Oruçluya yemek yedirmenin fazileti nedir? Ramazanda iftar vermek ve iftar verdirmenin fazileti

Dinimiz herhangi bir zamanda herhangi bir canlıya yemek yedirmenin ne kadar sevap olduğunu sıklıkla vurguluyor. Hal böyle olunca Ramazan’da iftar verdirmenin sevabı ve oruçluya yemek yedirmenin fazileti merak konusu oluyor. Peki iftar verdirmenin sevabı tam olarak nedir? Oruçluya iftar vermek ile ilgili hadisi şerifler var mı? İşte detaylar…
Dinimizde oruçluya yemek yedirmenin ve ramazanda iftar verdirmenin fazileti saymakla bitmiyor. Gayrimüslimlere veya bütün canlılara yemek yedirmek İslam dininde zaten çok sevapken ramazanda bu sevaplar kat kat artıyor.
İslam alimlerine göre oruçluya iftar veren kişi, oruçlunun sevabı kadar sevap alıyor. Oruç tutanın sevabından ise hiçbir şey eksilmiyor.
YEMEK YEDİRMENİN FAZİLETİ
Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
- “Amellerin en faziletlisi, bir müminin aybını örtmek, karnını doyurmak ve bir ihtiyacını karşılamak suretiyle onu sevindirmektir.” (İsfehani)
- “Allahü teâlâ, yemek yediren cömertle meleklerine övünür.” (İmam-ı Gazali)
- “Misafir, sofrada bulunduğu müddetçe, melekler, ev sahibine dua eder.” (Taberani)
- “Cennette öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, tatlı konuşan, yemek yediren ve herkes uyurken namaz kılanlar içindir.” (Tirmizi)
- “Arkadaşına, sevdiği yemeği ikram edenin günahları affolur.” (Bezzar)
KİM BİR ORUÇLUYU İFTAR ETTİRİRSE
Oruçluya yemek yedirmenin çok faziletli olduğu biliniyor. İslam alimlerine göre iftar verdirmenin sevabına kavuşmak için büyük bir külfete girmek gerekmiyor. Önemli olan tek şeyin, bir oruçluya iftar açtırmak olduğu dini kaynaklarda belirtiliyor.
Yolda giderken bir oruçluya bir hurma veya bir zeytin ikram edilse de iftar verme sevabına kavuşuluyor. Elbette yemek yedirilirse daha çok sevap kazanılıyor. Bu yüzden başkalarına yemek yedirmek özellikle Ramazan ayında büyük bir nimet haline geliyor.
Ramazan ayında oruçluya iftar ettirmek ile ilgili hadis-i şeriflerde şöyle buyuruluyor:
“Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftâr verirse, günahları affolur. O oruçlunun sevabı kadar ona sevap verilir.” (Beyhekî)
Eshâb-ı kirâmdan bazıları, Peygamber Efendimiz’e (sallallahü aleyhi ve sellem) bir oruçluyu iftar ettirecek kadar zengin olmadıklarını söylediler. Peygamber Efendimiz onlara cevaben buyurdu ki: “Bir hurma ile iftâr verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikrâm edene de bu sevap verilir.” (Beyhekî)
“Ramazanda bir misafire oruç açtırana, Sırat köprüsünü geçmek kolaylaşır.” (Vesîletü’n-Necat)
DAVETE İCABET ETMEK
Müslümanın Müslüman üzerindeki beş haktan biri, davetine icabettir. Yani davetini kabul edip gitmektir. Hadis-i şerifte Hadis-i şerifte “Davete icabet ediniz” buyurulur (Müslim).
Fakat dinimizde iftara misafir çağırmak ve iftar davetlerine gitmek ile ilgili dikkat edilecek bazı hususlar yer alıyor. Bu hususlara dikkat edildikten sonra, şartları sağlayan bir davete icabet etmek dinimizin bir emridir. Hadis-i Şerifte şöyle buyurur: “Davete icabet etmeyen, Allah’a ve Resulüne asi olmuş olur.” (Buhari)
Bu hususlar maddeler halinde şöyle sıralanabilir:
- Yemekte günah işlenen davetlere gidilmez.
- Fakirlerin davetine gitmeyip de, zenginlerinkine gitmek kibirdendir.
- Kendinden aşağı olanları ziyaret etmek tevazu (alçakgönüllülük) alametidir.
- Cimrinin davetine gidilmemelidir. Peygamber efendimiz bu hususta, “Cömerdin yemeği şifa, cimrinin yemeği hastalıktır” (Deylemi, Hâkim, İbni Lâl, Dare Kutnî, Hatib)
- Samimi olarak davet edilen yere gidilmelidir.
- “İki kişi birden davet ederse, kapısı yakın olana icabet et! Çünkü kapısı yakın olanın hakkı daha önce gelir.” (Buhari)
İFTARA KİMLER DAVET EDİLİR
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Müslüman kardeşine ikram eden, Allahü teâlâya ikram etmiş olur.” (İsfehani)
Birine iftar yemeği kadar para vermek, iftar vermek gibi sevaptır. Buna göre Ramazanda iftar veren organizasyonlara yardım yapmak, yurt içinde veya yurt dışında toplu iftar veren yardım kuruluşlarına destek olmak tıpkı iftar vermek gibi kabul edilir.
Oruçlu olmayan kişiler de iftara çağırılabilir. Fakat dinimiz önceliği oruçlu olanları çağırmak kabul eder. Oruç tutanlara iftar verdirirken oruç tutmayanlar da iftarda elbette ağırlanır.
İftara davet edilen kişilerin fakir olması şart değildir. Fakire yemek yedirmenin sevabı ayrı, Ramazanda iftar vermenin sevabı ayrıdır. Nitekim hadisi şerifte şöyle buyurulur:
- “Ramazân ayında bir oruçluyu su ile iftâr ettiren, anasından doğduğu günkü gibi günâhsız olur.” Eshâb-ı kirâm, “Su az ve kıymetli iken mi?” diye sorduklarında Peygamber Efendimiz onlara cevaben “İsterse nehir kenârında versin, aynıdır” (Vesîletü’n-Necat)