Suriye Maslahatgüzarı Köroğlu gazetemize konuştu: Okullar kapanınca dönüşler hızlanacak

Türkiye’nin Şam Maslahatgüzarı Köroğlu, Kasyun Dağı’nda Suriyelilerin dönüşünü gazetemize değerlendirdi. Burhan Köroğlu “Suriye silinen devlet aklını geri kazanıyor. Umutlar arttı. Devrimden bu yana gelenlerin sayısı 180 bini geçti. Okullar kapanınca geri dönüş hızlanır. Suriyeli, Suriye’ye adaptasyon endişesi taşıyor. Aileler gelecek ama çocukları Türkiye’de eğitim gördüğü için dil bilmiyor” dedi.
MAHMUT ÖZAY ŞAM - Türkiye, Beşar Esad yönetiminin devrilmesinden sonra Suriye’deki büyükelçiliğini yeniden açan ilk ülke oldu. Şam’daki Türk Büyükelçiliği, Maslahatgüzar Burhan Köroğlu’nun da katıldığı bayrak töreniyle faaliyetlerine başladı. Geçen yaklaşık 5 aylık süreçte Suriye’de yaşanan değişimi, Türkiye’nin faaliyetlerini Maslahatgüzar Köroğlu ile birlikte 1.200 metre yükseklikte, şehri kuzeyden gören ve Şam’ın kimliğiyle özdeşleşen Kasiyun Dağı’nda konuştuk.
Dışişleri Bakan Hakan Fidan ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın da birlikte çay-kahve içtiği Kasiyun Dağı, dinler tarihinde Kabil’in Habil’i öldürerek ‘ilk cinayetin işlendiği yer’ diye geçiyor. Suriye halkının katledildiği kanlı emirlerin verildiği üsler de buradaydı. Devrimin ardından bu dağ, zaferin ve huzurun sembolü oldu. Dağda çok sayıda tarihî yapı, kiliseler ve eski eserler de bulunuyor. Sosyal medyada 2015’te Esad’a hitaben “Kasiyun Dağ’ında acı kahve içip Şam’ı seyredeceğiz” paylaşımı da viral olmuştu.
SURİYE HAFIZASINI KAZANIYOR
Maslahatgüzar Burhan Köroğlu “Suriye’de bazı şeylerin değiştiği Kasiyun Dağı’ndaki hareketlilikten bile anlayabilirsin. Artık burada yeni hikâyeler yazılıyor. Benim buradaki görev sürem yaklaşık dört ayı geçti” dedi. “Geldiğim gün ile geçen süreci kıyaslamaya kalktığımızda ülkede gittikçe artan bir istikrar var” vurgusunda bulunan Burhan Köroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
Güvenlik de aynı şekilde. Artık burada silinen devlet hafızası tekrar getirilmeye çalışılıyor. Devrim sürecinin o sevinci de bitti şimdi ülkede taşlar yerine oturtulmaya çalışılıyor. Hükûmet de yeni kabinesiyle sahaya inmeye başladı. Ekonomik hareketlilik de gözle görülür duruma geldi, çarklar dönme safhasına geçti.
ULUSLARARASI DESTEK ŞART
Burada THY uçuşlarının başlamasıyla ile bir ivme yakalandı. Başka ülkeden de seferlerin başladığını duyduk. Uluslararası misyonlar da gelmeye başladı. Ülkede geleceğe yönelik umutlar da artmış şekilde. Ama temel bazı sıkıntıları tabii devam ediyor. Amerika’nın birtakım yaptırımları hâlâ tam kaldırılmış değil. Ülkenin yeniden hızla ayağa kalkması için uluslararası bir destek gerekiyor. Siyasi anlamda bu biraz gerçekleşti ama ekonomik olarak ciddi destek yok. Onun kısa sürede yapılması bekleniyor.
Bu süreçte Türkiye’nin rolü çok önemli. Desteğimizi burada herkes görüyor. Gelen giden heyetlerden de bu anlaşılıyor. Savaş döneminde de bu böyleydi şimdi barış sürecinde de aynı duruş devam ediyor. Türkiye her konuda Suriye için özel bir çaba gösteriyor.
UYUM ENDİŞESİ YAŞANIYOR
Türkiye’den dönüşler sürüyor. Devrimden bu yana gelenlerin sayısı 180 bini geçti. Okulların açık olması bu süreçte gelişleri yavaşlatıyor. Türkiye’de okulların kapanmasıyla gelişlerin daha da artmasını bekliyoruz. Burada şöyle bir sorun da var. Savaştan kaçıp Türkiye’ye gidenlerin çocukları özellikle de maddi durumu kötü olanlar devlet okullarında eğitim gördüler. Kendi dilleri ile değil tamamen Türkçe eğitim aldılar. Bizim çocuklarımız gibi oldular. Arapça eğitiminden ayrı kaldılar. Aileler gelecek ama çocuklar dil bilmiyor. O uyumsuzluk korkusunu duyuyoruz. Suriyeli, aslında Suriye’ye bir nevi adaptasyon endişesi taşıyor. Bunu buradaki yetkililere en üst perdeden ifade ettik. Bunun çözümü için Arapça eğitiminin yanında Türkçe dersin okutulması gibi alternatifl er sunarak bir şekilde bu geçiş süreci için çözüm yolları sunduk.