutma disfonksiyonu, sinir sistemi, baş ve boyunu etkileyen kronik hastalarda veya kas hastalığı gibi ağızdan beslenmesi mümkün olmayan hastalarda uzun vadeli gastrostomi hayat kurtarıcı ve ciddi konfor sağlayan bir yöntem. 8 aydır burada çalışıyorum ve gözlemlediğim kadarıyla gastrostomiye karşı bir önyargı var. Özellikle biz hastalarımıza bunu anlatıyoruz. Yara yeri enfeksiyonu ve tüp bakımı açısından korktukları kadar yüksek komplikasyonlar yok. Güvenli bir şekilde bu tüpü açıyoruz. Anestezi ile ilgili problemler ve sorunlar oluyor. Onları özellikle dikkate alıyorlar. Fakat aslında bu hastalara başka anestezi ile olan bir işlem uygulandığından farklı bir risk veya komplikasyon barındırmıyor" dedi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...