Rumlar kaşınıyor! Küstah tehdide hodri meydan

GKRY Başkanı Hristodulidis “İşgal duvarını yıkma hedefiyle ilerliyoruz” dedi. Rum Başpiskopos da “Türkleri Ada’dan kovalım” diye devam etti. KKTC lideri Tatar “İki toplumlu federasyon modelinin olamayacağını söylüyorduk. Bu açıklamalardan sonra bütün dünya da bunları görmüştür” cevabını verdi.
Türkiye, Kıbrıs’ta iki devletli çözümden taviz vermiyor. Buna karşılık Yunan ve Rum tarafı Avrupa Birliği’nden (AB) aldığı cesaretle “Ada sadece bizimdir” şeklindeki kin ve nefret politikasını her fırsatta açığa vuruyor. Bu yönde son olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Hristodulidis ve Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Georgios’tan aynı dili kullanan çirkin ve küstah açıklamalar peş peşe geldi.
Başpiskopos Georgios, Paskalya genelgesinde Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini hedef aldı. Georgios “Yunanistan, GKRY ve bütün Helenizm’in Türkleri kovmak ve vatanı kurtarmak için ortak mücadele etmesi gerekir” diyerek skandal bir çağrıda bulunarak Ada’da barıştan yana olmadıklarını bir defa daha ortaya koydu.
İŞGAL DUVARINI YIKALIM
Rum din adamının sözlerine bir benzer söylem de Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’tan geldi. Müzakereleri yeniden başlatma çabasında, “‘işgal’ duvarını yıkma hedefiyle belirli bir strateji temelinde ilerlediklerini ve bu stratejinin meyve vermeye başladığını” söyleyen Hristodulidis, hükûmetinin “ülke güvenliğini ve savunmayı güçlendirmek için ekonomiyi sağlam temellere dayandırdığına” işaret etti.
FEDERASYON MODELİ YOK
Rum kesiminden yapılan bu açıklamalara cevap ise, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan geldi. Her iki açıklamanın da bütün dünyaya “barışı kimlerin istemediğini” gösterdiğini belirten Tatar “İki bölgeli, iki toplumlu federasyon modelinin artık fiilen bittiğini defalarca söyledik. Bu son söylemler de bunu ortaya koymuştur. Rum liderliğinin tahakküm arayışı artık ifşa olmuştur ve Kıbrıs Türk halkı bunu yüksek sesle reddetmektedir. Bu açıklamalar, sadece bizleri değil; Rum halkının sağduyulu kesimlerini de rahatsız etmelidir. Artık hiç kimse bizden, kendi devletinden, egemenliğinden ve onurundan taviz vermemizi beklememelidir. Adil, gerçekçi ve kalıcı bir çözüm; ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde, iki devletin iş birliğine dayalı bir modelle mümkündür” dedi.