Ne diyeceği merakla bekleniyordu: Bahçeli bu kez 'yeni anayasa' için çağrı yaptı!
MHP lideri Bahçeli, İmralı'nın çağrısı ile ilgili "Silah bırakma ve kendisini feshetme çağrısı tarihi bir dönüm noktasıdır. Dezenformasyonlara, tahriklere, yalan ve iftiralara kulak asmadan kararlı bir tavır gösterilmesi şarttır" ifadelerini kullandı. Terörsüz Türkiye vurgusu yapan Bahçeli'nin ikinci çağrısı ise 'yeni anayasa' üzerine oldu. MHP lideri, darbe kalıntılarının tamamen temizleneceği anayasanın inşası için TBMM'nin büyük sorumluluğunun olduğunun altını çizdi.
Bayramdan sonra mesaisine başlayacak olan MHP lideri Bahçeli bugün Türkgün Gazetesi'ne açıklamalarda bulundu. Açıklamalarında sık sık 'Terörsüz Türkiye' vurgusu yapan Bahçeli, yeni anayasa için de çağrıda bulundu.
İmralı’dan yapılan tarihi çağrıdan sonra milletin umutlu bir bekleyiş içerisinde olduğuna dikkati çeken Bahçeli, “Bu beklentiyi hüsrana değil sevince dönüştürmek elimizdedir. Terörsüz Türkiye demokrasinin daha güçlendiği bir Türkiye olacaktır. Yeni bir dünya düzeninin şekillendiği dönemde bu gelişmeyi Türkiye için bir fırsata dönüştürmek mümkündür” ifadelerini kullandı.
Büyük değişimlerin fırsatlarla birlikte riskleri de içerdiğini dile getiren Bahçeli, “Bu nedenle birçok dinamik dikkatli yönetilmeli. Öncelikle İmralı’nın çağrısında yer aldığı üzere silahlar bırakılmalı, süratle kongreyi toplayıp PKK’nın tüm bileşenleriyle tasfiye edilme kararı hayata geçirilmelidir. Kapsamlı reformlarla milli birliğimiz daha da güçlendirilmeli, adalet ve eşitlik esas olmalıdır” diye konuştu.
Yeni anayasa çağrısında ise MHP lideri özetle şunları söyledi:
"Bize göre Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yönetim istikrarını, temsil adaletini ve uzlaşma kültürünü tesis eden yapısını daha da kurumsallaştıracak atılımları yapmak 28’nci dönem TBMM’nin önemli bir sorumluluğudur.
Bu kapsamda; devletimizin kuruluş ilkelerini, Cumhuriyetin temel niteliklerini koruyan, çatısının başkanlık sisteminin ana ilkelerince örüldüğü, milli ve katılımcı, kapsayıcı demokratik yeni bir anayasa ile darbe kalıntıları tamamen temizlenebilecektir"
"MİLLETİMİZ UMUTLU BEKLEYİŞ İÇİNDE"
Bahçeli'nin açıklamaları şu şekilde:
"Türkiye’de, yaklaşık elli yıldır devam eden bölücü terör örgütü PKK’nın feshedilmesiyle yeni bir gün doğumuna şahitlik edilmektedir.
İmralı’nın 27 Şubatta DEM Parti heyeti aracılığı ile yaptığı PKK’ya tüm bileşenleriyle silah bırakma ve kendisini feshetme çağrısı tarihi bir dönüm noktasıdır.
Milletimiz umutlu bir bekleyiş içerisindedir.
Bu beklentiyi hüsrana değil sevince dönüştürmek elimizdedir.
Neyi nasıl yaparsak milletimizin hayrına olur düşüncesiyle hareket etmek durumundayız.
Terörden, terörün kanlı elinden, bölücülük melanetinden çıkar devşiren odaklar süreci enfekte etmenin yarışındadır.
O sebeple barış ve huzurun inşasında herkese sorumluluk düşmektedir.
Bu kapsamda gecikmemek, geciktirmemek ve sahip çıkmak öncelikli meseledir.
Başarmak için dezenformasyonlara, tahriklere, yalan ve iftiralara kulak asmadan kararlı bir tavır gösterilmesi şarttır.
Bu kapsamda öncelikle İmralı’nın çağrısında yer aldığı üzere silahlar bırakılmalı, süratle kongreyi toplayıp PKK’nın tüm bileşenleriyle tasfiye edilme kararı hayata geçirilmelidir.
Türkiye için tarihi bir fırsat olan PKK’nın silah bırakması ve fesih sürecinin uzun vadeli beklenen başarıya ulaşması için siyasi, ekonomik ve toplumsal açıdan yeni atılımlar ve kapsamlı reformlarla milli birliğimiz daha da güçlendirilmeli, toplumsal uzlaşı, adalet ve eşitlik esas olmalıdır.
"YASAMA, YÜRÜTME, YARGI KESİN ŞEKİLDE AYRILDI"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle, ülkemiz, yönetimde istikrarın tesis, temsilde adaletin temin edileceği bir yönetim sistemine kavuşmuştur.
Güçlü yönetim, etkin meclis ile Türkiye’nin maruz kaldığı tehditlere daha güçlü karşılık verilebilmesi mümkün hale gelmiş, terörle mücadelede, ekonomik operasyonlarda ve egemenlik haklarımıza yönelik saldırılar karşısında üstün başarılar elde edilmiştir.
Yargı, yasama ve yürütme katı biçimde birbirinden ayrılmış, kuvvetler arasındaki ayrım ve ilişkiler olması gereken şeklini almıştır.
Yasama ve yürütme arasında güçlü bir denge ve denetim sistemi kurulmuş ve hukukun üstünlüğü teminat altına alınmıştır.
YENİ ANAYASA ÇAĞRISI
Kuşkusuz ki Türkiye bu güne kadar çok önemli demokratik ve ekonomik reformlara imza atmıştır.
Bize göre Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yönetim istikrarını, temsil adaletini ve uzlaşma kültürünü tesis eden yapısını daha da kurumsallaştıracak atılımları yapmak 28’nci dönem TBMM’nin önemli bir sorumluluğudur.
Bu kapsamda; devletimizin kuruluş ilkelerini, Cumhuriyetin temel niteliklerini koruyan, çatısının başkanlık sisteminin ana ilkelerince örüldüğü, milli ve katılımcı, kapsayıcı demokratik yeni bir anayasa ile darbe kalıntıları tamamen temizlenebilecektir.
Siyasi partiler ve seçim kanunlarında siyaset alanını genişletecek, katılımı artıracak, parti içi demokrasiyi güçlendirecek, parti üyeliğini sağlam teminatlara bağlayacak, siyasette etik ve ilkeyi hâkim kılacak değişiklikler hayata geçirilebilecektir.
Toplumsal temsili her alanda yaygınlaştıracak, yasama yürütme ilişkisini güçlendirecek, denge ve denetimi daha da etkinleştirecek düzenlemeler yapılabilecektir.
Önemli olan toplumun her kesiminin, milletimizin her ferdinin kendisini içinde bulacağına inandığı bir yapı inşa etmektir.
Bu kapsamda yasama yürütme ilişkilerine, yürütmenin kapsayıcılığına, yargının bağımsız ve tarafsızlığına, katılımcılığa ve temsil adaletine, aynı zamanda da yönetim istikrarına uygun düzenlemeler yapılabilecektir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin en önemli özelliklerinden birisi de ülkemizin zenginliklerini, insan gücü kaynağını etkin şekilde değerlendirmek, kamu kurum ve kuruluşlarında bunlardan istifade etmektir.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI
TBMM İçtüzüğünde yasama kalitesini artıracak, yasa yapımında katılımcılığı sağlayacak, etkin işleyen bir yasama faaliyetine imkan veren değişiklikler hayata geçirilebilecektir.
Sağlam teminatlara bağlanmış bir yargı bağımsızlığı demokratik rejim için hayati önemdedir. Bu kapsamda insan odaklı hizmet, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesi, hukuk güvenliğinin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesi ve yargıya güvenin arttırılmasını sağlayacak adımlar süreklilik içinde atılabilecektir.
Demokratikleşmeye dönük adımlara, milletimizi çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırma gayesi olarak bakılarak, etnik siyasetin taleplerini aşan bir siyaset tarzıyla bakılabilecektir.
İmralı çağrısında yer alan “kültüralist politikalar dahil hiçbir talep söz konusu değildir” söylemi çerçevesinde devletin atacağı adımlar etnik değil insani düzlemde ve herkese göre olmalıdır.