Erdoğan'dan Suriye'deki mutabakata ilk yorum: Eksiksiz uygulanmalı, başka kurtuluş yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'deki Filistinlilerle Kardeşlik İftarı'nda konuştu. Filistinlilere 2. Nekbe felaketini yaşatamayacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Türk milleti olarak Kudüs nöbetimiz, Filistin nöbetimiz halen devam ediyor" diye konuştu. Suriye'de SDG/PYD'nin Şam yönetimine katılmasını da değerlendiren Erdoğan, "Dün varılan mutabakatın eksiksiz uygulanması, Suriye'nin güvenliğine ve huzuruna hizmet edecektir. Birlikten başka kurtuluş yoktur" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistinlilerle Kardeşlik İftarı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Türk milletinin Kudüs ve Filistin nöbetini hala sürdürdüğünü hatırlatan Erdoğan, "Filistin halkına 2. bir Nekbe felaketi yaşatmaya yönelik projelerin hiçbiri kabul edilemez. Filistin'in tapusu Filistinli kardeşlerimizin elindedir" ifadelerini kullandı.
SDG/PYD'nin Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile anlaşma sağlayarak Şam yönetimine katılmasını da değerlendiren Erdoğan, "Her zaman üzerine basa basa söylüyorum. Araplar, Kürtler, Türkler olarak kardeşliğimi yücelttiğimiz sürece oyunları bozar, geleceğimizi güvence altına alabiliriz" diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkanlar ise şöyle:
Gazze, Kudüs, Batı Şeria'daki kardeşlerimiz başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanında izzetiyle hayata tutunan Filistin'in yiğit evlatlarını şahsım ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Bugün son asrın en barbar soykırımlarından birinin mağdurlarını misafir ediyoruz. Gazze'nin vakur olduğu kadar yüreği yaralı evlatlarını milletin evinde, bu gazi mekanda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Zulme meydan okuyan tüm şehitlerimizi, Filistin'in yürekli evlatlarını rahmetle yad ediyorum. Gazze'de ve Batı Şeria'da özgürlükleri için şehit düşenlere rahmet diliyorum. Gazi kardeşlerimize de sağlıklı ömür diliyorum.
"AĞZI SÜT KOKAN BEBEKLERİ KATLETTİLER"
Ağzı süt kokan bebekleri, analarının öpmeye doyamadığı masum yavruları katletmekten sadistçe bir keyif alan bir cinnet haline kimi zaman öfkeyle, kimi zaman mahcubiyetle, bütün dünya gibi biz de 471 gün süresince maruz kaldık.
Dört asır boyunca aynı çatı altında kader birliği yaptığımız Filistinli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Kudüs'ten Hayfa'ya, Safed'den Yafa'ya, Nablus'tan Akka'ya, Kenan ilinin her bir köşesinde ortak tarihimizin, dostluğumuzun, dayanışmamızın, kardeşliğimizin izleri vardır.
Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla bizim gönül birliğimiz Filistin'in caddelerine, sokaklarına, camilerine, kanlarına, hanlarına, çarşılarına, çeşmelerine nakledilmiştir.
"TÜRK MİLLETİ OLARAK KUDÜS NÖBETİMİZ DEVAM EDİYOR"
Daha önce bir vesileyle anlatmıştım. 9 Aralık 1917'de son Osmanlı taburu Kudüs'ten ayrılırken, Mescid-i Aksa'yı muhafaza etmek üzere bazı artçı birlikler bırakır. Bunlardan biri de 8. bölükten Iğdırlı Hasan Onbaşı'dır. Hasan Onbaşı Mescid-i Aksa nöbetini yarım asır boyunca terk etmemiştir. Iğdırlı Hasan Onbaşı'nın nöbetini aynı adanmışlık, aynı sabır, aynı imanla bugün biz sürdürüyoruz.
Türk milleti olarak Kudüs nöbetimiz, Filistin nöbetimiz halen devam ediyor. İşte bu ruhla Siyonist rejimin 471 gün süren işgal ve soykırım politikası karşısında Gazzeli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık, yalnız bırakmayacağız.
Saldırıların başladığı 7 Ekim'den itibaren akan kanı durdurmak amacıyla tüm imkanlarımızı seferber ettik. BM başta olmak üzere yer aldığımız tüm uluslararası platformlarda Filistinli mazlumların sesi olduk. Haksızlıkları dile getirdik. Mevcutlara ilave olarak 9 ülkenin daha Filistin'i tanımasına katkı sunduk.
"100 BİN TON İNSANİ YARDIM MALZEMESİ ULAŞTIRDIK"
Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararı aldık. Gazze'ye yaklaşık 100 bin ton insani yardım malzemesi ulaştırdık. İsrail'le olan ticari işlemleri tamamen durdurarak, toplam 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden sarfınazar ettik. Katılımcı sayısı 500 bini aşan mitinglerle, boykotlarla, farkındalık çalışmalarıyla Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesine omuz verdik.
Filistin'in direnişine çamur atanlara, terör örgütü iftirası atanlara, amalı fakatlı cümleler kuranlara rağmen, Gazze'nin kahraman evlatlarının daima yanında olduk. Gazzeli 1369 hasta, yaralı ve refakatçinin ülkemizdeki hastanelerde tedavilerine devam etmelerini sağladık. 880 vatandaşımızı Gazze'den tahliye ettik. 2000'e yakın Filistinli kardeşimize Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok ilimizde barınma imkanı sağladık. Kızılay, AFAD, Türkiye Diyanet Vakfı ve diğer vakıflarımızın öncülüğünü yaptığı nice yardım faaliyetiyle Filistinli kardeşlerimize destek verdik.
Şu hususu bir kez daha açık ve net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Ezelden ebede uzanan kardeşliğimize kimse engel olamayacaktır. Filistin'i ve Filistinli kardeşlerimizi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız. Filistin'in bağımsızlık mücadelesini her şartta cesaretle savunacağız.
"2. NEKBE PROJELERİ KABUL EDİLEMEZ"
Gazze'nin geleceğine yönelik Kahire'de toplanan Acil Gazze Zirvesi'nde oluşan planı çok kıymetli buluyoruz. 19 Ocak'ta varılan mutabakatın devam ettirilmesini temenni ediyoruz. Ancak Netanyahu hükümetinin ateşkesi baltalama girişimleri ilk günden beri artarak sürmektedir. Siyonist yayılmacılığı devlet politikası haline getiren mevcut hükümetin ne yapmaya çalıştığınızı gayet iyi biliyoruz.
Bölgemizde böl, parçala, yönet taktiğine dayalı yeni planların devreye alınmasına geçit vermeyeceğiz. Filistinlileri topraklarından sürgün ederek, Filistin halkına 2. bir Nekbe felaketi yaşatmaya yönelik projelerin hiçbiri kabul edilemez. Filistin'in tapusu Filistinli kardeşlerimizin elindedir.
İki devletli çözüm bölgedeki bütün halkları huzura götürecek yegane yoldur. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan özgür, egemen bir Filistin Devleti kurulmadan adil ve kalıcı bir çözümden bahsetmek imkansızdır. Gazze'nin yeniden imar ve ihyası için İslam ülkeleri başta olmak üzere uluslararası toplumun tüm üyelerini etkin sorumluluk almaya, elini taşın altına koymaya davet ediyoruz.
"SURİYE'DE BAŞKA KURTULUŞ YOK"
Biz sadece Gazze'de, Batı Şeria'da değil, tüm bölgemizde barış, huzur ve refah istiyoruz. Farklı inançların, mezheplerin, etnik unsurların yan yana yaşadığı bir bölge hayal ediyoruz. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz.
Komşumuz Suriye'nin toprak bütünlüğüne, üniter yapısının korunmasına, birlik ve dirliğinin tahkim edilmesine büyük önem veriyoruz. İlk günden beri hep bunu savunduk, bunun ehemmiyetine dikkat çektik. Suriye'nin terörden arındırılmasına yönelik her türlü çabayı doğru yönde atılmış bir adım olarak görüyoruz. Dün varılan mutabakatın eksiksiz uygulanması, Suriye'nin güvenliğine ve huzuruna hizmet edecektir.
Bunun kazananı Suriyeli kardeşlerimizin tamamı olacaktır. Her zaman üzerine basa basa söylüyorum. Araplar, Kürtler, Türkler olarak kardeşliğimi yücelttiğimiz sürece oyunları bozar, geleceğimizi güvence altına alabiliriz. Birbirimizin elini tutmaktan, birbirimize sıkıca kenetlenmekten, birbirimizin hassasiyetlerine saygı göstermekten fazla kurtuluş yolunun olmadığını aklımızdan lütfen çıkarmayalım.